"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemli davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; Mahkemece ... aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, ... hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı vekili ile davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin Ankara ili ... ilçesi, ... Mahallesi 90224 Ada 1 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduklarını, bu taşınmazın imar planında spor alanı olarak ayrıldığını ve tapu kaydına kamulaştırma şerhi konulduğunu, müvekkilleri ...'ın taşınmazda 43.00 m², ...'ın ise 37.00 m² payının bulunduğunu, otopazarı olarak kullandırılmak suretiyle dava konusu taşınmaza fiilen el atıldığını, davacıların pay bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle zamanaşımı, yetki ve husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davada görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğunu, belediyece herhangi bir kamulaştırma kararının alınmadığını ve el atmanın olmadığını, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı, parselasyon planı ve dağıtım cetvellerinin yapılmasından ve onaylanmasından ilçe belediyelerinin sorumlu olduğunu, davanın ilçe belediyesine karşı açılması gerektiğini, plan yapılırken ilgili mevzuat gereği herhangi bir kurumun talebi aranmaksızın ayrılması zorunlu olan alanların aynı amaçla kullanılmasının mümkün olduğunu, davacı hissesinin kamulaştırılmasının zorunlu olmadığını, imar planında park ve spor alanı uygulamasının Büyükşehir Belediyesince yapılacağına dair bir plan notunun bulunmadığını ve kendi kurumlarına tahsis edilmediğini, bunun yanında spor alanları içinde halı saha gibi tesislerden davacıların gelir elde etmelerinin mümkün olduğunu, kamu eliyle tesis yapılması ihtiyacı olduğunda Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü vb. kurumlar tarafından kamulaştırma yapılabileceğini, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 17.06.2011 tarihli ve 1795 Sayılı kararı ile onaylanan ... 2.Etap 1/15000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ile Büyükşehir Belediye Meclisinin 29.11.2011 tarih ve 3434 sayılı itirazları kısmen kabul, kısmen reddeden kararında da dava konusu parselin altlığının yönetim merkezi belediye, hizmet alanı, eğitim tesisleri alanı, spor alanı ve ticaret alanı kullanımında kaldığını ve planın kesinleşme sürecinin devam ettiğini, dava konusu taşınmazın imar durumunun değiştiğini, yeni 1/1000 ölçekli plan doğrultusunda yapılacak parselasyon planı aşamasında kamu ortaklık payı hissesinden oluşan parselin yeniden hangi kullanımlara dağıtımının yapılacağının belli olmadığını, dava konusu parselde kamulaştırmanın zorunlu olmadığını ve müvekkili idarece herhangi bir el atmanın yapılmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; parselin yüzölçümü itibarıyla çok büyük olmasından dolayı ilçe belediyesinin yetki ve sorumluluğunda olmadığını, dava konusu parselin diğer hissedarlar tarafından oto pazarı olarak kullanılması için ... Boru Profil İnş. San. Tic. Ltd. Şti'ne kiraya verildiğini, taraf sıfatlarının olmadığını ileri sürerek davanın süre aşımı ve husumetten reddini, aksi durumda esastan reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.06.2016 tarihli ve 2015/509 Esas, 2016/343 Karar sayılı kararı ile dava konusu yere davalıların fiilen el attığı hususunun ispatlanamadığı, el atma anlamında husumetin davalılara yöneltilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 14.06.2016 tarihli ve 2015/509 Esas, 2016/343 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizce yapılan inceleme sonucu; imar planında eğitim tesis alanı, yönetim merkezi ve spor alanı olan dava konusu 90915 ada 4 parsel sayılı taşınmaza oto pazarı alanı olarak el atıldığı, davalılardan ... tarafından açık otopazarı işletme ruhsatı verildiği anlaşıldığından işin esasına girilerek sorumlu idare tespit edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı doğrultusunda ... aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, ... hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davanın açılmasına davacıların sebebiyet vermediğini, idareler lehine hükmedilen vekâlet ücretlerinden sorumlu olmamaları gerektiğini, tüm yargılama giderlerinden ve vekâlet ücretinden davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek kararın düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; bozma kararında işin esasına girilerek sorumlu idarenin tespit edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, söz konusu alanın eğitim tesisi alanı, yönetim merkezi ve spor Alanı olarak ayrıldığı, kullanım amacı dikkate alındığında müvekkili idarenin yetki ve sorumluluk alanına giren bir yer olmadığını, taşınmazın yüzölçümünün yaklaşık 237.000 m²lik bir alanı kapsadığı dikkate alındığında 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında
