"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/398 D.İş, 2022/407 K.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ
SAYISI : 2022/İHK-16245
DAVA TARİHİ : 05.08.2021
HÜKÜM/KARAR : Davanın Kabulü/Davalı Vekilinin İtirazının Kabulü ile Davanın
Usulden Reddi
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ
SAYISI : K-2022/31626
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince itirazın kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararı kaldırılarak davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyeti kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... şirketi tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı 20.03.2019 tarihli trafik kazasında, başvuranın yaralandığını ve maluliyeti oluştuğunu belirterek 4.000,00 TL sürekli ve 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 500,00 TL geçici bakıcı giderinin davalıdan tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında ıslah yoluyla toplam talebini 307.300,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncesinde davacı ile arabuluculuk süreci ile anlaşıp zararı giderdiklerini, geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadıklarını, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin tarihi ve sayısı yukarıda yazılı kararıyla; dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporlarına dayanılarak, başvurunun kabulü ile 307.300,00 TL tazminatın 07.05.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden alınarak başvurana verilmesine karar verilmiştir.
IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.
B. İtiraz Sebepleri
Davalı vekili itiraz dilekçesinde; maluliyet raporunun kendilerine tebliğ edilmeyerek savunma haklarının kısıtlandığını, raporun mevzuata uygun olmadığını, öncesinde arabuluculuk süreci ile anlaşıp zararı giderdiklerini, hesap raporunun hatalı olduğunu, geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadıklarını, olsalar bile hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, hatır taşıması indirimi ve müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini, vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirtmiştir.
B. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararıyla; somut olayda, başvuranın fiziksel arazları yönünden arabuluculuk süreci ile anlaşarak ödeme yapıldığı, sonrasında bu fiziksel arazların arttığına yönelik bir maluliyet rapor değerlendirmesinin bulunmadığı, dayanak maluliyet raporlarındaki maluliyet oranının büyük bölümünün anksiyete bozukluklarına dayalı olduğu, uygulamada bu tür travma sonrası stres bozukluktan kaynaklı maluliyet raporlarına yönelik komisyon yargılamasında, başvuranın hastaneye sevkinde, sevkedilen hastanelerin, kişinin belirli bir süre (en az altı ay) ilgili poliklinikçe tedavi ve gözlemi yapılmak suretiyle oluşturacağı, değerlendirme raporunun kendilerine ulaşması sonrası rapor düzenleyebilecekleri ifade edilmekte olmasına rağmen, sunulu raporlarda, gözetim ve tedavi sürecine ilişkin bir klinik raporlamasına yer verilmediği, bu nedenle de raporların hüküm kurmaya elverişli olmadıkları sonucuna ulaşıldığı, 2918 sayılı Yasada ve Genel Şartlarda öngörülen şartın dava açılmasından sonra ikmal edilebilecek bir husus olup olmadığı noktasında getirilen düzenleme ile gerçekleştirilmek istenen amacın yargı yükünün hafifletilmesi ve tarafların uyuşmazlıkları yargı önüne getirmeden önce çözmesi olup, söz konusu düzenleme bu niteliği itibariyle davanın görülmesine ilişkin bir şart olmayıp, davanın açılabilmesine ilişkin bir şart olduğu ve söz konusu eksikliğin, tahkim yargılaması aşamasında giderilmesi bir an düşünülse bile, tedavi ve takip süreci, raporlama süreci bir arada değerlendirildiğinde çok kısa olan tahkim yargılamasında bu sürecin yürütülmesinin mevzuat anlamında mümkün olmadığı, başvuranın bu süreçleri tamamlayarak raporlamasını aldıktan sonra tahkim yargısına başvurması gerektiği gerekçesiyle, başvurunun usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacıda oluşan maluliyetin tespiti için düzenlenen 20.12.2021 tarihli raporun İtiraz Hakem Heyetince görmezden gelinerek ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı ... şirketi tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı sürücünün uğradığı sürekli ve geçici iş göremezlik ile geçici bakıcı gideri tazminatı talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54 üncü maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun (KTK) 85, 89, 90 ve 91 inci maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30 uncu maddesi, Karayolları Moturlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.
3. Değerlendirme
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması hâlinde, zararın kapsamının tespiti açısından geçici iş göremezlik süresi ile sürekli iş göremezlik oranının doğru bir şekilde belirlenmesi zorunludur. Söz konusu belirlemenin, bağlı oldukları mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneler veya sağlık kuruluşları tarafından çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetince kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılması gerekir.
Davacıya %8 iş göremezlik oranı üzerinden tazminat ödemesi yapan davalının hukuki durumunun, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri uyarınca alınacak yeni bir raporda, artan maluliyet ile gelişen durum olup olmadığı sorunu çözüldükten sonra değerlendirilmesi gerekir. Gelişen durumun varlığı hâlinde gelişen durum yönünden yeniden dava açılabilmesi mümkündür.
Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği hâlde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir.
Trafik kazası sonucu yaralanmalar nedeni ile ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise artık “gelişen durum” ve dolayısıyla gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olmaktadır. Böyle hâllerde zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş sayılamaz. Gelişen durumun söz konusu olup olmadığı her olaya özgü olarak dosyaya sunulan delillere göre belirlenir.
Bu itibarla; davacıdaki yaralanmanın hangi tarihli tedaviyle tamamen iyileştiği, iyileşme sonrası aynı yaralanma nedeniyle gelişen bir durumun bulunup bulunmadığı, varsa gelişen durumun hangi tarihte sona erdiği kesin olarak belirlenmelidir. Çünkü tedavinin ne zaman sona erdiği ve sürekli iş göremezlik oranının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir hâle geldiği, gerçek zararın tespiti açısından önemlidir.
İtiraz Hakem Heyetince; kaza sonrası tüm tedavi belgeleri getirtilerek davacının %8 oranında sürekli iş göremezliğini belirleyen rapor, davacının maluliyetinin %36 olduğunu tespit eden raporlar arasında maluliyet oranının belirlenmesine etki eden fiziksel ve fonksiyonel arazlarda zaman içinde gelişim olup olmadığını belirlemeye elverişli, yeni bir sağlık kurulu raporu alınmalıdır. Söz konusu rapor, oluşturulacak farklı bir uzman doktor heyetince, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, bağlı oldukları mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneler veya sağlık kuruluşları tarafından çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak ve bizzat muayene edilerek düzenlenmelidir.
Açıklanan nedenlerle; davacıdaki yaralanmanın gelişen durum olup olmadığı ve davaya konu kaza nedeniyle davacının artan maluliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarında gerekçeli, denetime elverişli ve kaza ile illiyet bağının kurulduğu yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Kaldı ki; tahkimce taraflara ek süre dahi verilmeden eksik inceleme yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Değerlendirme bölümünde açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının davacı yararına BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,Dosyanın, Mahkemeye gönderilmesine,09.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.