Logo

5. Hukuk Dairesi2022/12196 E. 2023/1659 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve Hazine adına tescili davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın sulu tarım arazisi olduğu ve bedelin gelir metoduna göre hesaplanması gerektiği, davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararları ile uyumlu olduğu ve bozma kararında kesinleşen hususların tekrar incelenemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin kamulaştırma bedelinin tespitine ve Hazine adına tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 Sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Hatay ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 281 parsel sayılı taşınmazın 3.273,93 m²lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar kamulaştırma bedelinin yatırıldığı belirtilse de bu konuda tebligatın yapılmadığını, bu nedenle bedelin hangi tarihte yatırıldığını ve faiz işleyip işlemediğini bilmediklerini, idarenin tespit ettiği bedelin düşük olduğunu, yapılan askeri tesis nedeniyle kalan alanda değer kaybı oluştuğunu belirterek haksız davanın reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece 12.02.2014 tarihli ve 2012/36 Esas, 2014/23 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, taşınmazın bilirkişi raporunda sulama kaynağı gösterilmeden sulu arazilerde uygulanan ürün münavebesi ve %6 kapitalizasyon faiz oranı uygulandığını taşınmazın sulu olup olmadığı araştırılarak, sulu olması halinde %5 kapitalizasyon faiz oranı uygulanarak ve geri çevirme kararı sonrası dosyaya alınan veri listesindeki çelişkilerin İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden sorularak, tapu kaydındaki ipoteğin bedele yansıtılması, kendisini vekille temsil eden taraflar lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden ve davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması nedeniyle bedele faiz işletilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. ... Asliye Hukuk Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Birinci Karar

Mahkemece 27.05.2016 tarihli ve 2016/19 Esas, 2016/221 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, davalılara fazladan ödenen bedelin davacı idareye iadesine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, bozma ilamında İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün verileri arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece bu yönde araştırma yapılmamış olup sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmazda münavebeye esas alınan ürünlerin üretim masraflarının brüt gelirlerine göre, yüksek oranda alınması ekonomik tarım yapılmasında tereddüt yaratacağından, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden birbiriyle çelişen veriler de eklenerek münavebe ürünlerinin verim, fiyat ve üretim masrafları sorularak sonucuna göre ek rapor alınması gerektiğinden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden ve 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile eklenen hüküm uyarınca dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, ilk kararla tespit edilen bedelden acele el koyma kararı ile tespit edilen bedelin mahsubu sonrası kalan bedele dava tarihinden dört ay sonrası olan 10.06.2012 tarihinden ilk karar tarihi olan 12.02.2014 tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiği kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. ... Asliye Hukuk Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

... Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararı davacılardan sadece ... yönünden bozulmuş olup bu konuda diğer davalılar aleyhine ve davacı idare lehine usulü müktesep hak doğduğunu, bu nedenle sadece ...'nın hissesine yönelik bir hesaplama yapılması ve buna göre yerel mahkemece hüküm kurulması gerektiğini, ek raporda tarım gelir hesaplamasına ilişkin olarak yapılan değerlendirmenin eksik olduğunu ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin bozma ilâmına da uygun olmadığını, değerlendirmenin dava tarihine göre yapılmasına rağmen bozma ilâmı öncesi ve sonrası fahiş fiyat farkı oluğunu, dava konusu taşınmazın Asi Nehrinden motopompla sulandığı hâlde motopompla sulama masraflarının üretim masraflarına dahil edilmediğini, ipotek şerhinden oluşan değer kaybının düşülmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalılar arasında kamulaştırma bedelinin tespiti ve Hazine adına tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 rarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ve 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının ilgili bölümleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Asi nehri ve Yersel barajından her mevsim sulanabildiği tespit edilen sulu tarım arazisi niteliğindeki Hatay ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 281 parsel sayılı taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) gelir metodu esas alınarak; buğday, saman, pamuk ve soğan münavebesi ile değer biçilmesi İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün resmî verilerine uygundur.

3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğrudur.

4. Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.