Logo

4. Hukuk Dairesi2024/7765 E. 2024/10319 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Çok taraflı bir trafik kazasında, uzun süreli kiralanmış aracın malikinin işleten sıfatıyla tazminat sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Aracın uzun süreli kiralandığı iddiasına rağmen, kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte olduğunun, aracın fiilen teslim edilip edilmediğinin, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğunun ve kira sözleşmesinin ilgili kurumlara bildirilip bildirilmediğinin kanıtlanamaması nedeniyle aracın malikinin işleten sıfatıyla sorumlu olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/76 Esas - 2024/147 Karar

Mahkeme kararı davalı ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davacının geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tedavi masrafları ve çalışamaması nedeniyle uğramış olduğu kazanç kaybı nedeniyle 4.000,00 TL belirsiz alacak niteliğindeki tazminat alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen; 25.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 34.025,43 TL’ye yükseltmiştir.

Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; müvekkilinin geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle zarara uğradığını, bozma sonrası hesaplanan tazminat miktarının bozma öncesi davada hesaplanan tazminattan fazla olduğunu ve ilk davayı ıslah ettiğinden fazlaya ilişkin kısmını bu ek davada talep ettiğini belirterek, 31.040,13 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek müteselsil tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davalının maliki olduğu aracın dört yıllığına ... Tic. Ltd. Şti.'ye kiralandığını, ileride rücu söz konusu olacağı için davanın şirkete ihbarı edilmesini, kusur oranlarının tespitinin gerektiğini, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

Davalı ... A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davalı ... şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, tazminat için şirkete başvurulmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18.09.2015 tarihli ve 2012/55 Esas, 2015/280 Karar sayılı kararı ile; alınan maluliyet raporu, kusur raporu ve aktüer raporu usul ve yasaya uygun ve hüküm kurmaya elverişli bulunarak davanın kısmen kabulü ile; 34.025,43 TL maddi tazminatın davalılardan (sigorta şirketi sigorta limiti ile sorumlu olacak şekilde) sigorta şirketine karşı dava tarihinden, diğer davalılar yönünden 09.01.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müşterek müteselsil tahsiline, 6.000,00 TL manevi tazminatın 09.01.20212 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sigorta şirketi dışındaki davalılardan müşterek müteselsil tahsiline, davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalılardan ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 03.12.2018 tarihli ve 2016/2629 Esas, 2018/11545 Karar sayılı ilamı ile;

"...Dava, trafik kazası nedeniyle cismani tazminat istemine ilişkindir.

1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı ve davalı ... A.Ş. vekillerinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2)“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 46. maddesinde (6098 sayılı TBK. Bedensel Zarar madde 54), bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmektedir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.

Mahkemece, yapılan yargılamada davacının maluliyet oranının belirlenmesi için 03.04.2013 tarihinde Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkalığından alınan rapora göre davacının maluliyeti % 18 olduğu ve olağan yaşamına dönebilmesi için ihtiyaç duyduğu sürenin 3 ay olduğu rapor edilmiştir. Mahkemece, rapora itiraz üzerine alınan 28.03.2014 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre davacının maluliyeti % 9 olduğu ve iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği rapor edilmiştir. Mahkemece raporlar arasında çelişkiyi gidermeksizin Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporu hükme esas alması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

Mahkemece, Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

3)Davalı ... A.Ş. vekili cevap dilekçesine kazaya karışan araç için dava dışı ... Ticaret Ltd. ile arasında yapılmış 26.04.2010-26.04.2014 tarihleri arasında araç kiralama sözleşmesini ve ödeme planını ibraz etmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.

2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir.

Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hâkimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hâkimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hâkimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.

Bu durumda mahkemece taraflar arasında uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle, kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı ... A.Ş.'nin işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir." gerekçesi ile karar bozularak dosya kararı veren Mahkemeye gönderilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak, davalı ... A.Ş. ve dava dışı ... Ltd. Şti.'nin ticari defterleri istenmiş, mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış, ... Ltd. Şti.' nin kazaya karışan aracı uzun süreli kiraladığı, ... A.Ş. isimli davalının aracın işleteni olmadığı belirlenerek asıl davada; maddi tazminat talebi yönünden davalı ... A.Ş. yönünden pasif dava ehliyeti yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne, 34.025,43 TL maddi tazminatın davalılar ... ve Anadolu Anonim Türk Sigorta şirketinden, sigorta şirketi yönünden 01.02.2012 tarihinden, diğer davalı yönünden 09.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek müteselsil tahsiline, sigorta şirketinin sigorta limiti ile sınırlı olacak şekilde sorumlu tutulmasına, manevi tazminat talebi yönünden davalı ... yönünden kısmen kabulüne, 6.000,00 TL manevi tazminatın 09.01.0212 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, birleşen davada; davalı ... A.Ş. yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne, 31.040,13 TL maddi tazminatın sigorta şirketi yönünden 01.02.2012 tarihinden, diğer davalı yönünden 09.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek müteselsil tahsiline, sigorta şirketinin sigorta limiti ile sınırlı olacak şekilde sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

