Logo

5. Hukuk Dairesi2022/10945 E. 2023/1648 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti davasında, mahkemece hükmedilen bedelin ve yasal faizin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece hükmedilen kamulaştırma bedelinin tespitinde hukuka aykırılık bulunmadığı ancak yasal faiz başlangıç tarihinin hatalı gösterilmesi ve faizin hesaplanma döneminin yanlış belirlenmesi nedeniyle, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasında 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Afyonkarahisar ili, ... ilçesi, ... köyü 107 ada 19 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 28.07.2015 tarihli ve 2014/153 Esas, 2015/539 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 28.07.2015 tarihli ve 2014/153 Esas, 2015/539 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay Kapatılan 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; Mahkemece, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edildiğine göre 2942 sayılı Kanun'un kıymet takdiri esaslarını gösteren 11 inci maddesinin birinci fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca değerlendirme gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tespiti ve bedelin tespitinde etkisi olan diğer unsurlar da dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek kamulaştırma bedelinin saptanması gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ... köyü 384 parsel sayılı taşınmazın 09.08.2011 tarihli satışı somut emsal alınarak incelenmiş ise de; somut emsalin dosya içerisinde yer alan resmi satış akit tablosunun incelenmesinden, tamamı 5380 m² olan taşınmazın ... İnşaat ve Ziraat Tic. ve San. Ltd. Şti. Tarafından 234.000,00 TL bedel karşılığında ... Mermer Madencilik İnş. İth. İhr. Ltd. Şti.’ye satıldığı anlaşılmış olup, emsal satış limited şirketler arası satış olması sebebiyle ticari satış olarak değerlendirileceğinden, bu emsalin gerçek değerini yansıtmadığı, serbest satış olmadığı izlenimini uyandırmaktadır. Bu sebeple bilirkişi kurulunun emsal seçimini isabetli yaptıklarından söz edilemez. Ayrıca, aynı kamulaştırma kapsamında Yaylabağ köyü 107 ada 16 parsel sayılı taşınmaz için, Afyon 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/154 Esas,2014/803 Karar sayılı kararıyla 999 parsel sayılı taşınmaz emsal alınarak 06.03.2014 olan değerlendirme tarihinde 196,52 TL/m² bedel belirlenmiş olup; karar Dairemiz incelemesinde de geçerek onanmıştır. (2016/4487-2016/5324) Yaylabağ köyü 107 ada 16 parsel sayılı taşınmazın bahsedilen dosyası güçlü delil kabul edilerek dava konusu taşınmazın bedelinin belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi, kabule göre de; somut emsal olarak incelenen ... Köyü 384 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu cadde ve sokak itibariyle belediyece belirlenen 2014 yılındaki emlak vergisine esas asgari m² değerlerinin belediye başkanlığından getirtilerek hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetlenmemesi nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 21.11.2020 tarihli ve 2019/79 Esas, 2020/49 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ile kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin 28.07.2015 tarihli karar ile hüküm altına alınan 62.211,95 TL'lik kısmının davalı tapu malikine derhal ödenmesine, ilk karar ile ikinci karar arasında oluşan fark bedel 770,38 TL'lik kısmının ise karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmek üzere üçer aylık vadeli mevduat hesabından nemalandırılmasına karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 21.11.2020 tarihli ve 2019/79 Esas, 2020/49 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; her ne kadar mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; Aynı kamulaştırma kapsamında kamulaştırılan ve dava konusu taşınmaza yakın olan 107 ada 16 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak açılan Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/154 Esas sayılı dosyasında taşınmazın m² birim fiyatı aynı değerlendirme tarihi itibariyle 196,52 TL olarak tespit edildiği hâlde hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz için 40,58TL m² birim bedeli tespit edildiği anlaşıldığından, bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığı gibi;

3.Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun'la Değişik 2942 sayılı Kanun'un 10/8 inci fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 02.06.2022 tarihli ve 2021/331 Esas, 2022/398 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ile kamulaştırma bedelinin 316.892,63 TL olduğunun tespiti ile derhal davalı tarafa ödenmesine, kamulaştırma bedelinin 28.07.2015 tarihli karar ile hüküm altına alınan 62.211,95 TL'lik kısmına 06.07.2014 tarihinden ilk karar tarihi olan 28.07.2015 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, işleyecek yasal faizin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine ve kamulaştırma bedelinin 770,38 TL'lik kısmına 06.07.2014 tarihinden 21.01.2020 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, işleyecek yasal faizin karar kesinleştiğinde davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine ve kamulaştırma bedelinin 253.910,31 TL’lik kısmına 06.07.2014 tarihinden 02.06.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, işleyecek yasal faizin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; emsal alınan taşınmazın değerlendirmeye uygun olmadığını, hisseli satış olup taşınmazın gerçek bedelini yansıtmadığını ve emsale ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, gerekçesi açıklanmadan ilk karardaki bedelin beş katı bedele hükmedildiğini, emsal taşınmaz çok daha değerli olduğu halde dava konusu taşınmaz ile eşit değerde kabul edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, belirlenen bedelin düşük olduğunu, bozma ilamında geçen ve dava konusu taşınmaza yakın olduğu belirtilen taşınmaz için belirlenen bedel esas alındığında uygulamada birlik sağlanamadığını, yasal faizin hatalı hesaplandığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal kıyaslaması yapılarak, üzerindeki yapılara ise resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4.Tespit edilen kamulaştırma bedelinin üçer aylık vadeli mevduat hesabında nemalandırılmasına karar verilen 770,38 TL'lik kısmının son karar ile davalıya ödenmesine karar verildiğinden, bu bedele 07.07.2014 tarihinden son karar tarihe kadar yasal faiz işletilmesi ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde faiz başlangıç tarihinin hatalı gösterilmesi ve ikinci karar tarihi olan 21.01.2020 tarihine kadar yasal faiz işletilerek, yasal faizin karar kesinleşince davalıya ödenmesine hükmedilmesi, bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (3), (4) ve (5) numaralı bentlerinde yer alan “06.07.2014” tarihinin hükümden çıkartılmasına, yerine “07.07.2014” tarihinin yazılması, (4) numaralı bendinde yer alan “21.01.2020” tarihinin hükümden çıkartılmasına, yerine “02.06.2022” tarihinin yazılması ve aynı bentte yer alan “karar kesinleştiğinde” ibaresinin hükümden çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.