Logo

5. Hukuk Dairesi2021/2316 E. 2021/4357 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ehliyetsizlik ve aldatma (hile) nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil davasında görevli mahkemenin belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Daha önceki görev uyuşmazlığı kararında hangi bölge adliye mahkemesinin ihtiyati tedbir kararına istinaf incelemesi yaptığının hatalı değerlendirildiği gözetilerek, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun önceki kararındaki maddi hata düzeltilerek görevli mahkeme İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi olarak belirlenmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:

-KARAR-

Taraflar arasındaki, ehliyetsizlik ve aldatma (hile) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal tescil istemi davasından dolayı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin yargı yergi olarak belirlenmesine dair Dairece verilen 01/02/2021 gün ve 2020/11415 E. - 2021/751 K. sayılı kararda maddi hata bulunduğu bu maddî hatanın düzeltilmesi istemiyle dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla ilâmdaki maddî hatanın düzeltilmesi gerekmiştir.

Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir (HMK m. 304/1). HMK m. 304/1 hükmü, 1086 sayılı Kanunun 459. maddesinin “İki tarafın isim ve sıfat ve neticei iddialarına mütaallik hatalar ve esas hükümdeki hesap hataları kendilerinin istimaından sonra mahkeme tarafından tashih olunur” şeklindeki birinci cümlesindeki düzenlemeye karşılık gelmekte olup, bu düzenlemeyle, karardaki açık hataların mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine tashih edilebileceği esası getirilmiştir.

HMK m. 304’e göre düzeltilebilecek “yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar”, olayın gelişinden ve dosyanın incelenmesinden bir maddî hata olduğu kolayca anlaşılabilen ad veya soyaddaki harf hataları, rakamlardaki eksik yazımlar vs. hatalardır. Başka bir değişle, hükümlerin tashihi yoluna, tarafların kimlik bilgilerindeki hatalarla, yazı, hesap ve diğer açık ifade hatalarının mevcudiyeti hâlinde başvurulabilir.

Tashihin nasıl yapılacağı ise, HMK m. 304/2’de belirtilmiştir. Buna göre, tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.

Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların (maddî hataların) düzeltilmesi, hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar istenebilir.

HMK m. 304’de söz konusu olan düzeltme (tashih), hüküm verildikten sonraki dönemde, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların (maddî hataların) düzeltilmesidir. Hükümden önceki dönemde maddî hataların düzeltilmesi, HMK m. 183 hükmü uyarınca yapılır. Buna göre, hükümden önceki dönemde, tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hataları, karar verilinceye kadar düzeltilebilir. Taraflardan birinin yazı veya hesap hatasını düzeltmesi sonucu yargılama uzamışsa, yargılama giderlerinin belirlenmesinde bu durum da dikkate alınır.

Kanun yolu incelemesinde, esas yönünden kanuna uygun görülen hüküm, tarafların kimliklerine ait yanlışlıklarla, yazı, hesap veya diğer açık ifade yanlışlıklarından dolayı bozulamaz; hüküm, bu maddî hatalar düzeltilmek suretiyle onanır (m. HMK 370/3; HUMK m. 438/8). Kural olarak, her mahkemenin kendi kararındaki maddî hataları düzeltmesi gerekir ise de, Yargıtay’ın temyiz incelemesi sonucunda karardaki maddî hataları düzelterek onama yetkisi de, “hükümlerin tashihi” kurumunun somut planda bir uygulanma şeklini oluşturmaktadır.

Dairemizin 01/02/2021 gün ve 2020/11415 E. - 2021/751 K. sayılı "Dosya kapsamından, Konya 3. Tüketici Mahkemesinin 23/06/2017 tarihli ara kararıyla; somut olayda; dava konusu uyuşmazlığı esastan çözecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün görülmediği gibi, davacının 6100 sayılı HMK.'nın 390/3. maddesi gereğince haklılığını henüz yaklaşık olarak ispat da etmiş olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, verilen karara istinaf kanun yoluna başvurulduğu, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince yapıldığı ve 23/11/2017 tarih 2017/1576 Esas, 2017/1137 Karar sayılı karar ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir." gerekçesiyle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine kararı verildiği, ancak Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/12/2017 tarihli ara kararıyla; davanın konusu yapılan gayrimenkul için ileri sürülen iddialarla ilgili hususların tespitinin yargılamayı gerektirmekte olduğu ve ileride telafisi güç durumlara sebebiyet verilmemesi" gerekçesiyle için ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verildiği, verilen karara istinaf kanun yoluna başvurulduğu, istinaf incelemesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince yapıldığı ve 13/02/2018 tarih 2018/187 Esas, 2018/225 Karar sayılı karar ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Karardaki maddi hataların düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, Dairemizin sözkonusu karardaki maddi hatanın düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle; Dairemizin 01/02/2021 gün ve 2020/11415 E. - 2021/751 K. sayılı kararının 7. paragrafının çıkartılarak yerine "Dosya kapsamından, Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/12/2017 tarihli ara kararıyla; davanın konusu yapılan gayrimenkul için ileri sürülen iddialarla ilgili hususların tespitinin yargılamayı gerektirmekte olduğu ve ileride telafisi güç durumlara sebebiyet verilmemesi" gerekçesiyle için ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verildiği, verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu, istinaf incelemesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince yapıldığı ve 13/02/2018 tarih 2018/187 Esas, 2018/225 Karar sayılı karar ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın İstanbul Bölge Adliye Hukuk Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince incelenip sonuçlandırılması gerekir." yazılarak, yine sonuç bölümünde yer alan " Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nin" çıkartılıp "İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin" yazılmak suretiyle MADDİ HATANIN DÜZELTİLMESİNE, 29/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.