Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11026 E. 2023/90 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında, imar planında eğitim alanı olarak ayrılan ve fiilen el atılmamış taşınmaz nedeniyle kamulaştırmasız el atma hukuksal olgusunun oluşup oluşmadığı ve taşınmaz bedelinin tespiti ve idareden tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın imar planında eğitim alanı olarak ayrılması ve uzun yıllar kamulaştırma veya takas yoluna gidilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkına müdahale niteliğinde kamulaştırmasız el atmanın gerçekleştiği, belirlenen bedelin de bölge emsalleriyle uyumlu olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu ... Mahallesi 43173 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında eğitim alanı olarak ayrılarak kamuya tahsis edildiğini, tapu kaydına da "kamulaştırılacak" şerhi konulduğunu, bu haliyle taşınmaza ilişkin tüm tasarruf haklarının kısıtlandığından bahisle taşınmazın bedelinin kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II.CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde yargı yolu, uzlaşma, husumet ve zaman aşımı itirazında bulunmuş, haksız davanın reddini savunmuştur.

III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

A.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili tarafından; bedelin yüksek olduğu, emsallerin imar yönünden daha değerli bölgede bulunduğu ve uygun olmadığı, husumetin mülkiyet Maliye Hâzinesi adına tescil edileceğinden Maliye Bakanlığı ile imar planlarını yapan belediyeye yöneltilmesi gerektiği, harçtan muaf olmalarına rağmen harca hükmedilmesinin doğru olmadığı ileri sürülmüştür.

C.Gerekçe ve Sonuç

Dava konusu taşınmazın 1996 tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı kapsamında temel eğitim alanı olarak ayrıldığı, davalı idarece fiilen el atılmadığı, Anayasa Mahkemesinin 05/04/2019 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan 20.12.2018 tarihli ve 2016/181 Esas, 2018/111 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1/6 sayılı kararı ile Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak bedel tespit edilmesi doğru bulunduğu ancak, davalı idare harçtan muaf olduğu ve aleyhine harca hükmedilmemesi gerektiğinden bahisle davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V.TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B.Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaz üzerine idareye ait tesis bulunmadığı, fiili el atma gerçekleşmediğinden idari yargının görevli olduğu, husumetin Maliye Hâzinesi ya da imar planı yapmaya ve uygulamaya yetkili ilgili belediyeye yöneltilmesi gerektiği, dava şartı olan uzlaşma yoluna gidilmediği, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile eklenen geçici 12 inci maddesi gereği inceleme yapılması gerektiği gibi hatalı ve eksik değerlendirme yapan ve metrekare birim fiyatının yüksek belirleyen bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, ıslah tarihinde itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C.Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un Ek Madde-1 inci maddesi ile 26.11.2020 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7421 sayılı Kanun'un ikinci maddesi ile Ek Madde-1 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi doğru olup, hükme esas alman bilirkişi kurulu raporunda tespit edilen metrekare birim fiyatı bölge itibari ile Dairemiz denetimden geçen dosyalar ile uyumludur.

3.Dosya kapsamında yer alan fen bilirkişi raporunda, keşif tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmakla birlikte, 1995 tarihli yürürlükte bulunan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında dava konusu taşınmazın temel eğitim alanı olarak ayrıldığı dikkate alındığında, kamulaştırmasız el atma olgusunun 1983 tarihinden sonra gerçekleştiğinin kabulü ile bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve Kanun'a uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan temyiz karar harcının alınmamasına,

Dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.