Logo

5. Hukuk Dairesi2022/12452 E. 2023/5560 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti davasında, mahkemenin bozma kararına uyma biçiminin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararında belirtilen hususlara aykırı olarak, taşınmaz üzerindeki kuyuların değerini belirlerken yeterli inceleme yapmaması ve davacı idare lehine oluşan usulü kazanılmış hakkı gözetmeksizin perde betonların değerini yeniden belirlemesi bozmayı gerektirmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.05.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile davacı idare vekili Avukat ... gelmişlerdir.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1174 ada 20 (yeni 6411 ada 6) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini, kamu yararı kararının iptali istemiyle idare mahkemesine açılan iptal davasının bekletici mesele yapılmasını, taşınmazın zemin değeri ile üzerindeki ağaç ve yapı değerlerinin bilimsel yönteme göre tespit edilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı idareye yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.06.2015 tarihli ve 2014/99 Esas, 2015/557 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmaz ile emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak zeminine; yaş, cins ve verim durumları dikkate alınmak suretiyle ağaçlara değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak taşınmaz üzerinde bulunan elle açılmış kuyuların bedelinin bilimsel yönteme uygun olarak, gerekirse içlerinde bulunan mevcut su ve balçık da boşaltılmak suretiyle bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, taşınmaz üzerindeki 4 katlı binanın bedeli 495.000,00 TL olduğu hâlde, hesaplama hatası sonucu 465.000,00 TL kabul etmek suretiyle düşük bedel tespit eden rapor esas alınmak suretiyle aza hükmedilmesi, taşınmaz üzerindeki havuz çevre gezinti yerleri, havuz yanı şelale, süs havuzu, arıtım tesisi, alabalık havuzu ve ihata duvarlarına resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payları da düşülmek suretiyle bedel tespiti için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, serbest piyasa rayiçlerine göre bedel tespit eden rapor esas alınmak suretiyle hüküm kurulması doğru görülmediğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazdaki kuyuların hacimlerinin ve değerlerinin tespiti amacıyla Mahkemece jeoloji mühendisinden rapor aldırıldığını, tek bilirkişi tarafından hazırlanan rapor kuyuların içerisine girilmeden ve tamamen yüzeyden teknik olarak yapılan rezistivite denilen ölçümle hazırlandığını, işbu kök rapor ve ek rapora yapılan itirazların mahkemece gerekçesiz olarak reddedildiğini, kuyu bedelleri yönünden fahiş bedel tespiti yapıldığını, öncelikle kuyuların kaydının olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalı ve kaydı olmayan kuyulara herhangi bir bedel ödenmemesine karar verilmesi gerektiğini, uzman görüşü ile belirlenen kuyu bedeli ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen kuyu bedeli arasında çelişkinin mevcut olduğunu, DSİ Genel Müdürlüğünün resmî yazı cevabında, kuyularla ilgili rezistivite yöntemi ile doğru bilgiye ulaşılamayacağını, diğer yöntemler ve kamera yöntemiyle gerçeğe daha yakın ve daha doğru sonuçlar elde edilebileceğini belirttiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun keşif yapılmaksızın hazırlandığını, tüm kuyularla ve özellikle hacmi en fazla olduğu iddia edilen 1 No.lu kuyu ile ilgili açıklığa kavuşturulması gereken bir diğer hususun da 3947,75 metreküp olduğu iddia edilen kuyunun tamamının elle ve emekle mi açıldığı yoksa belirli bir noktadan itibaren bölgenin killi yumuşak kireçtaşı üzerinde oluşan jeolojik yapısı gereği doğal olarak suyun arzı eritmesi ile mi oluştuğu konusu olduğunu, dava konusu kuyuların oluşumunda arazinin yumuşak killi kireç taşı niteliğindeki yapısı gereği doğal mağaraların katkısını da somut olarak gözler önüne serdiğini, bu konuyu açıklığa kavuşturacak bir uzman heyetten kapsamlı rapor alınmadan hüküm kurma yoluna gidildiğini, yapılan araştırmalara göre elle açılmış keson kuyular aşağıya doğru genişleyerek devam etmeyeceği ve hatta daralarak devam edeceğini, ancak bilirkişi raporunda tespit edilen kuyular aşağıya doğru çok fazla şekilde genişleyerek indiğini, bu durumun kuyu açma tekniklerine ve olağan duruma aykırı olduğunu, büyük kuyu bedeli çok yüksek hesaplandığını, acele kamulaştırma dosyasında daha az bedel belirlendiğini, kamulaştırma bedelinin yüksek tespit edildiğini ileri sürerek kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kesin süreye uyulmadığı için davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, 13.02.2020 tarihli 2 No.lu ara kararı gereğince 21.800,00 TL gider ve bilirkişi ücretinin duruşma zaptının tebliğinden itibaren 3 haftalık kesin süre içinde yatırılmasını, yatırılmadığı taktirde mevcut dosya kapsamına göre karar verileceğinin ihtar edildiğini, kesin süre içinde ara karar yerine getirilmediğinden bu durum davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğunu, ara karar yerine getirilemediği için dosyanın bilirkişiye tevdi edilemediğini, Mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kamulaştırma bedeline uygulanan faizin karar kesinleşinceye kadar uygulanması gerekirken karar tarihine kadar faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faize hükmedilmesi gerekirken yasal faiz uygulanmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini, su kuyularından çıkartılan suyun değerinin verilmemesinin yerinde olmadığını, yüzme havuzunun yanı sıra taşınmaz üzerindeki bir kısım yapılardan %15 oranında yıpranma payının düşüldüğünü, zira acele kamulaştırma sonrası belediye tarafından iş yerinin mühürlendiğini ve bakımsız bırakıldığını, dava tarihi itibarıyla havuz ve diğer yapılardaki yıpranma payının en fazla % 10 civarında olacağını ileri sürerek kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragraflar dışındaki temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkindir.

