Logo

5. Hukuk Dairesi2021/2167 E. 2021/9305 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşen bir tazminat davasında faize hükmedilmemesi nedeniyle daha sonra açılan faiz davasının kesin hüküm gerekçesiyle reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Asıl alacak davasında faiz talebi hakkında açıkça karar verilmediği, faizin asıl alacaktan ayrı bir nitelik taşıdığı ve açıkça feragat edilmedikçe talep edilebileceği gözetilerek, davanın reddine ilişkin karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kesinleşen kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini kararından kaynaklı faiz alacağı kararından kaynaklı faiz alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kesin hüküm nedeniyle reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, kesinleşen kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini kararından kaynaklı faiz alacağı istemine ilişkindir.

Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın reddine dair hüküm kurulmuş; karar, davacı vekili ile davalı hazine vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın reddine karar verilmiş ise de, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/66 Esası ile davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak yasal faizi ile birlikte tazminat işlemli olarak açılan tazminat davasında davacının talebine rağmen faiz yönünden bir hüküm kurulmadığı, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği ,faiz isteğinin karar dışında bırakılmış olması, faiz talebinden vazgeçildiği anlamına gelmeyeceği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388.maddesine göre; Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, mahkemece, olumlu veya olumsuz olarak karara bağlanmamış bir iddia, yeni bir dava konusu yapılabileceğinden; kesin hükmün varlığından söz etme imkanı da bulunmamadığı, olumlu veya olumsuz olarak karara bağlanmamış olan her iddia, yeni bir dava konusu yapılabileceği açılan bir davada faiz isteği hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğinden sonradan faiz istemiyle dava açmasına engel bir durum olmadığı, faiz asıl alacaktan ayrı bir nitelik taşıdığı için, bu haktan açıkça vazgeçilmedikçe ileride yeni bir dava ile isteğin tekrarlanması mümkün olduğundan davanın kabulü gerekirken maddi hataya dayalı Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi,

Doğru görülmemiştir.

Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.