Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11884 E. 2023/5879 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı mirasçılar, idarenin kamulaştırmasız el atması nedeniyle taşınmaz bedellerinin tahsilini talep etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı mirasçılardan birine tebligatın usulüne uygun yapıldığı ve dava açma süresini geçirdiği, diğer mirasçılar bakımından ise uzlaşma yoluna başvurulduğu, bir mirasçı bakımından ise vekâletname sunulmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davacı ... yönünden açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, diğer davacılar yönünden ise açılan davanın uzlaşma dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve

diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06.06.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... gelmiş, davalı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 138 ada 2 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın el atıldığından taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

2. Birleştirilen dava davacıları vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacılar ile diğer hissedarların ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 138 ada, 2 parselde tapuya kayıtlı 3.391,02 m²lik taşınmazın malikleri olduğunu, söz konusu taşınmazın büyük bir kısmının davalı idarece yol yapımı esnasında kamulaştırma yapılmadan yola katıldığını, yol harici kalan kısmın da kullanılamaz hâle geldiğini belirterek taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın idaerelerinin 28.11.1975 tarihli ve 1975/336 sayılı Kamu Yararı Kararı kapsamında kamulaştırma kapsamına alındığını ve o tarihte kamulaştırma işlemleri tamamlandığını, taşınmaz malikleri adına ilgili banyaka kamulaştırma bedelinin yatırıldığını, ... 2. Noterliğinin kamulaştırma tebligatlarını 10 Mayıs 1976 tarihinde postaya verdiğini, 31.05.1976 tarihinde ... , ... , ...'e ve ... tebliğlerin yapıldığını, müvekkili idarece kamulaştırılan alandan başka bir kısma kamulaştırmasız el atmanın kesinlikle söz konusu olmadığını, kamulaştırmasız el atılan bir taşınmazın olmadığını, ancak el atma olduğu iddia ediliyor ise 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesi uyarınca uzlaşma yoluna gidilmesinin dava şartı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... yönünden açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, diğer davacılar yönünden ise açılan davanın uzlaşma dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hak düşürücü süreden ret kararının hatalı olduğunu, davanın hak düşürücü sürede açıldığını 2942 sayılı Kanun'un 38 inci maddesinin iptal olduğunu, yerine aynı Kanun'un geçici 6 ncı maddede öngörülen uzlaşma dava şartı getirildiğini, davacıların gerekli başvuruyu yaptıklarını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, usulüne uygun kamulaştırma yapıldığına dair belge sunulmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararında araştırılması istenen hususşarın tamemen yerine getirilmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ...'e kamulaştırma tebligatının bizzat tebliğ edilmesi karşısında bu davacı yönünden hak düşürücü süre dava şartı yönünden davanın reddine karar verilmesinde, diğer davacılar yönünden el atma tarihinin 1975 olduğu ve bu davacılar yönünden uzlaşma dava şartının gerçekleşmemiş olması nedeniyle uzlaşma dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 14 üncü ve geçici 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazın ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 3.391,02 m² yüzölçümlü 138 ada 2 parsel sayılı taşınmaz olduğu, Tapu Müdürlüğü yazı cevabından taşınmazın geldisinin 1257 parsel olduğu, bu taşınmazın kadastro tespit tutanağından 3.240 m² olarak tespit gördüğü, kadastro tutanağı dayanak tapusunun davacıların murisi ... adına olan 919 m² yüzölçümlü eski tapu kaydı olduğu, eski tapu kaydının hudutları ile mahalline uygun olduğu, bu taşınmazın içinden karayolu geçtiğinden taşınmazın iki parçaya ayrıldığı, bu parçalardan 1257 parsel için istimlak kararı alındığı, ancak istimlak gerçekleştirilmediğinden 1257 ve 1235 parsellerin ... mirasçıları adına tespit edildiği, kadastro tutanağının askı ilan süresinin 27.06.1979 tarihinde bittiği, tutanakta kesinleştirme şerhi bulunmadığı ve taşınmazın 138 ada 2 parsel numarası ile 31.01.1979 tarihinde hissedarları adına edinim sebebi "tapulama" göserilerek tescil edildiği anlaşılmıştır.

