"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin maliki olduğu Ordu ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 973 ada 34 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edildiği ve taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun mülkiyet hakkını ihlal ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, davanın 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, husumetten davanın reddine karar verilmesini, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Kadastro Daire Başkanlığının 23.05.2012 tarihli ve 2012/5 sayılı Genelgesinin 2/B Alanlarının Kadastro Çalışmalarında İzlenecek Yöntem başlıklı yazısının Genele Hususlar kısmının 1.11 maddesi uyarınca davacının tapusu iptal edilen yerin bedelsiz olarak kendisine teslim edilmesini öncelikle idareden talep etmesi, uygun görülmemesi halinde tazminat davası açması gerektiği halde bu yol izlenmeden tazminat davası açıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, talep edilen tazminat miktarının yüksek olduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı yararına usuli kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili; taşınmazın m² birim değerinin yüksek hesaplandığını, son birkaç yılda yaşanan don, sel vb. olaylar nedeniyle fındığın kg satış fiyatının yükseldiğini, bu hususun bilirkişiler tarafından dikkate alınmadığını, son 5 yılın kg satış fiyatının ortalaması üzerinden hesaplama yapılmadığını, fındık ve mısırın verimi yüksek, üretim masrafının ise düşük belirlendiğini, resmi veriler dikkate alınmadan hesaplama yapıldığını, ıslah ile arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, davacılar taşınmazı halen kullanmakta olup hesaplanan tazminat miktarından mahsul gelirinin mahsubu gerektiğini, tapusu iptal edilen taşınmazın 2B kapsamına girip girmediği hususunda mahkemece araştırma yapılmadığını, zira 2B kapsamında kaldığının tespiti halinde taşınmaz tapu maliklerine iade edilebileceğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metoduna göre değer belirlenmesinde, münavebe ürünlerinin verim, fiyat ve üretim maliyetlerinin dava tarihi esas alınarak hesaplanmasında, taşınmazın konumu ve bilirkişi raporundaki özelliklerine göre kapitalizasyon faiz oranının %3 olarak takdirinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’nun 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu tek katlı kargir ev ve fındıklık vasıflı taşınmazın 18.03.1980 tarihli satış işlem ile davacılar murisi adına şerhsiz olarak tescil edildiği, Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/273 Esas, 2015/317 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın 14.696,16 m²lik kısmının tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, bu karar temyiz incelemesinden geçerek 04.11.2017 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava 30.11.2015 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmıştır.
3. Davalı Hazinenin usuli kazanılmış hakkı gözetilerek dava konusu Ordu ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 973 ada 34 parsel (ifrazen 973 ada 35 parsel) sayılı taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre kısmen kapama fındık bahçesi, kısmen tarım arazisi niteliğine göre gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.