"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilinin istinaf başvurusu üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nce istinaf isteminin kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk dairesi'nce davalı idare yönünden kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı oranının % 40 olarak uygulamak suretiyle m2 birim bedelinin 935,63 TL olarak kabul edilerek tespit edilen bedel üzerinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1) Dava konusu ... İlçesi, ... Mahallesi 1922 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Somut emsal olarak değerlendirilen taşınmaz imar parseli, dava konusu taşınmaz ise ... İlçe Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü'nün 04.05.2018 gün ve 3292 sayılı yazısına göre İmar Kanunu'nun 15. ve 16. maddelerine göre tevhit ve ifraz sonucu oluşmuş imar parseli olduğu halde dava konusu taşınmazdan düzenleme ortaklık payı düşülmesi suretiyle değer biçilmesi nedeniyle yapılan inceleme inandırıcı bulunmamıştır.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2) Kabule göre de;
Davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde davalı idare yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nin 2018/1189-2021/931 E/K sayılı kararının HMK'nun 371.maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 15/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.