"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasındaki İlk derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 947 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılan bölümünün kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğundan değerli bir konuma sahip olduğunu, bedelinin buna göre hesaplanması gerektiğini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.04.2017 tarihli ve 2016/985 Esas, 2017/353 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 14.04.2017 tarihli ve 2016/985 Esas, 2017/353 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.12.2017 tarihli ve 2017/1678 Esas, 2017/1203 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olmadığından dilekçesinin reddine, davacı idare vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. 1. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 14.12.2017 tarihli ve 2017/1678 Esas, 2017/1203 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; hükmün sair yönleri incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesince verilen kararın ve davacı idarenin istinaf dilekçesi tebligatının davalı vekili adına çıkarıldığı ve tebligat üzerinde avukata "bizzat" tebliğ yapıldığına dair kaşe vurulduğu, davalı vekilinin tebligatlardaki imzanın kendisine ait olmadığını, o dönem büro bünyesinde stajını yapan stajyer avukata tebliğ edildiğini iddia ettiği gözetildiğinde, İlk Derece Mahkemesinin karar tebliğine dair tebligat parçaları üzerindeki imzanın davalılar vekiline ait olup olmadığı araştırılıp, olmadığının anlaşılması halinde tebligatların geçersiz olacağı; davalıların vekilinin kararı ve istinaf talebini öğrendiğini beyan ettiği tarihe göre istinaf talebinin süresinde olduğu gözetilerek, varsa harç eksikliği de giderildikten sonra istinaf talebinin esası hakkında bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.04.2021 tarihli ve 2019/2457 Esas, 2021/513 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 01.04.2021 tarihli ve 2019/2457 Esas, 2021/513 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizce yapılan inceleme sonucu; taşınmazın kuru tarım arazisi niteliği, konumu, yüzölçümü, Dairemiz genel uygulamaları, aynı yöreden gelen ve Dairemiz denetiminden geçen dosyalar dikkate alındığında kapitalizasyon faiz oranının %5 uygulanması, hükme esas alınan bilirkişi raporunda münavebeye esas alınan ürünlerin dekara ortalama masrafları resmi verilere uygun ise de; aynı bölgeden Dairemize intikal eden ve denetimimizden geçen dosyalarda üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ü oranında alınmak suretiyle m² birim fiyatlarının belirlendiği göz önüne alındığında, dekara ortalama üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ü oranında alınması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü ve Son Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; objektif değer artışı oranının ve kapitilizasyon faiz oranının hatalı alındığını, kalan kısımda daha fazla değer düşüklüğü olduğunu, aynı bölgeden geçen dosyalarla uyumlu bedel belirlenmediğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu taşınmaza bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda değer biçilmesinde ve taşınmazın kamulaştırılan kısmının yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı vekilinin tüm temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkindir.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozma gereklerine uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.