3. İdare tarafından sunulan kamulaştırma belgeleri incelendiğinde; davalı idarece 28.11.1975 tarihli ve 1975/336 sayılı Kamu Yararı Kararına istinaden kadastro tespitinden önce kamulaştırma işlemlerine başlandığı, idarenin 16.05.2018 tarihli yazısında kamulaştırma planında 122 numarası verilen dava konusu taşınmazın 1750 m² kısmının kamulaştırma koridorunda kaldığının belirtildiği, gerçekten kamulaştırma planında davacıların murisi ...'e ait 2910 m² gösterilen taşınmazın 1750 m² kısmının kamulaştırılacak alan olarak gösterildiği, ancak çıkarılan noter tebligatının ön yüzünde taşınmazın 2786 m² kısmı için bedel belerilendiğinin yazıldığı; tebligatın ekleri icelendiğinde idarece tüm yüzölçümü 4566 m² kabul edilen taşınmazın 2780 m² kısmını kamulaştırıldığı ve 1780 m² kısmının kamulaştırmadan arta kalan alan olarak gösterildiği, bloke edilen kamulaştırma bedelininde 2780 m² üzerinden hesaplandığı, çıkarılan noter tebligatlarından sadece ... adına olanın usulüne uygun tebliğ edildiği, diğer tebligatların usulsüz olduğu, bloke edilen bedelin de davacılara ödendiğinin ispat edilemediği anlaşılmıştır.

4. Dosyadaki fen bilirkişi raporuna göre; dava konusu taşınmazın B harfli gösterilen 2117,29 m² kısmının karayolu olarak kullanıldığı, A harfli 517,38 m² kısmının imarda yolda, C harfli 756,35 m² kısmının derede kaldığı görülmektedir.

5. Dosyadaki belgeler, bilirkişi raporu ve tarafların kabulü gözetildiğinde; dava konusu taşınmaza 1975 yılında el atıldığı net olup, ...'e bizzat yapılan tebligat usulüne uygun olduğundan ve taşınmazda fiilen yol olarak kullanılan alan noter tebligatındaki alandan daha az yüzölçümlü olduğundan adı geçen davacı yönünden 2942 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesindeki 30 günlük hak düşürücü süre dolduktan sonra açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

6. Diğer davacılar yönünden yapılan değerlendirmeye gelince; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun'un 21 inci maddesiyle değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesinin birinci fıkrası ile "09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında” fiilen kamulaştırmasız el atılan taşınmazlara ilişkin açılacak davalarda dava açılmadan önce uzlaşma usulünün uygulanması dava şartı olarak düzenlenmiştir ve davacılarca uzlaşma başvurusu yapılmamış olması halinde davanın dava şartı yerine getirilmediğinden reddine karar verilmesi uygun olacaktır. Dava konusu taşınmaza 1983 yılından önce fiilen el atıldığı sabit olmakla, davacılar vekilinin sunduğu belgelerden ..., ..., T.C. kimlik numarası ... olan ..., ve ...'in ... 1. Noterliğinin 09.05.2017 tarihli yevmiye numralı ve mühürlü uzlaşma talepli ihtaratları keşide ettirdikleri anlaşıldığından adı geçen davacılar/mirasçıları yönünden uzlaşma başvuru yolunun tüketildiği gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken davanın bu kişiler yönünden de usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

7. Kabule göre de; davacılardan ... tarafından vekile verilmiş vekâletname dosyaya sunulmadığından bu davacı yönünden 6100 sayılı Kanun'un 77 nci maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının KABULÜNE,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin aleyhine temyiz olunan davalı idareden alınmasına,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.