"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu .... Mahallesi, 43112 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında pazar yeri olarak ayrıldığı, tapuda kamulaştırma şerhi konulduğu gibi davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı halde fiilen el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedeli dava tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; husumet, uzlaşma ve görev itirazında bulunarak davanın usulden reddi ile esas yönünden taşınmaza fiilen el atılmadığı, 84138 sayılı parselasyon planının plan notlarının 15 inci kısmında bedelsiz terk edilmesi karşılığında %10 ilave inşaat alanı verileceği hükmü taşıdığı, bundan dolayı bedel ödenemeyeceğini, taşınmazdaki tasarruf hakkının kısıtlanmadığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazda davacı payının tapusunun iptali ve davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; husumetin Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığını, 84138 sayılı parselasyon planının plan notlarının 15 inci kısmında bedelsiz terk edilmesi karşılığında % 10 ilave inşaat alanı verileceği hükmü taşıdığı bundan dolayı bedel ödenemeyeceğini, uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, taşınmazdaki tasarruf hakkının kısıtlanmadığını, bundan dolayı davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 1996 tarihli 1/1000 ölçekli imar planında ‘Pazar Yeri’ olarak ayrıldığı ve bu güne kadar bu durumunda değişiklik olmadığı, davalı idarece fiilen el atılmamış ise de; Anayasa Mahkemesinin 05.04.2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 20.12.2018 tarihli ve 2016/181 Esas, 2018/111 sayılı kararı ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1/6 sayılı kararı ile Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleşmiş olduğunun kabulü ile, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle bedelinin tespit edilerek davalı idareden faizi ile tahsiline ilişkin mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı idare vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaz üzerine idareye ait tesis bulunmadığı, fiili el atma gerçekleşmediğinden idari yargının görevli olduğu, husumetin Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltilmesi gerektiği, uzlaşma şartının yerine getirilmediği, dava konusu taşınmazın Kamu Ortaklık Payı parseli olduğunu, davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkının sınırlandırılmadığını, imar planının uygulaması olan parselasyon planından başka bir işlemin belediye tarafından tesis edilmediği ve el atmanın söz konusu olmadığından davanın reddi gerektiği ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun( 2942 sayılı Kanun) Ek Madde-1 inci maddesi ile 26.11.2020 tarih ve 32025 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7421 sayılı Kanun'un 2.maddesi ile Ek Madde-1 inci maddesinin 1inci fıkrasına eklenen cümle
3. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi kanunu'nun (5216 sayılı Kanun) 7 nci maddesi
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu taşınmazın yeri, yüzölçümü ve 5216 sayılı Kanun'da ilçe belediyelerinin görev ve yetkilerine ilişkin hükümler gereği davalı ... Başkanlığına husumet yöneltilmesi doğrudur.
3.Dosya kapsamında yer alan fen bilirkişi raporunda, keşif tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza fiilen el atılmamış olsa da; 1996 tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında dava konusu taşınmazın pazar yeri olarak ayrıldığı, 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde-1 inci maddesi ile 26.11.2020 tarih ve 32025 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7421 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile Ek Madde-1 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümlesi gereği ve uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve bu eylemi ile kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü doğrudur.
4.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi doğru olup, aynı taşınmaza ilişkin olarak açılan ve Dairemiz denetimimden geçen güçlü delil nitekliğindeki davada değerlendirme tarihi 2011 yılının mayıs ayında 500.00 TL olarak belirlenen metrekare birim fiyatı dikkate alındığında hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen bedel uygundur.
5 .Yukarıda yapılan açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığından bahisle tespit edilen bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.