Logo

4. Hukuk Dairesi2024/800 E. 2024/2264 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Trafik kazasında yaralanan davacının, davalı sigorta şirketinden sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi gideri taleplerine ilişkin sigorta tahkim yargılamasında, İtiraz Hakem Heyeti kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava öncesi yapılan ödemenin niteliğinin ve miktarının KTK 111. maddeye göre değerlendirilmemesi, davacının bedel artırım dilekçesinin davalıya tebliğ edilmemesi suretiyle hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmesi ve kaza başına toplam teminat limiti gözetilerek garame hesabı yapılmaması hususları gözetilerek İtiraz Hakem Heyeti kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/422 D.İş, 2023/422 K.

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ

SAYISI : KİT/2023-256

DAVA TARİHİ : 10.10.2018

HÜKÜM/KARAR : Davanın Kısmen Kabulü

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ

SAYISI : K-2019/14656

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılamasında İtiraz Hakem Heyetince verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İtiraz Hakem Heyetince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İtiraz Hakem Heyeti kararı davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; 14.08.2013 tarihinde davacının yolcu olduğu davalıya trafik sigortalı araç ile meydana gelen tek taraflı trafik kazasında davacının yaralandığını belirterek belirsiz alacak olarak daimi ve geçici maluliyet, geçici dönem bakıcı gideri, tedavi gideri toplamı olarak 5.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş; 15.02.2023 tarihli bedel artırım dilekçesi ile talebini 238.000,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının emniyet kemeri takmadığını bu nedenle müterafik kusur indirimi ve hatır taşıması nedeni ile hatır indirimi yapılması gerektiğini, 20.01.2017 tarihinde 53.400,00 TL ödeme yaptıklarını, kusur itirazlarının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; başvuru öncesi yapılan ödeme ile zararın karşılandığı gerekçesi ile başvurunun reddine karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ

A. İtiraz Yoluna Başvuranlar

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri

Davacı vekili itiraz dilekçesinde; maluliyet raporuna itirazlarının dikkate alınmaksızın karar verildiğini, yeniden sağlık kurul raporu alınması gerektiğini, bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazların giderilmesini talep ettiklerini, eksikliklerin karşılanmadığını belirterek Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına itiraz etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İtiraz Hakem Heyetinin 09.04.2019 tarihli ve 2019/İHK-4029 sayılı kararı ile; davacı itirazının reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairenin 10.02.2022 tarihli ve 2021/9108 Esas, 2022/2081 Karar sayılı ilamı ile; "...Raporlar arasında çelişki bulunduğu, İtiraz Hakem Heyeti tarafından kazayla ilgili eksik kalan tedavi evrakları temin edildikten sonra, olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik ölçülerine göre, uzman bilirkişi heyetinden davacının kaza nedeniyle uğradığı daimi çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği" gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İtiraz Hakem Heyetince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hakem kararının kaldırılmasına, yeniden karar verilmek suretiyle başvurunun kısmen kabulü ile 237.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline, geçici iş görmezlik, bakıcı gideri ve tedavi gideri taleplerinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili katılma yoluyla sunduğu temyiz dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olduğunu, bedel artırım dilekçesi ile dava bedelinin belirli ... geldiğini, dolayısı ile artırılan bedel her ne ise bu bedel üzerinden temyiz sınırının altında kalıp kalmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekirken dava değeri hala belirsizmiş gibi değerlendirilip temyiz yolunun açık tutulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasını istemiştir.

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; poliçe teminat limitini aşan şekilde hüküm kurulduğunu, davacının ıslah dilekçesinin müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, hatalı hesap raporuna göre karar verildiğini, maluliyet raporunun eksik inceleme ile düzenlendiğini, davacı araçta hatır yolcusu olup, hesaplanan tazminattan hatır indiriminin yapılması gerektiğini, tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, müvekkili şirket lehine reddedilen bakıcı gideri, geçici iş göremezlik ve tedavi gideri için tahakkuk eden yasal vekâlet ücreti tutarının eksik ve hatalı olduğunu, kazada çok fazla yolcu zarar görmüş olup kaza başına toplam teminat limitinin 1.250,000 TL olduğunu, tüm zarar görenlerin haklarının korunması amacıyla başvuru ile tazminat alan veya henüz başvuru yapmayan zarar görenlerin zarar tutarı tespit edilerek kaza başı poliçe limiti esas alınarak garameten paylaştırma yapılması gerektiğini belirterek İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe:

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalı ... tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı yolcunun uğradığı zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi gideri talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 51, 52 ve 54 üncü maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun (KTK) 85, 86, 87, 89, 90, 91 ve 111 inci maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30 uncu maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 17 nci maddesi, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.