3. Bozmadan önce hükme esas alınan 02.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda 2 adet sondaj kuyusu ile 5 adet elle açma kuyularına toplam bedel 161.500,00 TL değer biçildiği, Dairemizin 03.05.2016 tarihli ve 2015/21216 Esas, 2016/8874 Karar sayılı ilâmında, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan elle açılmış kuyuların bedelinin bilimsel yönteme uygun olarak, gerekirse içlerinde bulunan mevcut su ve balçık da boşaltılmak suretiyle tespiti için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği yönünde kararın bozulduğu, bozma sonrası kuyu bedelleri yönünden alınan 22.06.2021 havale tarihli jeoloji mühendisi tarafından düzenlenmiş hükme esas alınan raporunda ise 5 adet keson kuyu bedeli ile tünel bedeline toplam 2.114.754,00 TL değer tespit edildiği anlaşılmıştır.

4. Bu durumda bozma öncesi ve bozma sonrası alınan bilirkişi raporlarında tespit edilen elle açma kuyularının bedeli hususundaki çelişkinin giderilmesi için Dairemizin 03.05.2016 tarihli bozma ilâmı doğrultusunda yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak değer tespiti yapılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.

5. Mahkemece bozma öncesi verilen hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın üzerinde yer alan perde betonların değeri 64.872,00 TL olarak alındığı ve bu husus bozma konusu yapılmadığı hâlde, davacı idare lehine oluşan usulî kazanılmış hak gözetilmeksizin bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda perde betonların değeri 270.300,00 TL olarak kabul edilerek fazlaya hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.

6. Kabule göre de tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele el koyma dosyasında belirlenen bedelin mahsubu ile ortaya çıkan bakiye fark bedelin hatalı gösterilmesi yerinde değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 8.400,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı idareye, 8.400,00 TL vekâlet ücretinin de davacı idareden alınarak davalıya verilmesine,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.