Logo

5. Hukuk Dairesi2022/10440 E. 2023/7959 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kat malikleri arasında, bağımsız bölümlerin arsa paylarının değerleriyle orantılı olup olmadığı ve düzeltilmesi gerekip gerekmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kat irtifakı ve kat mülkiyeti tesis işlemlerinde bulunmamış olması ve uzunca bir süre mevcut arsa payına itiraz etmemiş olması, dürüstlük kuralı gereği hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiş, bu karar da Yargıtay tarafından onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/292 Esas, 2021/344 Karar

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki bağımsız bölümlere özgülenen arsa paylarının düzeltilerek tapuya tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.09.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü yetki belgesine istinaden davacı vekili Avukat ... gelmiş, davalılar vekilleri ve davalı asıllar duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ana gayrimenkulde bulunan bağımsız bölümlere, değerleriyle doğru orantılı arsa payı verilmediği, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca yıkıma karar verilmesi hâlinde mağdur olacağı gerekçesiyle Mahkemece arsa paylarının düzeltilmesine karar verilmesi talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davada ileri sürülen iddiaların varit olmadığını, konuya 1978 yılından bu yana itiraz edilmediğini, açılan davada müvekkilerinin kusurlarının bulunmadığını davanın reddedilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.05.2016 tarihli ve 2014/553 Esas, 2016/404 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 31.10.2018 tarihli ve 2017/3010 Esas, 2018/6933 Karar sayılı kararı ile somut olayda dava konusu taşınmazda 18.05.1983 tarihinde kat irtifakı kurulduğu, bilirkişi raporunda kat irtifakına geçiş tarihi olan 18.05.1983 tarihinde arsa paylarının orantılı olarak dağıtılmadığı belirtilmişse de; bağımsız bölümlerin değerinde ve dolayısıyla arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan bu nedenle arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenler ortaya konulmadığı, dava konusu taşınmazda 1983 yılında kat irtifakı kurulduğu dikkate alındığında aradan geçen süre zarfında taşınmazda arsa paylarına herhangi bir itiraz olmadığı, bağımsız bölümlerin, kat mülkiyetinin kurulduğu tarihteki değerlerinin yukarıda açıklanan unsurları ve bu belirlemeye göre tapu sicilinde kayıtlı arsa paylarında düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olduğu konusunda Mahkemece herhangi bir değerlendirme ve gerekçe içermeyen soyut ve genel ifadeli bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının 2008 yılında 7 numaralı bağımsız bölümü satın aldığını ve 2014 yılında eldeki davayı açtığını, alınan uzman bilirkişi raporlarına göre arsa payları arasındaki orantısızlığın ortaya konulduğunu, Mahkemece bozma ilâmı uyarınca inceleme yapılmadığını ve kazanılmış hakların ihlal edildiğini, davanın niteliği itibarıyla zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tâbi olmadığını ve neticesi itibarıyla kabulüne karar verilmesi gerektiğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde bağımsız bölümlerin arsa paylarının değerleriyle orantılı olup olmadığının tespiti ile yeni arsa paylarının tapu siciline tesciline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihi ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ana gayrimenkulde 1978 yılında kat irtifakı, 1983 yılında kat mülkiyetinin tesis edildiği hususunda uyuşmazlık yoktur.

3. Davacı kat maliklerinin her ne kadar kat irtifakı ve kat mülkiyeti tesisi işlemlerinde bizzat bulunmadıkları dosya kapsamı ile sabit ise de malik oldukları bağımsız bölüme ait arsa payının kat irtifakı kurulduğu tarihte değeriyle doğru orantılı verilmediğini somut olarak ispat edemedikleri ve uzunca müddet mevcut arsa payına itiraz etmedikleri görülmüştür.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,26.09.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 3 üncü maddesi kat irtifakı ya da Kat Mülkiyeti’nin kurulduğu tarih itibarıyla Bağımsız Bölümlerin arsa paylarındaki orantısızlığın Bağımsız Bölüm maliklerince dava yoluyla giderilmesi halini düzenlemektedir.

Anılan maddede Bağımsız Bölüm malikinin bu hakkını kullanmasını engelleyen herhangi bir zamanaşamı ya da hak düşürücü süre öngörülmemiştir.

İlk Derece Mahkemesince "TMK 2 nci maddesi uyarınca herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkında açıkça kötüye kullanılması hukuk düzeni korumaz hükmü çerçevesinde aradan uzunca bir zaman geçmesine rağmen mevcut arsa paylarına herhangi bir itiraz olmaksızın ana taşınmazdan kaynaklanan yükümlülüklere yıllarca (Davacının edinme tarihiden itibaren bu hususları da ayrıca kabulü ile) bu oran üzerinde ifa edildikten sonra iş bu davanın açılması" gerekçesi ile Ret kararı verilmiş ve sayın çoğunlukta bu gerekçe ile Ret kararının Onanmasına karar vermişlerdir.

Sayın çoğunluğun bu gerekçeyi onaması görüşüne katılmamaktayım. Şöyle ki;

Ana taşınmazda kat irtifakı 1978 yılında kurulmuş olup Kat Mülkiyetine 1983 yılıhnda geçildiği davacının da 7 nolu Bağımsız Bölümü 2008 yılında aldığı dosya kapsamı ile sabittir.

Dava malik olduktan 6 yıl sonra 2014 yılında açılmıştır. Davacı Kat irtifakını kuran ya da kat mülkiyetini tesis eden kişi olmadığı gibi onların halefide değildir. (Böyle olsa idi, Yargıtay uygulamalarıyla sabit olduğu üzere kuruluş Bağımsız Bölüm listesini kendi imzası ile veren kişiler için bu davayı açmakta iyi niyetli olmadıkları ileri sürülebilirdi.)

Kat mülkiyeti Kanunu'nun 3 üncü maddesinde sonradan malik olan Bağımsız Bölüm maliklerinin arsa paylarındaki varsa orantısızlığın giderilmesini her zaman Mahkemelerde dava yoluyla isteyebilecekleri açıkça düzenlenmiş olup, diğer bazı maddelerde düzenlenen zamanaşımı ya da hak düşürücü süre bu madde de öngörülmemiştir.

Davacının malik olmaktan 6 yıl sonra dava açmasını MK2 Dürüstlük kuralına aykırı bulan yerel mahkemenin bu gerekçesi kanuna aykırı olup hak arama hürriyetini kısıtlayacak şekilde kullanılamaz. Hiç kimse kanunun verdiği hakkı kullandığı için kötü niyetli kabul edilemez.

634 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin amacı, değişen durumlarda değil baştan mevcut olan arsa paylarındaki oransızlık hallerinin sonradan malik olanların aleyhine işletilmemesi açısından sonraki malik olan Bağımsız Bölüm sahiplerine orantısızlığın düzeltilmesini isteme hakkı sağlamaktır. Bu hakkın kullanılması kötü niyetli addedilemez. Yeni malik duruma vakıf olduğu her an bu davayı açabilir. Hiçbir hukukî engel yoktur.

Bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine ve bu gerekçeyi onaylayan sayın çoğunluğun görüşlerine katılmamaktayım.26.09.2023