"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/21 E., 2023/458 K.
Mahkeme kararı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı ... Eczanesi ile ilgili olarak düzenlenen 22.03.2013 tarih ve 133419-İNC-3 sayılı denetim ve inceleme raporuna göre, eczane çalışanı ve yakınları adına aslında kullanılmayan ilaçlara dair reçete düzenlendiğini, bu reçetelerin ... Eczanesi tarafından davacı kuruma fatura edilerek kurum zararı oluşturulduğu ve bir kısmının da davalı doktor tarafından düzenlendiğinin tespit edildiğini, bu nedenle yazmış olduğu reçete bedelleri yönünden davalıya karşı icra takibi başlatıldığını ve itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının düzenlediği 27.01.2012 tarih 85207 protokol numaralı 1.442,86 TL ve 17.02.2012 tarih 154198 protokol numaralı reçete bedeli olan 1.521,98 TL ile 924,79 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine karşı davalının itirazının iptaline, ayrıca davalının, takibe kötü niyetle itiraz ettiği iddiasıyla %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu olayda, hasta adına uzman doktor tarafından öncesinde düzenlenen rapora göre ilaç yazmış olduğunu, raporun geçersizliğine dair davacının bir iddiası da bulunmadığına göre davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.05.2016 tarihli ve 2015/633 Esas, 2016/362 Karar sayılı kararıyla, davalıya atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı, aynı şekilde ceza yargılaması sırasında davalı doktorun beraatine karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 12.11.2018 tarihli ve 2016/9130 Esas, 2018/6847 Karar sayılı ilamıyla; dava konusu olayın özelliği nedeniyle ceza mahkemesindeki davanın sonuçlanıp kesinleşmesi beklenmesi ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olmasının, usul ve yasaya uygun düşmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu olayda, davalının davaya konu reçeteleri önceden düzenlenen ilaç kullanım raporuna istinaden yazdığı, bu reçetelerin uzman hekimler tarafından düzenlenebilecek nitelikte reçeteler olduğu, davalı uzman doktor ...'na bu nedenle atıfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı, ceza dosyasında da aynı gerekçelerle davalı doktorun beraatine karar verildiği, davalı doktorun eylemleri yasal çerçevede bulunduğundan davacı kurumun zararından sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; yapılan incelemede eczane çalışanları ve yakınları adına aslında kullanılmayan ilaçlara yönelik olarak reçete düzenlendiğinin tespit edildiğini, reçete yazmanın hekimin sorumluluğunda olduğunu bu nedenle davanın kabulü gerekirken reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, kurum zararı nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dosyada alınan bilirkişi raporunun özellikle eczacılık uygulaması yönünden değerlendirmeler içermesi, hasta kabul işleminin doktorların sorumluluğunda olmaması, davalının daha önce düzenlenen raporlara istinaden reçete düzenlemesi ve davacının iddiasını ispat edememiş olmasına göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına,
Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,16.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.