"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/409-2020/479
İtiraz Hakem Heyeti kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 22.05.2016 tarihinde davacının idaresindeki motosiklet ile kaza tarihinde zorunlu trafik sigortası olmayan karşı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasında davacının yaralanarak malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesiyle talebini 192.002,28 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının davacıya tahkim başvurusundan önce 07.06.2018 tarihinde 25.249,00 TL ödeme yaptığını, davacının ibraname imzaladığını, davalının sorumluluğunun sona erdiğini, maluliyet raporunun hatalı olduğunu, kusur raporu alınması, davacının kaza esnasında koruyucu ekipman kullanmaması sebebiyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; başvurunun kısmen kabulü ile 153.601,82 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 15.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacı lehine 18.542,19 TL nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmiştir.
IV. İTİRAZ
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine; İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı vekilinin itirazının kısmen kabulüne, kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, başvurunun kısmen kabulü ile 89.975,82 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 15.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, davacı lehine 12.496,86 TL nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; hesaplanan tazminattan davalı sigorta şirketince daha önce davacıya yapılan kısmi ödeme tenzil edildikten ve asıl zarar belirlendikten sonra müterafık kusur indirimi yapılması gerekmekte iken önce müterafik kusur indirimi yapılıp sonra davalı tarafça yapılan ödemenin tenzil edilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; başvurunun dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kusur raporu alınmadan kaza tespit tutanağına göre hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, maluliyet raporunun hatalı olduğunu, dosyadaki maluliyet raporları arasındaki çelişki giderilmesizin hüküm kurulmasının doğru olmadığını, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, davacı lehine 1/5 oranında nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Gerekçe
Uyuşmazlık, kaza tarihinde zorunlu trafik sigortası olmayan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanan davacı sürücünün sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmasından sonra, davalı tarafın ödemesinin güncelleştirilmiş halinin tenzil edilmesinin isabetli olmasına, başvurunun usulüne uygun olmasına, kusur oranının doğru tespit edilmiş olmasına, maluliyet raporunun mevzuata uygun düzenlenmesine, faiz başlangıç tarihinde hata olmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Sigorta tahkim yargılamasında hükmedilecek vekalet ücreti ile ilgili olarak;
5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak anılan mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
1.Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının 6.6. bendinde yer alan "12.496,86 TL" ibaresi çıkartılarak yerine "3.400,00 TL" ibaresinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,04.11.2024 tarihinde Başkan ...'ın karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Borçlar kanunu haksız fiil tazminatını düzenlerken (T.B.K. 49 ve devamı maddeleri) zararın ispatı ve belirlenmesinin (50. md.) nasıl olacağını açıklamış, tam olarak ispat edilememesi halinde hakimin bu zararı belirleyeceğini öngörmüştür. Zarar belirlenirken birtakım veriler kullanılacaktır (Türüne göre zararın kapsamıgelirkusur ödeme varsa vs). Ayrıca haksız fiil sorumlusu tarafından ödemenin denkleştirici adalet gereği zarardan düşürülmesi gerekecektir. Bütün bu hesaplamalar (zararın belirlenmesi) HMK 266 md. uyarınca genellikle bilirkişi marifetiyle olacaktır. Hakim önüne gelen zarardan somut olaya ve savunmaya göre (hatır taşıması) zararı artırıcı nedenler varsa (müterafik kusur) bununla ilgili bilgi ve belgeleri değerlendirip kendisi tazminatı belirleyecektir. TBK 51. md. başlığı "tazminat ve belirlenmesi" 52. maddesi ise "tazminatın indirilmesi" ile ilgilidir. Bu maddelerin gerekçelerine bakıldığında bizzat hakimin değerlendireceği konulardır. Zararın belirlenmesi sırasında TBK 51-52 (43-44) maddeleri uygulanarak bilirkişiden rapor alırsak hakimin takdirinde olan hususlarda bilirkişi raporuna değer vermiş oluruz. Bu husus tazminat hukuk eserlerinde de (M. Reşit Karahasan) incelenmiş, zarar ile tazminat arasındaki fark şu biçimde açıklanmıştır. "Borçlar hukukunda zarar ve tazminat kavramlarının ayrı ayrı yeri ve sonuçları vardır. Zarar, malvarlığındaki eksilmeyi, tazminat ise sorumluluğun kapsamını tespit eder. Bu nedenle tazminat zarar miktarına eşit olabileceği gibi, ondan eksik de olabilir. BK 43-44 maddeleri ile getirilen düzenleme sorumlunun zararı ne ölçüde yükleneceğini belirlemek içindir. Bu nedenle davalı ödemesi de göz önünde tutularak zarar kesin olarak belirlendikten sonra BK 43-44 maddelerinin somut olay içinde tartışılması ve araştırılması gerekir. Şayet olay içinde belirtilen yasa hükümlerine uygun indirim sebeplerinin varlığı tespit edilirse tazminat, başka bir deyişle hükmedilecek miktar zarardan az olacaktır." 17. ve 4. H.D önceki içtihatları bu yöndedir.
Somut olayda hakem heyetince tazminat hesabında önce davalı tarafça yapılan ödemenin tenzil edilip daha sonra müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun 1.bentteki temyiz itirazlarının reddi kararına katılmıyorum.