"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1407 E., 2024/1413 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Biga 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/95 E., 2021/286 K.
Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi (muarazanın önlenmesi) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıların, işverenleri ... Tur. Tic. Ltd. Şti. aleyhine Biga Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinde açtıkları davalar sonucunda kıdem, ihbar, ücret ve izin alacakları gibi işçi alacaklarının tahsiline karar verildiğini ve kesinleşen bu kararlara dayalı olarak Biga İcra Müdürlüğünün 2018/884, 2018/885, 2018/886, 2018/887, 2018/888, 2018/889, 2018/890, 2018/891, 2018/892 ve 2018/894 esas sayılı icra takiplerinin açıldığını, Bursa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Mali Hizmetler Sosyal Güvenlik Merkezinin 05.12.2016 tarih ve 23728181-02/118.01.02/6561089 sayılı yazılarından takip borçlusu şirketin davalı Kurumda blokeli (tedbirli) hakediş alacağı bulunduğunun öğrenildiği ve bu hakedişler üzerine 19.04.2018 tarihinde UYAP-SGK haciz entegrasyonu ile borca yeter miktarda haciz konulduğunu, ancak davalı idarece haciz uygulanan dosyalara herhangi bir ödeme (hakediş kesintisi) gönderilmediğini, Biga SGKM Şubeye Biga İcra Müdürlüğünce DYS-KEP üzerinden yapılan bildirimler, ilgisi nedeniyle Bursa Bölge Müdürlüğüne gönderilmiş, Bursa Bölge Müdürlüğü ise borçlunun kendileri ile sözleşmesi olmadığını belirtmiş, son olarak 05.12.2018 tarihinde de Çanakkale Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü yine Bursa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ile irtabata geçilmesi gerektiği cevabını vermiş, bu şekilde Kurum içi şube ve müdürlüklerin birbirlerine yönlendirmeleri ile uygulanmasına istihkak hacizlerinden sonuç almak bir yana uzun süre bilgi dahi almak mümkün olamadığını, çok sonra ve Kurumun bu işlemine karşı açtıkları davalar nedeniyle yapılan açıklamalardan ; "borçlu Özel Arce firmasının yetkilisi ... hakkında yürütülmekte olan ceza (fetö) soruşturması nedeniyle firmanın SGK'daki istihkakları üzerine bloke (tedbir) konulduğu" öğrenildiğini, bu şekilde icra dosyalarından yapılan yazışma ve Kuruma yaptıkları tüm başvurulardan uzun süre olumlu bir sonuç ve çoğu zaman cevap dahi alınamaması üzerine sırasıyla; Ankara 4. İdare Mahkemesinin 2018/2002 E. 2018/2430 sayılı dosyasında açtıkları davada görev yönünden red kararı verildiğini, Biga İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/117 Esas 2019/61 Karar sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararının da istinaf mahkemesince, ortada icra mahkemesince incelenecek bir icra işlemi söz konusu olmadığı ve bu nedenle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kaldırıldığını, karara karşı temyiz yoluna başvurulduğunu, davalı SGK'ya değişik zamanlarda yaptıkları başvuruların ise çoğu kez cevapsız bırakıldığını, bu başvurulardan biri ile ilgili Kurumun 10.07.2019 tarihli yazısında "... Blokelerin kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararı Müdürlüğümüze ulaştığı takdirde işlem yapılacaktır" denilmesi üzerine şirket yetkilisinin yargılandığı Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesininin 2017/75 Esas sayılı dosyasında 03.05.2017 tarih ve 30 sıra sayılı ara kararı ile tedbir kararının kaldırılmış olduğu da belirtilerek son olarak 24.02.2020 tarihinde yaptıkları başvuruya ise bu kez Kurumun 03.03.2020 tarihli yazısında "davanın sonuçlanmadığı ve sonucunun beklenileceği" şeklinde yine olumsuz cevap verildiğini, Kamu Denetçiliği Kurumuna yaptıkları başvurunun da "uyuşmazlık yargı organlarında görüşülmekte olduğundan" esas yönünden incelenmeksizin reddedilmesi nedeniyle sonuç alınamadığını, takiplerin dayanağı kesinleşmiş mahkeme ilamları ve çalışanların (davacıların) ücret, kıdem ihbar tazminatı ve izin ücreti gibi işçilik alacakları olduğu, şirketin menkullerinin (diyaliz araç ve gereç donanımı) borçları nedeniyle başkaca icra dosyalarından satıldığı da göz önüne alınarak borçlunun davalı Kurumdaki hakedişi dışında bu alacaklarının tahsilinin mümkün olmadığını, firmanın hak edişinin içinde esasen işletme kurallarına göre o tarihte firma çalışanı olan davacıların emek ve mesailerinin de olduğunun kabul edilebileceğini, bu nedenle, firma için uygulanan tedbir niteliğindeki bloke kararından kesinleşmiş mahkeme ilamlarına rağmen alacaklarını tahsil edemeyen davacı-işçilerin zarar gördükleri göz önüne alınarak alacakları ile sınırlı olmak üzere icra dosyalarına ödemelerin yapılması gerekirken davalı Kurumun 3. şahıs olarak bu ödemeyi yapmaması nedeniyle zararlarının her geçen gün artarak çoğaldığının açık olduğunu, borca yeter miktarda haciz uygulandığı için İ.