"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı idare vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan yerinde değildir. Şöyle ki;
1-) Bozma öncesi tespit edilen kamulaştırma bedelinden, acele kamulaştırma bedeli mahsup edildikten sonra kalan bedele dava tarihinden dört ay sonra başlayıp, ilk karar tarihine kadar, bozma sonrası oluşan fark bedele ise dava tarihinden dört ay sonra başlayıp, ödeme kararının verildiği tarihe kadar yasal faiz yürütülmesi gerektiği halde, tespit edilen bedelin tamamına yasal faiz işletilmesine karar verilmesi ve faiz bitiş tarihinin hükümde gösterilmemesi suretiyle infazda tereddüde yol açılması,
2-) Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak, bozma sonrası tespit edilen ve karar kesinleştiğinde hak sahibine ödenmesine karar verilen fark bedelin derhal ödenmesi gerektiğinden,
a-) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin tümüyle hükümden çıkartılmasına, yerine (Bozma öncesi ilk kararla tespit edilen 57.760,00 TL kamulaştırma bedelinden acele el koyma bedelinin mahsubu ile 22.572,00 TL'ye dava tarihinden dört ay sonrası olan 17.04.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 01.10.2015 tarihine kadar, bozma sonrası artan 184.603,24 TL fark bedele ise dava tarihinden dört ay sonrası olan 17.04.2015 tarihinden hak sahibine derhal ödeme yapılmasına ilişkin Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin karar tarihi olan 23/09/2021 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına,) cümlesinin yazılmasına,
b-) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının tespit edilen kamulaştırma bedelinin ödenmesine ilişkin (3) numaralı bendinin tümüyle hükümden çıkartılmasına, yerine (Tespit edilen 242.363,24 TL kamulaştırma bedeli ile üçer aylık vadeli hesaba yatırılan kısmın biriken nemasının davalıya derhal ödenmesine, bu hususta ilgili bankaya müzekkere yazılmasına,) cümlesinin yazılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.