Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11180 E. 2023/1817 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi gereğince belirlenen bedelin davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemesi ve bozma ilamı ile oluşan kesin hüküm nedeniyle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalar sonucu verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde; dava konusu taşınmazın muris ... adına tapuda kayıtlı iken Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal tescil davası sonucunda tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini, oluşan zararından davalının sorumlu olduğunu belirterek taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesine ilişkin hükmün kesinleşme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillere verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.04.2016 tarihli ve 2014/30 Esas, 2016/196 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulü ile 24.813,77 TL tazminatın 15.596,45 TL'lik bölümünün tapu kaydının iptaline ilişkin kararın kesinleşme tarihinden, 9.217,32 TL'lik kısmının ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın bulunduğu yer, konumu ve değer artışına etki eden hususlar değerlendirilmek sureti ile objektif değer artışı uygulanması gerekirken uygulanmamış olması ve hükme esas alınan raporda bunun gerekçelendirilmemesi doğru olmadığı gibi ilçe tarım müdürlüğünden yörede ekilen münavebe ürünlerinin gelir gider tablosu getirtilmek sureti ile bilirkişi raporu denetlenmeden hüküm kurulmuş olması doğru olmadığından ve davacı ıslah dilekçesi ile tapu iptali ve tescil kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tazminata karar verilmesini talep ettiği halde ıslah edilen miktar için ıslah tarihinden faize karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.07.2020 tarihli ve 2018/394 Esas, 2020/156 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulü ile 24.813,77 TL tazminatın tapu kaydının iptaline ilişkin kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, bozma ilamı sonrası mahkemece yapılan yargılama neticesinde dosyaya 04.11.2019 ve 03.12.2019 tarihli bilirkişi raporları ile 09.03.2020 tarihli ek raporun sunulduğu; ancak mahkemece hükmün gerekçe bölümünde hangi bilirkişi raporunun hükme esas alındığı belirtilmeyerek infazda tereddüt oluşturulduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.06.2022 tarihli ve 2022/90 Esas, 2022/219 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulü ile 24.813,77 TL tazminatın tapu kaydının iptaline ilişkin kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

... Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; belirlenen bedelin yüksek olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının, objektif unsurun hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Mahukemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

6. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun )146 ncı maddesi (eski 125 inci md.)

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; Sinop ili, ... ilçesi, ... köyü, 1882 (yenileme kadastrosu sonucunda 120 ada 51) parsel sayılı taşınmazın 13.400,00 m² yüzölçümü ve tarla vasfı ile 02.04.1980 tarihinde tapulama sonucu davacılar ile dava dışı hissedarlar adına tescil edildiği, 24.03.2011 tarihinde taşınmazın tapu kaydına orman sınırı içinde kaldığına dair şerh verildiği, 2014 yılında yörede yapılan yenileme kadastrosu sonucu taşınmazın 120 ada 51 parsel sayısı ve 12.104,00 m² yüzölçümü ile tescil edildiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/663 Esas, 2013/77 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın tapusunun iptaline ve orman vasfıyla tesciline karar verildiği ve hükmün 08.05.2013 tarihinde kesinleştiği, asıl davanın 12.02.2014 tarihinde tapu maliki Mustafa Kaptan mirasçıları tarafından, birleştirilen davanın ise 11.04.2016 tarihinde tapu maliki ... tarafından açıldığı anlaşılmıştır.

3. Arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince belirlenen bedelin davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı tarafın aynı temyiz sebeplerini Dairemizin bozma ilamı öncesinde sunduğu dilekçelerinde belirttiği, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.