Kanun'un uygulanması ile ilgili Yönetmeliğin 25/a maddesi uyarınca 30 dekardan (30.000 m2) büyük olan yerlerin idare ve işletmesinin müvekkili idarenin sorumluluğunda olmadığını, bu büyüklükte bir spor alanının yerel (mahalli) değil, bölgesel hatta ulusal düzeyde olduğunun gözetilmesi gerektiğini, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanun'un 7 nci maddesinin (m) bendinde ise Büyükşehrin bütünlüğüne hizmet eden sosyal donatılar, bölge parkları, hayvanat bahçeleri, hayvan barınakları, kütüphane, müze, spor, dinlence, eğlence ve benzeri yerleri yapmak, yaptırmanın Büyükşehir Belediyesinin görevleri arasında sayıldığını, ayrıca bazı paydaşların kendi paylarını dosya içinde bulunan kira sözleşmesinde de görüleceği üzere ... Boru Profil Şirketine kiraya verdiğini, bu sözleşmede idarelerinin taraf sıfatı ya da dahli bulunmadığını, idarelerinin işletme ruhsatı vermesinin tek başına el atma olarak değerlendirilemeyeceğini üstelik ruhsatın 2019 yılında iptal edilmiş olduğunu ve taşınmazın boşaltıldığını ve fiili el atma olmadığını, aynı taşınmaza ilişkin olarak Ankara 24.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/649 Esas, 2020/41 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 24.06.2021 tarihli ve 2020/735 Esas, 2021/1420 Karar sayılı ilamıyla idareleri lehine hüküm kurulduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun( 2942 sayılı Kanun) Ek Madde-1 inci maddesi şöyledir;
“Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E.: 2016/181 K.: 2018/111 sayılı Kararı ile)”
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu alanda imar uygulması yapıldığı, dava konusu taşınmazın 90915 ada 4 parsel olarak tapuya tescil edildiği, sonrasında tekrar imar uygulaması ile 91758 ada 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlara şuyulandırıldığı ve tapu kaydının kapatıldığı, 16.07.2018 tarihinde yeni parsellerin malikleri adına tapuya tescil edildiği, 91758 ada 8 parselin ... adına tescilli olduğu, 91758 ada 9 parselde ise davacılardan ...'ın paydaşlar arasında bulunduğu, ancak davacı ... adına pay olmadığı; ...'nın 18.07.2022 tarihli müzekkere cevabında ... Mahallesi içerisinde bulunan imarın 91758 ada 8 ve 9 numaralı parsellerin, ... Belediye Meclisinin 02.05.2013 tarihli ve 260 sayılı kararı ile uygun görülen ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 09.07.2013 tarihli ve 240 sayılı kararları ile onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliği kapsamında “Özel Spor Alanı” kullanımı olarak planlandığı anlaşılmıştır.
3. Bu durumda; en son imar uygulamasına ait şuyulandırma cetvelleri ilgili Belediyeden istenip, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu davacıların paylarının hangi parsellere gittiği, davacı ... payının akıbeti ilgili Tapu Müdürlüğünden sorulup ilgili belgeler, davacıların payını göserir güncel tapular getirtildikten, imar uygulaması sonucu yeni oluşan parsellerin imar planındaki güncel özgülenme amacı ilgili Belediye Başkanlıklarından sorulduktan ve şuyulandırma öncesi ve sonrası çaplı krokiler ilgili Kadastro Müdürlüğünden temin edildikten sonra mahallinde yeniden keşif yapılarak, imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellere davalı idarelerce fiilen el atılıp atılmadığı, fiilen el atılmasa bile dava konusu taşınmazların imar planında kamuya tahsisli alan olarak ayrılıp ayrılmadığı araştırılıp, kamuya özgülenme durumunun ve davacıların maliklik durumlarının devam ettiğininin anlaşılması halinde, fiili el atmanın gerçekleştiği kabul edilerek aynı taşınmazın paydaşlarının açtığı, Ankara Bölge Adliye Mahkmesinin 2021/1919 Esas, 2022/1894 Karar sayılı kaldırma kararına konu aynı mahkemenin 2020/602 Esas, 2021/561 Karar sayılı dosyasının yeni esas numarası tespit edilerek bu dosyada göz önüne alınıp sorumlu idare tespit edilip işin esası hakkında karar verilmesi, aksi halde konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Davacılar vekili ile davalı ... vekillerinin temyi itirazları yerinde olduğundan mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davacılar ve davalı ...'ndan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.