Mahkemenin 11.06.2021 tarihli 2019/99 Esas, 2021/218 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairenin 09.01.2020 tarih ve 2021/22484 Esas, 2021/218 Karar sayılı ilamında; "...Dairemizin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen bozma ilamı gereğince yapılan araştırma ve dosyadaki bilgi ve belgeler dikkate alınarak, davalı ... A.Ş. kazaya karışan aracın uzun süreli kiraya verildiğini iddia etmiş ve her ne kadar kendi yasal defterlerini ibraz etmiş ise de aracın fiilen teslim edildiğine ilişkin belge sunulamamış, aracın fiilen teslim edildiği ispat edilememiş, yapıldığı belirtilen kira sözleşmesine ilişkin Maliye ve Vergi Dairelerine herhangi bir bildirimde bulunulduğuna, damga vergi beyanının düzenlendiğine dair de bir belge sunulamamıştır. Bu durumda davalı ... A.Ş.'nin aracın işleteni olduğu kabul edilerek sorumlu tutulması gerekirken bu davalıya karşı davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi yerinde olmamıştır..." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 17.04.2024 tarih 2024/76 Esas, 2024/147 Karar sayılı kararı ile; uzun süreli kira sözleşmesi yönünden maliye ve vergi dairesine yapılan herhangi bir bildirim bulunmaması, damga vergi beyanının düzenlendiğine dair de bir belge sunulmaması ve ayrıca aracın fiilen teslim edildiğinin de kanıtlanamamış olması karşısında, davalı ......A.Ş. işleten konumunda kabul edilmek gerekir. Dolayısıyla bu davalıyı da bu sıfatı ile haklarındaki hükümler kesinleşmiş olan diğer davalılarla müştereken ve müteselsilen sorumlu tutmak gerekir..." gerekçesi ile asıl dava yönünden; davalı ... A.Ş dışındaki davalılar yönünden verilen önceki hüküm kesinleşmiş olduğundan o davalılar yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı ... Petrol Turizm..A.Ş hakkındaki maddi tazminat istemi yönünden, davanın kabulüne, haklarındaki önceki hüküm kesinleşmiş olan ... ve Anadolu Sigorta A.Ş ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla 34.025,43 TL maddi tazminatın 09.01.2012 den işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davalı ... A.Ş. hakkındaki manevi tazminat istemi yönünden, davanın kısmen kabulüne, hakkındaki önceki hüküm kesinleşmiş olan ... ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla 6.000,00 TL manevi tazminatın 09.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen dava yönünden; davalı ... A.Ş. dışındaki davalılar yönünden verilen önceki hüküm kesinleşmiş olduğundan o davalılar yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı ... A.Ş. hakkındaki maddi tazminat istemi yönünden, davanın kabulüne, haklarındaki önceki hüküm kesinleşmiş olan ... ve Anadolu Sigorta A.Ş ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla 31.040,13 TL maddi tazminatın 09.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı ... A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde; kazaya karışan aracın uzun süreli kiraya verildiğini, kira sözleşmesinden aracın uzun süreli kiraya verildiği ve teslim edildiğinin anlaşıldığını, aracın kiralayan şirketin hukuki ve fiili hakimiyeti altında olduğunu, kaza yapan kişinin de bu şirket ile bağlantılı olduğunu, mahkemece bu hususta araştırma yapılmadığını, kira sözleşmesi ve ticari defterlerin bu durumu doğruladığını, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, asıl davada çok taraflı trafik kazasında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi bulunan aracın sigortacısından, aracın işleteninden ve sürücüsünden kazada malul kalan yayanın maddi tazminat ve sigorta şirketi dışındaki davalılardan manevi tazminat, birleşen davada sigortacı, işleten ve sürücüden bakiye maddi tazminat istemlerine ilişkindir.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı ... A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda dökümü yazılı temyiz harcının temyiz eden davalı ...'ndan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.