"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1999 E., 2020/708 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddine/ İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 2. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2017/62 E., 2019/302 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl davada davalı birleşen davada davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalı birleşen davada davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31.05.2016 tarihinde davalının sürücüsü ve maliki olduğu davacı şirkete ZMSS poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı çift taraflı kazada aracın hasarlandığını, meydana gelen kazada davalı sürücünün 1,88 promil alkollü olduğunu, kaza neticesinde davacı tarafça karşı araçta meydana gelen hasar nedeniyle 1.838,00 TL 01.07.2016 tarihinde, 4.152,00 TL 28.07.2016 tarihinde olmak üzere toplam 5.990,00 TL ödendiğini, 1.838,00 TL alacağın ödeme tarihi olan 01.07.2016 tarihinden itibaren, 4.152,00 TL alacağın ödeme tarihi olan 28.07.2016 tarihinden itibaren toplan 5.990,00 TL alacağın reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı ... dava dilekçesinde özetle; davacıya ait aracın karıştığı kazada aracının hasarlanarak pert olduğunu, davalıların aracın kasko sigorta poliçesini düzenleyen şirket ve acente olarak meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu, davacının meydana gelen kazada sürücü olmadığını belirterek 160.000,00 TL'nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Birleşen dosyada davalı VDF Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş. beyan dilekçesinde; dava konusu olayda müvekkili şirket kasko sigorta poliçesi acente sıfatında olduğunu, acentelerin dava ehliyeti olmadığından taraf olarak gösterilmelerinin mümkün olmadığını ve husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı .... vekili beyan dilekçesinde; kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere çarpma neticesinde yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazasına sebebiyet veren sürücünün davacı ... olduğu, trafik kaza tespit tutanağından ve ceza dosyasında alınan tanık ifadelerinden de anlaşıldığını, kaza sırasında alkollü olduğunu, trafik kazası sonucu sigortalı araçta meydana gelen zarar sigorta teminatı kapsamında olmadığından müvekkili sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ...'nun maliki ve sürücüsü olduğu aracın 31.05.2016 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, sigortalı araç sürücüsünün 1.88 promil alkollü olduğu ve kazada asli kusurlu olduğunu, her ne kadar davalı-birleşen dosya davacısı ... tarafınca aracın kendisi tarafından kullanılmadığı, ... tarafından kullanıldığı iddia edilmiş ise de, Samsun 3.Asliye Ceza Mahkemesi 2016/861 Esas - 2018/42 Karar sayılı ilamının incelenmesinde davalı ...'nun aracı kullandığının kesin olarak gören kimse olmadığından bahisle hakkında verilen beraat kararının üzerine atılı suçu işlediği sabit olmadığından CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca verildiği, yine dosya sanığı ... hakkında suç üstlenme suçundan verilen hükmü CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince üzerine atılı suçu sabit olmadığından verildiği, kaza tespit tutanağı mümzi polis ...'ın tanık olarak vermiş olduğu ifadesinde "biz yaralı müştekiye şoför kim diye sorduğumuzda müşteki de yine sanık ...'i göstererek şöförün o olduğunu söyledi, araçta başka kimse yoktu, yaklaşık 10-15 dk sonra ... olay yerine geldi, şoför benim dedi, ancak biz şoförün bu şahıs olduğuna kanaat getirmedik..." beyan etti, yine tutanak mümziinin de tanık ...'ın beyanında "biz yaralı müştekiye şoför kim diye sorduğumuzda müşteki de yine sanık ...'i göstererek şoförün o olduğunu söyledi ve araçta 2 kişi olduklarını söyledi, yaklaşık 10-15 dk sonra 25-30 yaşlarında genç bir arkadaş gelerek kendisine telefon geldiğini, bir yakınının kaza yaptığını duyduğunu bu nedenle olay yerine geldiğini söyledi, hatta ruhsatı da araçtan bu şahıs bana verdi, bu şahıs huzurda gördüğüm ...'dur, olaydan 1-2 saat sonra karakolda başka bir şahsın kendisinin şoför olduğunu beyan ettiğini öğrendim..." şeklinde beyan ettiğini, bu hali ile yazılı belge olan kaza tespit tutanağının aksinin davalı-birleşen dosya davacısı tarafından ispat edilemediği, mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarında; nöroloji uzmanı bilirkişi tarafından yapılan açıklamalara göre kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirtildiği, hasarın sigortalı aracın alkol almış olmaları nedeniyle güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiş kişilerce meydana gelmesi halinde de sigortacının ödediği bedel yönünden sigortalısına rücu edebileceği, bu durumda asıl dava dosyası açısından davacı ... şirketinin kendi sigortalısı olan davalıya rücu şartlarının oluştuğu, birleşen dava yönünden ise kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmiş olması nedeniyle araçta oluşan hasarın Kara Taşıtları Birleşik Kasko Sigortası Genel Şartlarının 5/5 maddesi gereğince gereğince sigorta poliçe teminat kapsamı dışında olduğu, bu bağlamda davacının davalı ... şirketinden herhangi bir hasar bedeli talep edemeyeceği gerekçesiyle 5.990,00 TL olan alacağın, 1.838,00 TL'sine 01.07.2016 tarihinden, 4.125,00 TL'sine 28.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen dosya açısından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı birleşen davada davacı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde; trafik kaza tespit tutanağının maddi gerçeği yansıtmadığını, davacı ...'in meydana gelen kazada sürücü olmadığını, Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, trafik kazasına etki eden harici bir neden bulunmadığını, ceza yargılamasında sürücünün davacı olmadığının belirlendiğini, kaza tespit tutanağına göre yapılan tahlil ve belirlemenin hatalı olduğunu belirterek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinaf talebinde bulunan ... ( asıl davada davalı/ birleşen davada davacı) vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, değerlendirilip tartışıldığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu, yerel mahkemece karar başlığında asıl dava ve birleşen dava taraflarının ayrı ayrı gösterilmemiş olması doğru değil ise de bu durumun mahallinde düzeltilmesinin mümkün olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı birleşen davada davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalı birleşen davada davacı ... vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunda bildirdiği sebepler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl davada uyuşmazlık; ZMSS poliçesi kapsamında ödeme yapan davacının alkol nedeniyle sigortalısından rücuen tahsili talebine, birleşen davada uyuşmazlık; davalı ... tarafından Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınan sigortalıya ait araçta meydana gelen hasar talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1423 ve 1425 inci maddeleri, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları.
3. Değerlendirme
1. Asıl dava yönünden;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
HMK'nın 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanun'un 44 üncü maddesiyle HMK'ya eklenen ek 1 inci maddesinde öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2020 yılı için 72.070,00 TL’dir.
Dosya içeriğine göre asıl davada davalı aleyhine yönelik temyize konu edilen kabul edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL’nin altında kalmaktadır.
2. Birleşen dava yönünden ise;
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yir alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, karar usul ve kanuna uygun olup asıl davada davalı birleşen davada davacı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR
1.Değerlendirme bölümünün (1) nolu bendinde açıklanan nedenlerle asıl davada davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin asıl dava yönünden miktardan REDDİNE,
2.Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle asıl davada davalı birleşen davada davacı ... vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden asıl davada davalı, birleşen davada davacı ...'ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.