Logo

5. Hukuk Dairesi2022/10441 E. 2022/18128 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan terkini istemine ilişkin davada, mahkeme kararının Yargıtay tarafından düzeltilmesi gerekliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, daha önceki Yargıtay kararlarına ve usulî müktesep hakka aykırı olarak kamulaştırma bedelini hatalı hesapladığı, arta kalan kısım için açılan davada belirlenen metrekare değeri üzerinden değerlendirme yaptığı ve davacı idare lehine vekalet ücretine hükmettiği gözetilerek, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmiş, davalı vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 13.12.2022 günü temyiz eden davalı vekili ile davalı asilin yüzlerine karşı, usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden temyiz eden davacı idare vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak gelen vekil ile davalı asilin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

- K A R A R -

Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.

Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Taraf vekillerinin aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan yerinde değildir. Ancak;

1) Dairemizin 05.06.2015 tarihli ve 2015/8490 Esas, 2015/13594 Karar sayılı ilamı ile Mahkemenin üçüncü kararına esas bilirkişi kurulu raporunda belirlenen 243,13 TL/m² değerinin, ağaç değerinin dava tarihi itibarıyla dava konu taşınmaz için uygun görüldüğü; sadece kamulaştırmadan arta kalan kısımlar için bozma yapıldığı; bu bozma akabinde Mahkemenin 24.02.2016 tarihli 4. kararıyla zemin bedelinin 1.585.903.63 TL, kamulaştırmadan arta kalan ve dava konusu taşınmazdan ifrazla oluşan aynı adada bulunan 81 ile 97 parsel numaralı taşınmazlar için değer kaybı bedelinin ise 161.904,06 TL olarak belirlenmesiyle toplam 1.747.807,69 TL’ye hükmedildiği, davalının bu kararı temyiz etmediği, davacı idare temyizi üzerine arta kalan 97 parsele ilişkin ayrıca bedel tespit ve tescil davası açıldığından bu kısmın bedelinin verilmemesi ve kabule göre de; bedelin ne şekilde tespit edildiğinin anlaşılamadığından bahisle mahkemenin 4. kararının da bozulduğu, davalının bu bozma ilamına karşı karar düzeltme isteminin reddedildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda davacı idarenin usulî müktesep hakkı gözetilerek zemin bedeli olarak 1.585.903,63 TL, arta kalan 81 parsel için 243,13 TL/m² üzerinden bilirkişi kurulunca belirlenen %30 değer kaybı bedeli olan 78.224,90 TL’nin toplamı olan 1.664.128,53 TL kamulaştırma bedeline hükmedilmesi ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde arta kalan kısım için açılan davada belirlenen m² değeri üzerinden hatalı bedel tespiti,

2) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da gözönüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,

Doğru değil ise de, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,

a) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3, 4 ve 5 nolu bentlerinin çıkarılmasına, yerlerine sırasıyla;

(3- Kamulaştırma bedelinin 1.664.128,53 TL olarak tespitine,

4- Tespit edilen bedelin 283.403,30 TL kısmının mahkemenin 21.09.2006 tarihli kararıyla; 1.380.725,23 TL kısmının mahkemenin 13.01.2011 tarihli kararıyla ödenmesine karar verildiğinden tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla hükmedilen bedelin davalıya ödenmesine,

5- Hükmedilen bedelin 283.403,30 TL kısmına 03.09.2005 tarihinden ilk karar tarihi olan 21.09.2006’ya; 1.380.725,23 TL kısmına 03.09.2005 tarihinden ikinci karar tarihi olan 13.01.2011 tarihine kadar yasal faiz yürütülmesine) cümlelerinin yazılmasına,

b) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Dosya safahatında toplam 2.299.200,18 TL bloke edildiği gözetildiğinde fazla bloke edilen 635.071,65 TL bedel davalı tarafça çekilmiş ise varsa ödenen nemaları ile davalıdan alınarak; davalı tarafça çekilmemişse varsa işlemiş nemaları ile ilgili bankaca davacı idareye iadesine) cümlesinin yazılmasına,

c) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 9 uncu bendinden (Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan ALINARAK davacı idareye VERİLMESİNE, yine) kısmının çıkarılmasına,

Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, temyiz eden davalı yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 8.400,00 TL vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 13.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.