"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazların tapularının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, 121 ada 14 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kararın 05.04.2011 tarihinde, 121 ada 50 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kararın ise 19.12.2011 tarihinde kesinleştiğini, uğramış olduğu zararın mahkeme kararların kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; husumetin Orman Genel Müdürlüğü aleyhine yöneltilmesi gerektiğini, 10 yıllık zamanaşımının geçtiğini, idari yönden usuli ve yasal başvuruların yapılmadığını, Anayasa ve yasalara uygun olarak taşınmazın tapusunun iptal edildiğinden davanın reddini, esasa girilmesi halinde ise taşınmazın mevcut haliyle getireceği gelir nazara alınarak tazminat tespit edilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; zaman aşımı ve husumet yokluğundan ret kararı verilmesi gerektiğini, taşınmazın orman bitki örtüsüyle kaplı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının ve objektif değer artış oranının hatalı uygulandığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kuru arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğu, davalı Hazine vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; husumetin Orman Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarına orman şerhi konulmasından itibaren 10 yıldan fazla zaman geçtiğini, dolayısıyla davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, belirlenen tazminat miktarının makul olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 5 inci sınıf tarım arazisi olan taşınmazların 1 inci sınıf tarım arazisi gibi değerlendirildiğini, objektif değer artış oranı belirlenirken alınan özelliklerin kapitalizasyon faiz oranı hesabında nazara alındığını, %50 objektif değer artış oranının gerçekçi olmadığını, ıslah edilen kısma tapu iptal davasının kesinleşme tarihinden itibaren faiz ödenmesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın kesinleşmesinden önce ödeme yapılması ileride telafisi güç zararlara neden olabileceğinden 2004 sayılı İcra iflas Kanunu'nun 36 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereği teminatsız olarak icranın geri bırakılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Yalova ili, ... ilçesi, ... köyü, 121 ada 14 ve 50 parsel, sırasıyla 1.787,81 m² ve 6.790,00 m² yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın davacılar adına tapuda kayıt iken, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/240 Esas, 2011/23 Karar ve 2010/246 Esas, 2011/24 Karar sayılı kararları ile taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararların sırasıyla kanun yolu incelemesinden geçmeksizin 05.04.2011 ve temyiz incelemesinden geçerek 19.12.2011 tarihlerinde kesinleştiği, eldeki davanın 19.11.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arazi niteliğindeki Yalova ili, ... ilçesi, ... köyü 121 ada 14 ve 50 parsel sayılı taşınmazlara gelir metodu esas alınarak ve dava konusu taşınmazların özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygun görülen kapitalizasyon faiz ve objektif değer artış oranı uygulanarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 inci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.