İ.K.'da "aciz haline ilişkin" (tamamlayıcı haciz, tasarrufun iptali davası açma gibi) borçluyu ödemeye zorlayıcı yasal hükümlerden yararlanılamamakta ve alacaklar da tahsil edilemediğini, davalı Kurum tarafından, borçlu şirket yetkilisi hakkında uygulanan tedbirin başlangıçtaki fetö/pyd bağlantısı nedeniyle haklılığı, sonrasında gelişen durumlar karşısında amacını aşmış ve 3. kişi durumunda olan davacıların haklarını da etkilemesi nedeniyle davacılar açısından adil olmayan, haksız ve cezai nitelik arz eden bir duruma döndüğünü, dahası, şu anda bu tedbir kararından asıl zarar gören kişi aleyhine tedbir uygulanan borçlu şirket veya yetkilisi değil, bu şirketten işçilik alacaklarını tahsil edemeyen davacı şirket çalışanları olduğunu, davacıların (ve başkaca şirket alacaklılarının) mevcut hacizleri nedeniyle, üzerindeki idari tedbirin kalkması halinde istihkakın ödemesi hak edişlerin sahibi şirkete değil, haciz uygulayan alacaklılarına yapılacağından şirketin bu hak edişlerle ilgili bir beklentisi ve sonuçta da doğrudan bir zararının görülmediğini, kaldı ki, kurumun ilk cevaplarına dayanak teşkil eden ve ceza soruşturması nedeniyle verilen tedbir ( bloke) kararının daha sonra Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/75 Esas sayılı dosyasında 03.05.2017 tarih ve 30 sıra sayılı ara kararı ile kaldırılmış olduğunu, kaldırma kararından sonra Kurumun bu kez de davanın sonuçlanmadığı gerekçesiyle tedbir (bloke) kararını uygulamaya devam ettiğini, yapılan tüm başvuruları reddederek davalının haksız ve hukuka aykırı olarak muarazayı halen dahi sürdürmesi nedeniyle, idari yargı (iptal davası), dar yetkili İcra Hukuk Mahkemesi , Kamu Denetçiliği Kurumu gibi alternatif tüm hukuki yolların "denenmesine" ve davadan önce son kez 20.02.2020 tarihli başvurumuza rağmen de sonuç almak mümkün olamadığından iş bu genel hükümlere dayalı muarazanın meni (sataşmanın giderilmesi) ve borçlu istihkaklarından borca yeter miktarında icra dosyalarına ödemeye icbar edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle yetki ve görev yönünden reddinin gerektiğini, yetkili ve görevli mahkemenin Çanakkale İş Mahkemesi olduğunu, Biga İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davanın reddine karar verildiği için kesin hüküm itirazında bulunduklarını, müvekkilinin yasaların kendisine belirlediği şekilde hareket etmekte ve takdir hakkını kullanmakta olduğunu, söz konusu bloke edilen meblağın yasal olarak konulmuş bir bloke olup yasal süreç tamamlandıktan sonra kuruma bildirilecek talimatlar doğrultusunda hareket edilerek çözüme kavuşturulacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların davasının kısmen kabulü ile; davalının Biga İcra Müdürlüğü'nün 2018/884, 2018/885, 2018/886, 2018/887, 2018/888, 2018/889, 2018/890, 2018/891, 2018/892 ve 2018/894 Esas sayılı takip dosyalarında borçlunun istihkaklarından / hakediş kesintilerinden borca yeter miktarlarını üzerinde başkaca bir tedbir bulunmadığı takdirde ve rüçhanlı alacaklar gözetilmek kaydıyla yukarıda belirtilen icra dosyalarına aktarması gerektiğinin tespiti ile davacılar ve davalı arasındaki muarazanın bu şekilde önlenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Çanakkale İş Mahkemesinin yetkili ve görevli olduğunu, Biga İcra Hukuk Mahkemesi kararının kesin hüküm oluşturduğunu, blokenin yasal olarak konulduğunu, müvekkili kurumun takdir yetkisinin olmadığını, kısmen kabul kararına rağmen ret vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İİK'nın 89 uncu maddesi gereği davalı kurum 3. kişi konumunda olup ödeme yapmayarak muaraza çıkarttığı, yargılama sırasında Sulh Ceza Hakimliği tarafından konulan tedbirin Balıkesir 2. Ağır Ceza mahkemesinin 2017/75 Esas 2020/288 Karar sayılı dosyasından kaldırıldığı anlaşılmakla Mahkeme gerekçesine göre davalının istinaf isteminin reddi gerektiği gerekçeleriyle "1-Biga 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 12/07/2021 tarih ve 2020/95-2021/286 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE" karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacılar tarafından daha önce Biga İcra Hukuk Mahkemesinde açılan dava da reddedilmiş olup işbu yargılama ile alakalı daha önce verilmiş karar olduğundan kesin hüküm itirazında bulunduklarını, vekileden kurumun takdir yetkisinin olmadığını, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olmasına rağmen vekileden kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık, İcra İflas Kanunu'nun 89 uncu maddesi kapsamında haczedilen hak edişlerle ilgili muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, davacıların iş ilişkisinden kaynaklı ilama bağlı alacaklarının tahsili amacıyla başlattıkları ilamlı icra takip dosyalarında borçlu şirketin davalı kurumdaki istihkaklarına konulan haczin şirket yetkilisi hakkında yürütülmekte olan ceza (fetö) soruşturması nedeniyle firmanın SGK'daki istihkakları üzerine bloke (tedbir) konulduğu gerekçesiyle yerine getrilmediği ancak yargılama sırasında Sulh Ceza Hakimliği tarafından konulan tedbirin Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/75 Esas, 2020/288 Karar sayılı dosyasından kaldırıldığı, ayrıca işveren şirket yetkilisi sanık hakkında devam eden ceza yargılama dosyasının sonucunda da beraat kararı verildiğinin anlaşılmış olmasına göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
5502 sayılı Harçlar Kanunu’na göre davalı SGK’dan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.