"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/413 E., 2023/541 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili başkanlığın 05.04.2001 tarih ve 4636 sayılı Kanun’la kurulmuş NATO Petrol Boru Hatlarının, bakım ve korunması, yetki ve görevlerine sahip kamu tüzel kişisi olduğunu, müvekkili başkanlık tarafından işletilmekte olan ANT Doğu Bölge 3. İşletme Müdürlüğüne bağlı TF-4 (Diyarbakır) ile İB-10 (Bismil) Üniteleri arasında kalan 4" lik NATO Boru hattında 23.01.2005 tarihinde düşüş görülmesi üzerine yapılan çalışmalar neticesinde düşüşe neden olan yerin tespit edildiğini, Diyarbakır ili Bismil ilçesi Akpınar mahallesinde bulunan bir gecekondudan boru hattına tünel kazılmak suretiyle davalılar tarafından hırsızlık yapmak maksadıyla kelepçeli vana takılarak borunun delinerek yakıt hırsızlığı yapıldığını, davalılar hakkında Bismil Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/226 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, Boru hattının ANT Doğu Bölge Müdürlüğüne bağlı onarım ekibi tarafından onarılarak hattın işletmeye açıldığını, yapılan ölçümler neticesinde boru hattında 15.135 Kg. DF-2 (Motorin) yakıt zayiatı meydana geldiğini, olay neticesinde meydana gelen 15.135 Kg. DF-2 yakıtı zayiat bedeli 13.967,18 TL, boru onarım masrafları bedeli 16.840,35 TL olmak üzere toplam 30.807,53 TL tutarında zararın ortaya çıktığını belirterek alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde; davanın reddini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 03.04.2013 tarih ve 2006/449-2013/294 sayılı kararı ile zararın kapsamı belirlenmek üzere alınan bilirkişi raporu denetime elverişli görülerek hükme esas alındığı, bekletici mesele yapılan ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesine gerek görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle; ceza dosyasında hakkında beraat kararı verilen davalı ...'ın meydana gelen zararda herhangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle hakkında açılan davanın reddine, alınan bilirkişi raporuna ve tespit dosyasında yapılan hesaplamalara göre belirlenen toplam 30.807,53 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 25.01.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte diğer dört davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 28.12.2022 tarihli 2022/768 Esas, 2022/17966 Karar sayılı kararı ile;" ...Ceza mahkemesinde verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız olmayıp ceza mahkemesinin maddi vakıaların belirlenmesine ilişkin mahkumiyet kararı hukuk hakimi yönünden bağlayıcı olmakla, davaya konu olayda; ceza yargılaması sırasında mahkemece davalı ... hakkında davaya konu kaçak kazı eyleminin gerçekleştirildiği evin tanık beyanı ile davalı ...’ın isteği üzerine davalı ...’a kiraya verildiğinin beyan edildiği, tüm dosya kapsamı gözetildiğinde bunun dışında adı geçen davalının cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığının anlaşılmış olması ve ceza dosyasında da hakkında delil yetersizliğinden beraat kararı verildiği anlaşılmakla, temyiz eden davalı ... yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış,..." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamında da belirtildiği üzere ceza yargılaması sırasında mahkemece davalı ... hakkında davaya konu kaçak kazı eyleminin gerçekleştirildiği evin tanık beyanı ile davalı ...’ın isteği üzerine davalı ...’a kiraya verildiğinin beyan edildiği, tüm dosya kapsamı gözetildiğinde bunun dışında adı geçen davalının cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığının anlaşılmış olması ve ceza dosyasında da hakkında delil yetersizliğinden beraat kararı verildiği anlaşılmakla, davacı lehine usuli kazanılmış hak gözetilerek; "Davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, davalılar ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın kabulü ile, 30.807,53 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 25.01.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ..., ..., ...'dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davanın; davalılardan ... ve ... yönünden reddine karar vermesinin son derece hatalı olduğunu, ... yönünden davanın kabulü için haksız fiil şartlarının tam anlamıyla gerçekleştiğini, Bismil Asliye Ceza Mahkemesince yapılan ilk yargılamada mahkumiyet hükmü aldığını, her ne kadar mahkumiyet hükmü bozulup beraat etmiş olsa da bu beraat hükmünün yeterli yasal ve inandırıcı delil bulunmamasına dayanılarak kurulduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... temyiz dilekçesinde; temyize konu Yerel Mahkeme hükmüne dayanak olan Bismil Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/226 Esas, 2011/598 Karar sayılı kararının Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 21.05.2014 tarih, 2012/15002 Esas, 2014/18382 Karar sayılı kararı ile bozulduğunu, bu kararın bozulması üzerine Bismil Asliye Ceza Mahkemesinde 2014/761 Esas, 2014/676 Karar sayılı kararı ile müvekkili hakkında berat kararı verildiğini ve kararın kesinleştiğini, müvekkili ile aynı konumda olan yani ceza dosyasında beraat kararı verilen ... hakkında davanın reddi kararı verildiği halde davalı müvekkili yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalıların haksız eylemleri nedeniyle oluştuğu iddia edilen kurum zararının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası
, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49 uncu maddesi.