3. Değerlendirme

1. Bozma sonrası İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın bozmaya uygun olması, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 111 inci maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Kanun’un bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Kanun'da belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir.

Somut olayda; davadan önce olay nedeniyle davalı ... tarafından 20.01.2017 tarihinde davacı tarafa 53.400,00 TL ödeme yapılmış, taraflar arasında ibraname imzalanmıştır. Eldeki davanın 10.10.2018 tarihinde açılmış olmasına göre, 2918 sayılı KTK'nın 111 inci maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmediği görülmektedir. Dava öncesi alınan makbuz/ibranamede ödenen 53.400,00 TL tutarın tazminat ödemesi olarak belirtildiği, türünün belirtilmediği, ancak ibraname dayanağı aktüer hesabında bu tutarın %10 sürekli iş göremezlik zararı tespit edilerek bulunduğu; yani, ödenen tutarın sürekli iş göremezlik zararını karşılamak üzere ödendiği anlaşılmaktadır. Daire bozma ilamı sonrasında İtiraz Hakem Heyetince dava öncesi yapılan 53.400,00 TL ödeme geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri için yapıldığı kabul edilerek, bu alacak kalemleri bakımından davalının bakiye sorumluluğu kalmadığı gerekçesi ile bu alacak kalemleri yönünde taleplerinin reddedildiği, bozma doğrultusunda maluliyet ve hesap raporu alındığı, karara esas alınan 08.05.2023 tarihli aktüer raporunda davacı için sürekli iş göremezlik zararı hesap edilirken dava öncesi ödeme yapılmadığının kabul edildiği, KTK'nın 111 inci maddesindeki fahiş fark değerlendirilmesine yönelik bir hesap yapılmadığı görülmektedir.

Bu durumda, İtiraz Hakem Heyetince, dosya kapsamına göre yapılan 53.400,00 TL tutarındaki ödemenin davacının iş göremezlik zararını karşılamak için yapıldığı dikkate alınarak bilirkişiden alınacak ek rapor ile öncelikle, sürekli iş göremezlik tazminatı, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında 2918 sayılı KTK'nın 111 inci maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmelidir. Şayet ödenmesi gereken sürekli iş göremezlik tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa da, davacı tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek, hesaplanacak sürekli iş göremezlik tazminat tutarından davalı tarafından yapılan ödemenin güncellenerek düşülmesi, kaza tarihindeki sigorta poliçesindeki teminat limitleri gözetilerek davaya konu trafik kazasında başka ölü ve yaralıların da olduğu gözetilerek garame hesabı yapılması hususu da değerlendirilerek sonucunda oluşacak duruma göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

3. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30 uncu maddesinin 22 nci fıkrasında, bu Kanun’da hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun hükümlerinin sigortacılıktaki tahkim hakkında da kıyasen uygulanacağı belirtilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 27 nci maddesinde; davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduklarını ve bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkı ile mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği belirtilmektedir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27 nci maddesi uyarınca, davanın tarafları kendi hakları ile ilgili olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptir. Hukuki dinlenilme hakkı yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını içerir, söz konusu düzenleme emredici nitelikte olup, mutlaka dikkate alınması gerekmektedir.

Somut olayda, dava HMK'nın 107 nci maddesine dayanılarak belirsiz alacak davası olarak açılmıştır. Davacı vekili 15.02.2023 tarihli dava değerinin açıklandığı/belirlendiği dilekçeyi İtiraz Hakem Heyetine sunmuştur. Davalı vekilince davacının bedel artırım dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmediği, hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiği iddia edilmiştir. Dosya kapsamında davacının talep artırım dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanılmamıştır.

O halde, yukarıda izah edilen maddi ve hukuki olgulara göre, davacı vekilinin 15.02.2023 tarihli dava değerinin belirlendiği bedel artırım dilekçesinin davalı tarafın yargılama konusu miktarla ilgili bilgi sahibi olması bakımından, davacının talep artırım dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edilip edilmediği araştırılarak tebliğ edilmediğin saptanması halinde davalı tarafa yukarıda anlatıldığı üzere Tebligat Kanunu’na uygun olarak davalı vekiline tebliği ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

1- Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2- Değerlendirme bölümünün (2) ve (3) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,

29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi