"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/325 Esas, 2022/570Karar
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; köyde iki aile arasında arazi nedeniyle çatışma çıktığını ve çatışma neticesinde evlerin ve tarım araçlarının ateşe verildiğini, yakılan tarım araçlarından bazılarının davalı şirkete kasko sigortalı olduğunu, davalı şirket tarafından araç sahiplerine hasar bedelinin ödendiğini ve ödeme yaptıktan sonra söz konusu araçları yaktıkları ve sigorta şirketini zarara uğrattıkları gerekçesi ile müvekkili dahil 35 kişiye karşı rücuen tahsil amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bu takibe süresinde itiraz ettiğini ve söz konusu takibin icra hukuk mahkemesince durdurulduğunu, icra takip dosyasına konu alacağın hiçbir yasal dayanağının olmadığını, davalı kurumun bu şekilde müvekkili aleyhine haksız ve kötü niyetli bir icra takibi başlatmış olduğunu, icra dosyası kapsamında müvekkilinden talep edilen asıl alacak, faizi ve diğer tüm ferilerini kabul etmediklerini, davalı tarafa böyle bir borçlarının olmadığını, bu nedenlerle davalı tarafa Şanlıurfa 1.İcra Müdürlüğünün 2010/3024 nolu icra takip dosyası kapsamında 88.349,80 TL borçlu olmadıklarının tespitine ve davalı aleyhine başlatmış olduğu haksız ve kötü niyetli icra takibinden dolayı en az %40'tan az olmak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
III.BOZMA ÖNCESİ YARGILAMA SÜRECİ
İlk Derece Mahkemesinin 10.03.2016 tarihli kararıyla, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 18.10.2017 tarih, 2016/17494 Esas, 2017/9311 Karar sayılı ilamıyla; "...Her ne kadar mahkemece, itirazın iptali ya da itirazın kaldırılması yoluna başvurulması halinde davacıların kendisini savunabileceği ve itiraz yoluyla takibi durdurabileceği gerekçesiyle hukuki yararı olmadığı kabul edilmiş ise de; alacaklının itirazın iptali ya da itirazın kaldırılması davası açıp açmayacağı belli olmayıp, itiraz ile takibin durmasından sonra alacak davasının açılmasında bir engel bulunmamaktadır. Bu nedenle dava açılış tarihi itibariyle, davacının sorumluluğa ilişkin hukuki durumunun mahkemece belirlenmesi ve bu durumun bir mahkeme kararına bağlanmasını istemesinde hukuki yararı vardır. Bu nedenle mahkemece işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği..." gerekçesiyle bozulmuştur.
IV. BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının alacaklı tarafa hiçbir borcunun olmadığı, alacaklı ve borçlu arasında hiçbir hukuki ilişki olmadığını davacı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; vekalet ücreti konusunda hatalı karar verildiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B. Gerekçe
Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olmasına, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, bozma ilamı ile kesinleşen yönlere ilişkin yeniden temyiz incelemesinin yapılamayacak olmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekili ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda dökümü yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Aşağıda dökümü yazılı peşin alınan harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.