"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davacı yönünden esastan reddine, davalı ... yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu Yalova ili, ... ilçesi, ... köyü 341 ada 277 (eski 552) parsel sayılı taşınmazın tapusunun Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, mahkeme kararının 11.09.2018 tarihinde kesinleştiğini, uğramış olduğu zararın kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı süresinin dolduktan sonra açıldığını, husumetin doğru yöneltilmediğini, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, taşınmazın tapu kaydındaki şerh ile bilinerek satın alındığını, tazminat sorumluluğunun doğmadığını, davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilçe tarım verilerinin gerçeği yansıtmadığını, münavebe ürünlerinin verim miktarlarının ortalamanın altında alınmasının hatalı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, objektif değer artışı oranının düşük olduğunu, münavebe ürün seçiminin hatalı olduğunu, tazminat miktarının düşük olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı idarenin husumetinin bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazın orman olmasına rağmen tarla olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, ormanlık olan bir arazinin sadece üzerindeki orman ürünleriyle değerlendirilmesi gerektiğini, münavebe ürün seçiminin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın ürün yetiştirilecek hâle gelebilmesi için yapılması gereken giderlerin de hesaplanması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu, tazminat miktarının yüksek hesaplandığını, davalı idare dava açılmasına sebebiyet vermediğinden faiz ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını, tazminat bedelinin karar tarihine göre belirlenmesi gerektiğini, faizin de karar tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini, davalı idare harçtan muaf olup davalı idarenin peşin karar ve ilâm harcı ile ıslah harcından sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, ıslah edilen kısmın zamanaşımına uğradığını, ıslah edilen kısma tapu iptali ve tesciline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, davalı idare aleyhine nispî vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arazi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, dava konusu taşınmazın niteliği ve konumuna göre uygulanan kapitalizasyon faizi ile objektif değer artırıcı unsur oranlarının uygun olduğunu, bilirkişi heyeti raporunda belirtilen münavebe ürünleri ve verilerinin bölgenin münavebe yapısı ve resmî tarım verileri ile uyumlu olduğunu, dava açıldığı tarihte tazminat miktarının davacı tarafça tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olmadığından belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığını, davalı ... dava açılmasına sebebiyet verdiğinden davalı ... aleyhine nispî vekâlet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığını, değerlendirme tapu iptal ve tescili kararının kesinleşme tarihi esas alınarak yapıldığından tazminatın tamamı için tapu iptali ve tescili kararının kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiz hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığını; ancak davacı tarafça ıslah harcı yatırıldığı hâlde, bu harcın hüküm altına alınmamış olması ile davalı idare harçtan muaf olmasına rağmen başvurma harcından sorumlu tutulması gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; ilçe tarım verilerinin gerçeği yansıtmadığını, münavebe ürünlerinin verim miktarlarının ortalamanın altında alınmasının hatalı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, objektif değer artışı oranının düşük olduğunu, münavebe ürün seçiminin hatalı olduğunu, tazminat miktarının düşük olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davalı idarenin husumetinin bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazın orman olmasına rağmen tarla olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, ormanlık olan bir arazinin sadece üzerindeki orman ürünleriyle değerlendirilmesi gerektiğini, münavebe ürün seçiminin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın ürün yetiştirilecek hale gelebilmesi için yapılması gereken giderlerin de hesaplanması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu, tazminat miktarının yüksek hesaplandığını, davalı idare dava açılmasına sebebiyet vermediğinden faiz ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını, tazminat bedelinin karar tarihine göre belirlenmesi gerektiğini, faizin de karar tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, ıslah edilen kısmın zamanaşımına uğradığını, ıslah edilen kısma tapu iptali ve tesciline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, davalı idare aleyhine nispî vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu 16.999,25 m² yüzölçümlü taşınmazın 1992 yılında hükmen murisleri Hasan Çiçek adına tespit ve tescil edildiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda, Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/373 Esas, 2018/248 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tamamının devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu gerekçesi ile tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın istinaf edilmemesi üzerine 11.09.2018 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 04.01.2019 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.