"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1718 E., 2022/1744 K.
HÜKÜM/KARAR : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi/ Davanın Kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/264 E., 2020/45 K.
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 03.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen gün ve saatte davacı vekili Avukat ...ile davalılar ..., .........; vekili Avukat ... ... geldiler. Davacı vekilinin ve davalılar vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra eksiklik nedeni ile geri çevrilen dosya eksik hususlar tamamlanarak tekrar gelmekle işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 29.04.2024 gününde Tetkik Hâkimi tarafından gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Bornova Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi Baranka Dış Ticaret Limited Şirketinin 15.05.2019 tarihi itibariyle 276.352,45-TL vadesi geçmiş vergi borcu bulunduğunu, söz konusu borçtan dolayı yapılan araştırmalar sonucunda şirket ortak ve müdürlerinden davalı ...'ün 01.12.2018 tarihinde vefat eden annesi ...'tan intikal eden İzmir İli, Karabağlar İlçesi, 31729 ada 13 parselde kayıtlı taşınmazda bulunan hissesini 10.12.2018 tarihinde ablası ...'e satış yoluyla devrettiğini, devir işleminin mal kaçırmaya yönelik olduğunu ve davalıların muvazaalı işlem yaptıklarını belirterek tasarrufun iptali ile cebri icra yetkisi verilmesini talep etmiş, 02.07.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı ...'ün İzmir İli, Konak İlçesi, 2. Aziziye Mahallesi, 6941 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazdaki hissesini de 04.08.2016 tarihinde diğer davalı ...'e sattığını belirterek bu taşınmazdaki hissesi yönünden de tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı borçlu ... ile diğer davalı ...'in kardeş oldukları, davalı borçlunun bu işleminin alacaklılara zarar verme kastı taşıdığı, diğer davalının bu kastı bilebilecek durumda olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, İzmir İli, Konak İlçesi, 2. Aziziye Mahallesi, 6941 ada, 1 parselde kayıtlı taşınmazda davalı borçlu ... tarafından davalı ...'e gerçekleştirilen hisse satışına ilişkin 04.08.2016 tarihli tasarrufun ve İzmir ili... İlçesi... Mahallesi 31729 ada 13 parsel sayılı taşınmazda davalı borçlu ... tarafından davalı ...'e gerçekleştirilen hisse satışına ilişkin 10.12.2018 tarihli tasarrufun iptaline davacıya dava konusu taşınmazlar üzerinde alacağı ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu gayrimenkulün el değiştirmesinin önlenmesi ve 3. kişilerce cebri icraya konu edilmesini önlemek amacıyla, tapu kaydına ihtiyati tedbir konulması, aksi kanaatte olunması halinde ihtiyati tedbir talebinin ihtiyati haciz olarak nitelendirilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirme yapıldığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, satışların gerçek satış olduğunu, davalılardan Emine'nin taşınmazı önalım hakkı olduğunu, maddi durumunun iyi olduğunu, taşınmaz başkasına satılmış olsaydı dahi önalım hakkı davası açarak taşınmazı geri alabileceğini, satış tarihi itibariyle henüz borcun doğmadığını, davalı ... aleyhine bir icra takibi ve işlem olmadığını, aciz halinin gerçekleşmediğini, usulüne uygun aciz vesikası bulunmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlu ile 3. kişinin kardeş olduğu, bu sebeple arasındaki tasarrufun, 6183 sayılı Kanun'un 28/1 ve 29/2 maddeleri kapsamında iptale tabi olduğu, davacı vekilinin 29.05.2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının reddine ilişkin istinafa geldiği, ancak bu kararın davacı kuruma 11.06.2019 tarihinde tebliğ edildiği ve bu ara karara karşı 2 hafta süre içerisinde istinafa gelmediği gerekçesiyle davacı idarenin ve davalıların istinaf başvurusunun, HMK'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunda bildirdiği sebepler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunda bildirdiği sebepler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 24 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.6183 sayılı yasanın 25. maddesi hükmü gereğince bu tür davalarda, davalı olarak borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Buna göre davalı olarak borçlu ile birlikte lehine tasarrufta bulunan üçüncü kişi ve bunlar tarafından devir halinde diğer üçüncü kişilerin yasal hasım olmaları gereği açıktır. Taraf ehliyeti dava koşullarından olup mahkemece öncelikle ve resen incelenmesi gereken hususlardandır.
Somut olayda, borçlu ...'un 02.06.2023 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarının ise İzmir 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2023/1214 E., 2023/1125 K. sayılı kararı ile murisin mirasını reddettikleri ve verilen kararın 23.06.2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. M.K.'nun 605 ve devamı maddeleri uyarınca zorunlu hasım olan borçlunun en yakın mirasçıları mirası reddettiğinden terekenin iflas hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Bu durumda, mirasın reddi kararının mahallin Sulh Hukuk Hakimine bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunmalıdır. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir. Talep üzerine yapılabilirliği bu özelliğini ortadan kaldırmaz.(Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 27.1.1995 gün ve 1995/13145,1995/947; HGK'nun 29.1.1975 gün 1682-100 ve 3.7.2002 gün 15/572-577 sayılı kararları aynı doğrultudadır) Ayrıca yine murisin ölüm gününde terekenin borca batık olduğunun şayi ve sabit olması durumunda da miras reddedilmiş olacağından ve bu tespit için sınırlayıcı bir süre yasaca öngörülmediğinden bu yönüyle de mahkemece işlem yapılması imkanı vardır. Hal böyle olunca Mahkemece usuli işlemlerin yerine getirilip taraf teşkili temin edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
2.Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacı vekili ve davalılar vekilinin temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir.
VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
3. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle bozma ilamının kapsam ve şekline göre davacı vekili ve davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
17.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılara verilmesine,
17.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalılara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.