"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 108 ada 26 parsel sayılı taşınmaz ile emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak zeminine değer biçilmesi yöntem itibari ile doğru olduğu gibi, resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek binaya değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1)Dava konusu taşınmaz ile aynı kamulaştırma kapsamında kamulaştırılan Dairemize intikal eden aynı ada içerisindeki komşu taşınmazların dava dosyalarında ... Belediye Başkanlığı yazı cevaplarında, taşınmazların mevcut kadastral konumunu koruduğunu, bölgede seçilmiş düzenleme alanı bulunmadığını, imar uygulaması yapılması halinde İmar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca dava tarihi itibariyle %40'a kadar düzenleme ortaklık payı kesebileceğini belirtmiştir.
Bu itibarla; dava konusu taşınmazın çevresinde düzenleme görmüş parseller var ise bunlardan kesilen düzenleme ortaklık payı oranlarının esas alınması gerekirken, hükme esas alınan raporda emsal olarak incelenen taşınmaza yakın bulunan bölgede kesilen düzenleme ortaklık payı oranında kesinti yapılarak bedel tespiti doğru olmadığı gibi; kaldı ki bölgede seçilmiş düzenleme sahası bulunmadığı, düzenleme sahası belirlendiğinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranının dava tarihi itibariyle %40'ı geçemeyeceği ve aynı bölgeden Dairemize intikal eden dava dosyalarında %40 düzenleme ortaklık payı kesildiği ve Dairemiz denetiminden de geçerek onandığı anlaşıldığından, taşınmazın tespit edilen m2 birim fiyatından % 10,14 oranında düzenleme ortaklık payı düşülerek hesaplama yapılmak suretiyle fazla bedele hükmedilmesi,
2)Bozma öncesi verilen kararın bozma ile ortadan kalktığı düşünülmeksizin yeniden tescil hükmü kurulmaması,
3)Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi'nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.