"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Ret
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonucu verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bozma ilamı sonrası artan fark bedelin usulüne uygun verilen kesin sürelere rağmen, davacı idare tarafından bloke edilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 92 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın serbest piyasa rayicine göre değerinin belirlenmesi gerektiğini belirtmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.01.2014 tarihli ve 2013/87 Esas, 2014/42 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; 13.05.2013 tarihli bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın metrekaresine 1.104,22 TL değer biçildiği, 10.09.2013 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda ise aynı taşınmazın metrekaresine başka bir emsalle 606,00 TL değer biçildiği, tespit edilen m² birim fiyatları arasında fahiş fark bulunması sebebiyle ve bilirkişi raporunda kıyas emsal olarak kabul edilen taşınmaz başka bir ilçede bulunduğundan yapılan karşılaştırma inandırıcı olmadığından; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınarak yeniden emsal kıyaslaması yapılması ve taşınmaz üzerinde bulunan yapı ve ağaçlara değerlendirme tarihi olan 2013 yılı resmi birim fiyatları esas alınmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeden 28.02.2012 tarihinde düzenlenen anlaşmazlık tutanağı ile tespit edilen yapı ve ağaç bedellerine hükmedilmesinin hatalı olduğundan bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.03.2022 tarihli ve 2018/578 Esas, 2022/97 Karar sayılı ilâmı ile bozma ilâmı sonrası, artan fark bedel verilen kesin süreler sonucu davacı idare tarafından bloke edilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; ödeneğin geç gelmesi nedeni ile bedelin yeni bloke edildiğini, tespit edilen bedelin fahiş olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; bozma sonrası oluşan fark bedelin bloke edilmesi için davacı idareye verilen süreler içerisinde fark bedel depo edilmemiş ise de, 03.03.2022 tarihli banka dekontuna göre davacı idarenin depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, usul ekonomisi gözetilerek, tarafların da beyanı alınmak suretiyle sonucuna göre işin esasına girilip karar verilmesi gerekmekte olup bu husus bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararının BOZULMASINA, 21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.