Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11072 E. 2023/2720 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, üzerinde enerji nakil hattı bulunan taşınmazı nedeniyle uğradığı zararın tazmini ve ecrimisil istemine ilişkin davanın kesin hüküm nedeniyle reddine dair kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının aynı taşınmazla ilgili olarak açtığı ve kesinleşen önceki davada el atmanın önlenmesi veya kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği, aynı konu hakkında aynı davalıya karşı aynı sebebe dayalı tazminat ve ecrimisil talebinde bulunulamayacağı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Osmaniye ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 959 ada 59 parsel sayılı taşınmaz üzerine davacı tarafından ... tarafından verilen inşaat ruhsatına uygun olarak bina yapımına başlanıldığını, inşaat devam ederken taşınmaz üzerinden geçen yüksek gerilim hattının tehlike oluşturduğunun anlaşıldığını, bunun üzerine inşaatın durdurulduğunu, taşınmazın tapu kaydında enerji nakil hattının taşınmaz üzerinden geçtiğine dair herhangi bir şerh bulunmadığını, ... Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/8 Esas sayılı dosyası ile müdahalenin men'i ve kâl davası açıldığını inşaat ruhsat süresinin dolduğundan zarara uğradığını, yüksek gerilim hattı sebebiyle 27.11.2007 tarihinden dava tarihine kadar yoksun kaldığı tüm zararların faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın Borçlar Kanununda düzenlenen zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, davacının uğradığını iddia ettiği zarardan sorumlu olan muhatabın ... olması gerektiğini ve bu sebeple davanın ... Belediye Başkanlığına ihbarını talep ettiklerini, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/8 esas sayılı dosyasından verilen kararın kesin hüküm oluşturduğunu, zamanaşımı itirazında bulunduklarını belirterek, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kesin hüküm dava şartı yokluğundan ve uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin rızası dışında davalı idare tarafından taşınmazdan yararlanmasının engellendiğini, mülkiyet hakkının zarar gördüğünü, bu yüzden davayı açmakta hukuki yarar şartı gerçekleştiğini, yerel mahkeme aynı zamanda kesin hüküm değerlendirmesi yapmış ise de önceki hükümlerle bu davanın dayandığı hukuki sebeplerin farklı olduğu ve şekli anlamda benzerlik gösterse de bu dava açısından kesin hüküm niteliği taşımadığını, mahkeme gerekçesinde dava şartı olarak uzlaşma şartını değerlendirmiş ise de burada ele alınan uzlaşma şartının açılan davayla ilgili olmadığını, bahsi geçen uzlaşmanın idarenin kamulaştırma öncesi uzlaşma şartının yerine getirilip getirilmediği olduğunun dikkatlerden kaçtığını, davada özel mülkiyette bulunan bir taşınmazın tamamına veya bir kısmına, kamulaştırma yetkisine haiz bir kurum veya kuruluş tarafından, yasal bir yetkiye dayanmaksızın kalıcı bir şekilde el konulmasının "kamulaştırmasız el atma" olduğunu, kamulaştırmasız el atmadan söz edebilmek için kamulaştırma yetkisini haiz bir kurum veya kuruluş tarafından ancak kamu yararı için el atılmış olması gerektiğini, bu el koymanın, yasal bir yetkiye dayanmaması gerektiğini, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 38 inci maddesinin Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilmesi ile bu maddenin yürürlükten kalktığını, Anayasada kazanılmış hakları ve hukuksal güvenliği ortadan kaldırıcı ya da toplumun adalet anlayışını zedeleyici sonuçlar doğmasından kaygı duyulması nedeniyle iptal kararlarının geriye yürümezliği ilkesinin kabul edildiğini, böylece hukuksal ve nesnel alanda sonuçlarını doğurmuş bulunan durumların iptal kararlarının yürürlüğe gireceği güne kadarki dönem için geçerli sayılmasının sağlandığını, bu durumda tazminat davasının zamanaşımı yönünden de süre sıkıntısı olmadan açıldığını, mahkemece yapılan dava şartı yokluğu, hukukî yarar ve kesin hüküm değerlendirmesinin gerçeği yansıtmayıp farazi değerlendirmelere dayandığını, yerel mahkemece verilen dava şartı yokluğu nedeniyle usulden ret kararının usul ve yasalara aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/8 Esas, 2012/296 Karar sayılı dosyasının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, söz konusu dosyada bulunan 21.03.2012 havale tarihli bilirkişi raporunda belirlenen zararlar nedeniyle tazminat istemi ile davanın açıldığı, somut olayda davacının bu davada ileri sürmüş olduğu tazminat talepleri hakkında ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/8 Esas, 2012/296 Karar sayılı dosyası üzerinden karar verilmiş olduğu ve kararın kesinleşmiş olması dikkate alındığında, kesin hüküm oluşturan bir konu hakkında davacının aynı davalıya karşı aynı sebebe dayalı tazminat talebinde bulunamayacağı, tazminat talebi yönünden davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu; ancak mahkeme tarafından ecrimisil talepleri hususunda bir karar verilmediği, davacının talep etmiş olduğu ecrimisil yönünden taşınmaz üzerinden yüksek gerilim hattının geçtiği bu durumda ecrimisil alanı bulunmadığı ve aynı zamanda ecrimisil talepleri yönünden zamanaşımı söz konusu olduğundan ecrimisil talebi yönünden davacının istinaf talebinin kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ve resen dikkate alınacak nedenlerle temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Osmaniye ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 959 ada 59 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davacı ... tarafından davalı ... aleyhine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/352 Esas sayılı dosyasında el atmanın önlenmesi ve kâl istemi ile açılan davanın yargılaması sırasında ilk kararın bozulması sonrasında davacının davasını tazminat davasına dönüştürdüğü, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/8 Esas, 2012/296 Karar sayılı dosyasında dava konusu taşınmaz üzerinden geçen enerji nakil hattını kaldırdığından davacı tarafın el atmanın önlenmesi veya kamulaştırmaz el atma nedeniyle tazminat talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olduğu, verilen kararın davalı idarenin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi tarafından 17.06.2013 tarihli ve 2013/7685 Esas, 2013/10485 Karar sayılı ilâmı ile düzeltilerek onama kararı verildiği, verilen kararın 14.04.2014 tarihinde karar düzeltme talebinin reddine karar verilmek suretiyle kesinleştiği dikkate alındığında, kesin hüküm oluşturan bir konu hakkında davacının aynı davalıya karşı aynı sebebe dayalı tazminat talebinde bulunamayacağından kesin hüküm nedeniyle davanın ve ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.