Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11182 E. 2023/387 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan bir taşınmazın bedelinin tespiti davasında, belirlenen bedelin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazın seçiminde ve değerlendirilmesinde hukuka aykırılık tespit edilmesi, özellikle emsal taşınmazın ticari amaçlı bir satış olması ve gerçek değeri yansıtmaması, ayrıca tarafların beyanlarına göre emsal olabilecek başka taşınmazlar da bulunması gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar davacı idare ve davalılardan ... v.d. vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçelerinde; ... (...) Mahallesi 7761 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. ... vd. vekili cevap dilekçesinde özetle; Kıymet Takdir Komisyonu tarafından belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın gerçek değerinin tespitini ile kamulaştırma nedeniyle arta kalan alanda değer azalışı oluşacağından bu hususun kamulaştırma bedeline ilave edilmesini talep etmiştir.

2. Bir kısım (mirasçı) davalılar murisi ... cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline ilişkin karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalılardan ... v.d. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; emsal incelemesinde kıyaslama sonucu emsalin 2,85 kat değerli olduğu belirtilmiş ise de emsalin çok daha değerli olduğunu, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerine göre dava konusu taşınmaza 4 kat fazla değer tespit edildiğini, tapu kaydındaki takyidatların bedele yansıtılması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalılar ... v.d. vekili temyiz dilekçesinde; değerli bir konumda bulunan taşınmaza düşük değer tespit edildiğini, incelenen emsalin belediye tarafından anonim bir şirkete satış olduğunu, özellikleri itibarıyla uygun emsal olmadığını, kamulaştırmadan arta kalan parçaya değer azalışı verilmesi gerektiğini, aynı kamulaştırma işlemi kapsamında başka dosyalarda daha yüksek m² değeri belirlendiğini, davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare ile davalı ... vd. vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Arsa niteliğindeki taşınmazın zeminine emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak, değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması ve dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir ki hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan dava konusu taşınmaza göre yüzölçümü büyük olan taşınmazın emsal alınması doğru olmadığı gibi, emsal alınan Alaşar Mahallesi, 4490 ada, 13 parsel sayılı taşınmazın tapu ve satış akit tablosunun incelenmesinden; belediyenin bir anonim şirkete satışı olup, bu satışın tarafları ve taşınmazların nitelikleri dikkate alındığında ticari amaçlı bir satış olduğu, serbest satış olmadığı, ve taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığı izlenimini uyandırdığından bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alınması mümkün değildir.

4. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.

5. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare ve davalılardan ... vd. vekillerinin temyiz itirazlarının KABULÜNE,

2. Temyiz olunan kararının BOZULMASINA,

Davacı idare ve davalılardan Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde ilgiliye iadesine,17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.