C. Gerekçe
1. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi olanağı bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı ...'ın diğer temyiz itirazlarına gelince;
A.Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi olanağı bulunmamasına göre, mahkemenin 03.04.2013 tarih ve 2006/449-2013/294 sayılı ilk kararını temyiz etmeyen davalı ... yönünden verilen ilk karar kesinleşmiş olduğundan, mahkemece verilen son kararın temyiz edilmesinde hukuki yararı bulunmadığından, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
B.Mahkemenin 03.04.2013 tarih ve 2006/449-2013/294 sayılı ilk kararı ile davalı ...'ın meydana gelen zararda herhangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle hakkında açılan davanın reddine, alınan bilirkişi raporuna ve tespit dosyasında yapılan hesaplamalara göre belirlenen toplam 30.807,53 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 25.01.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte diğer dört davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karar yalnızca davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizin 28.12.2022 tarihli 2022/768 Esas, 2022/17966 Karar sayılı kararı ile temyiz eden davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verildiği, mahkemenin bozma ilamına uyarak verdiği son kararıyla; davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, davalılar ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın kabulü ile, 30.807,53 TL maddi tazminatın davalılar ..., ..., ...'dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verildiği, ancak "Alınması gereken 2.104,46 TL karar ilam harcı ile 12,20 TL başvurma harcının davalılar ..., ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 1.000,00 TL (bilirkişi ve tebligat gideri), 65,90 TL (vekalet pulu ve harcı) ve 291,00 TL (kararın tebliği için kullanılacak olan avans) olmak üzere toplam 1.356,90 TL yargılama giderinin davalılar ..., ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davalı ... tarafından yatırılan 476,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ...'a verilmesine, Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılar ..., ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine" karar verildiği anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesinin 2006/449 E., 2013/294 K. sayılı dosyasında verilen 08.04.2013 tarihli kararı yalnız davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ve diğer davalılar temyiz başvurusunda bulunmadıklarından ilk karar davalı ... dışındaki davalılar yönünden kesinleşmiş olup, bozma sonrası yeni bir hükümle davacı yararına, davalı ... zararına yeni yargılama gideri güncel vekalet ücretine karar verilmesi doğru değil bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesinin ikinci fırkası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
1.Gerekçe bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Gerekçe bölümünün (2.a) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
3.Gerekçe bölümünün (2.b) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının da geçen "Alınması gereken 2.104,46 TL karar ilam harcı ile 12,20 TL başvurma harcının davalılar ..., ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.000,00 TL (bilirkişi ve tebligat gideri), 65,90 TL (vekalet pulu ve harcı) ve 291,00 TL (kararın tebliği için kullanılacak olan avans) olmak üzere toplam 1.356,90 TL yargılama giderinin davalılar ..., ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılar ..., ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine," ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine "Alınması gereken 2.104,46 TL karar ilam harcı ile 12,20 TL başvurma harcının davalılar ..., ... ve (... yönünden bakiye 1.688,46 TL harcın) müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.000,00 TL (bilirkişi ve tebligat gideri), 65,90 TL (vekalet pulu ve harcı) ve 291,00 TL (kararın tebliği için kullanılacak olan avans) olmak üzere toplam 1.356,90 TL yargılama giderinin davalılar ..., ... ve (... yönünden 843,00 TL'nin) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılar ..., ... ve (... yönünden 3.638,83 TL nisbi vekalet ücretinin) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine" ibarelerinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalı ...'a iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.