"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idare tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Amasya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1161 ada 2 parsel sayılı taşınmaza trafo yapılarak fiilen ve imar planında trafo alanında kalması nedeniyle hukuken el atıldığından bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; talebin zamanaşımına uğradığını, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, davacının dava açma hakkı olmadığı, yasal prosedürlerin izlenerek işlemlerin yapıldığını, trafonun değer düşüklüğüne neden olmadığını, kamusal hizmet olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi durumunda trafo yerinin mülkiyet hakkının tarafları adına tapuya kayıt ve tescil edilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.04.2013 tarihli ve 2013/280 Esas, 2014/185 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 23.11.2015 tarihli ve 2015/15775 Esas, 2015/21569 Karar sayılı kararıyla, taşınmazın arsa niteliğinin doğru olduğu, emsal olarak alınan taşınmazların fiyat endeksleri uygulandıktan sonra bulunan bedeller sonucunda satışların gerçeği yansıtmadığı, dava konusu taşınmazın daha değerli olduğu belirtilmek suretiyle değer biçildiğinden, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, bu nedenle yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. Dairemizin bozma kararına karşı, davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
4. Dairemizin 30.10.2017 tarihli ve 2016/25991 Esas, 2017/23551 Karar sayılı kararı ile yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmaza 1983 yılından sonra el atılmış olup, 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harç ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle, genişletilmiş gerekçe ile yukarıda belirtilen Mahkemenin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; gerekçeli kararda hangi bilirkişi raporunun kararın eki sayılacağının açıklanmadığını, tapuya müzekkere yazılması hususunda bir hüküm kurulmadığını, fen bilirkişi raporunda koordinat ve alan hesaplamalarının mevcut olmadığını, bu nedenle tescile elverişsiz kararın bozulması gerektiğini, fen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın tapu durumundan ve üzerinde trafo olduğundan bahsedilmiş; ancak dava konusu taşınmazın ne kadarının 1161 ada 1 parsel içinde kaldığının ve ne kadarlık bir kısmının uygulama imar planında yol olarak ayrıldığının açıklanmadığını, bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazda keşif esnasında trafo binası bulunduğunun görüldüğü beyan edilmekte ancak dava konusu taşınmazın trafo alanı haricinde bir kısmının park alanı ve bir kısmının üst yapısının belediye tarafından yapılmış imar yolu olduğunun gözardı edildiğini, dava konusu taşınmaz üzerinde trafo yeri olarak mevcutta kullanılan alanın 15 m² olması ve yapı yaklaşma kullanım alanı ile birlikte toplamda 35 m²lik bir alanın ifraz edilerek müvekkil Kurum adına tesciline karar verilmesi gerekirken, ihtiyaç duyulan alanın yaklaşık 4,5 katı olan 145,65 m²lik alanın bedelinin hesaplanması ve tesciline karar verilmesinin kamu zararına yol açacağını, emsal incelemesinin hatalı olduğunu kurumun isminin dosyaya ... olarak kaydedildiğini, isminin "Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi" olarak düzeltilmesi talep edilmesine rağmen davalı isminin düzeltilmediğini ileri sürerek Mahkeme kararının bozulması isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun'un) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine menî müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmî şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66 ncı maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.