"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Ecrimisil tazminatı istemine ilişkin olarak açılan davada ... 11. Asliye Hukuk ile ... 10. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Dava, ecrimisil tazminatı istemine ilişkindir.
... 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, dosya arasına alınan dava konusu ... İli, ... İlçesi, 289 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde; 1/2 hissesinin 26/08/1959 tarihinde el birliği ile taraflara ve dava dışı 3. kişilere intikal ile tescil edildiği, bu halde tarafların taşınmazda mülkiyet hakkı bulunduğu ve davacının TMK.'nın madde 995 düzenlemesi gereğince talepte bulunabileceği, uyuşmazlık konusu tazminatın taşınmazın aynından/zilyetliğinden kaynaklandığı, HMK 12. madde gereğince dava konusu taşınmazın .../... te bulunması ve kesin yetkinin dava şartı olması nedenleriyle davanın usulden reddine ... ... Asliye Hukuk Mahkemelerinin kesin yetkili olduğunun tespitine karar verilmiştir.
... 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, sebepsiz zenginleşme alacağına konu davalar taşınmazın aynına ilişkin bulunmadığından kesin yetki kuralının uygulanmayacağı ve bu tür davalarda yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesinin gerektiği, davalı tarafça yapılmış bir yetki itirazı olmadığından davanın açıldığı ... 11. Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili hale geldiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
Somut olayda, davacı vekili müvekkilinin murisi ...'in 1956 yılında vefatıyla birlşikte bir kısım miras payı ile geride mirasçı olarak kaldığını, yine murisi ...'ün de 1981 yılındaki vefatı ile miras payının daha da arttığını, kök muris ...'in vefatı ile ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 289 ada 13 parsel bulunan Üçler Han isimli taşınmaz davacı müvekkili ... ile aslında kardeşi ancak evlatlık sözleşmesi nedeniyle kayden kuzeni olan davalı ...'ye intikal ettiğini, 5 katlı olan bu taşınmazın kira gelirlerinin 35 yıla aşkın bir süredir davalı ... tarafından tahsil edildiğini, bu bilgiye ulaşıldıktan sonra Noter kanalı ile ihtarname gönderildiğini, davalının uzun süredir tahsil ettiği kira gelirlerini gerek yazılı gerekse sözlü ihtarlarına rağmen halen tahsil etmeye devam ettiğini, bu nedenlerle kira gelirlerinin tümünün mahkemece belirlenecek bir kamu bankasında açılacak mevduat hesabına ödenmesi konusunda ihtiyaten tedbir kararı verilmesini, hem vekaletsiz iş gören hemde haksız ve sebepsiz zenginleşen davalıdan, davaya konu kiralananlardan sağladığı ve sözleşmelerdeki meblağın çok üstünde kalan ve elden aldığı kira bedelleri ile bunun dahi üzerinde ise rayiç üzerinden hesaplanacak kira bedellerinin tespiti ile miras payı oranında şimdilik 50.000,00-TL davalıdan müteselsilen tahsilini, her bir kira bedeli için kötü niyetli davalının bunları tahsil ettiği tarihten itibaren Türk Lirasına uygulanan en yüksek banka mevduat faizi işletilmesini talep ve dava etmiştir.
6100 sayılı HMK'nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca BK'nın 73. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89.) maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir.
6100 sayılı HMK'nın "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü yer almaktadır.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Dosya kapsamında, davalı vekilince cevap dilekçesinde usulüne uygun ve süresinde yetki itirazının olmadığı anlaşılmaktadır. Usûlüne uygun ve süresinde yetki itirazında bulunulmadığı durumlarda ise davanın ilk açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği (HMK 19/son), bu nedenle ... 11.Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili mahkeme olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince ... 11.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 20/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.