"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile üzerine pilon dikilip enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, pilon yeri bedeli ile irtifak hakkı karşılığının tahsili istemi davasında yapılan yargılama sonunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Beldesi, ... Mahallesi 174 ada 47, 49, 161, 196, 204 parsel ve 175 ada 21 ve 23 parsel, 183 ada 110 parsel sayılı taşınmazlara kamulaştırmasız el atılarak üzerine pilon dikilip enerji nakil hattı geçirildiği belirtilerek pilon yeri bedeli ile irtifak hakkı karşılığının tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; 6487 sayılı Kanun'un 21 inci maddesi ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesine göre bu davaları açabilmek için uzlaşma dava şartının yerine getirilmesi gerektiğini belirterek davanın usulden reddine; esasa ilişkin ise dava konusu taşınmazlar ile ilgili ya maliklerle anlaşarak rızai irtifak tespitinin yapıldığını ya da 2942 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi gereği acele kamulaştırma kararının verildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Kalkandere Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.03.2016 tarihli ve 2013/169 Esas, 2016/21 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Kalkandere Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.03.2016 tarihli ve 2013/169 Esas, 2016/21 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konuısu 183 ada 110 parselin 110/B ile gösterilen 751,54 m²lik kısmı için dosyaya celbi sağlanan Kalkandere Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/52 Esas, 1979/36 Karar sayılı dosyası ile idare tarafından irtifak hakkının tescili istemine ilişkin olarak dava açıldığı, o tarihteki taşınmazın zilyedine çıkartılan tebligatın usulüne uygun olmadığından geçerli bir kamulaştırma işleminden söz edilmesi mümkün olmadığından, bu kısım yönünden işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi, dava konusu 174 ada 161 parsel sayılı taşınmazın 161/B ile gösterilen 143,42 m²lik bölüm ve 453,22 m²lik kısmı olmak üzere 596,64 m²lik kısmı için davalı idare tarafından kamulaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı araştırılmadan, varsa buna dair kamulaştırma evrakları ve tebligatları ve tescil dosyaları getirtilip geçerli bir kamulaştırma işlemi olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçelerle bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. Dairemizin 12.03.2019 tarihli ve 2019/841 Esas, 2019/4314 Karar sayılı bozma ilamına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
4.Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu 183 ada 110 parselin 110/B ile gösterilen 741,54 m²lik kısmı için dosyaya celbi sağlanan Kalkandere Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/65 Esas, 1979/49 Karar sayılı dosyası ile idare tarafından irtifak hakkının tescili istemine ilişkin olarak dava açıldığı, o tarihteki taşınmazın zilyedine çıkartılan usulüne uygun tebligat olmadığından geçerli bir kamulaştırma işleminden söz edilmesi mümkün olmadığından, bu kısım yönünden işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi, dava konusu 174 ada 161 parsel sayılı taşınmazın 161/B ile gösterilen 143,42 m²lik bölüm ve 453,22 m²lik kısmı olmak üzere 596,64 m²lik kısmı için davalı idare tarafından kamulaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı araştırılmadan, varsa buna dair kamulaştırma evrakları ve tebligatları ve tescil dosyaları getirtilip geçerli bir kamulaştırma işlemi olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçelerle bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; aynı kamulaştırma kapsamında Yargıtay denetiminden geçen Tatlısu Mahallesinde bulunan ve parsel sorgulamada kontrol edilen 831 parsel sayılı taşınmaza dava konusu taşınmazdan daha yüksek bedel verildiğini, bilirkişi raporunda bu kararların emsal alınarak bedel verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan raporda değer düşüklüğü bedeli yüksek ve taşınmazlar arsa vasfında değerlendirilerek yüksek bedel tespit edildiğini ve kapitalizasyon faiz oranının düşük alındığını, bazı parseller arasındaki m² birim bedel arasında çok fark olduğunu, uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, ıslah harcının süresinde yatırılmadığını belirterek tehiri icra kararı verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın pilon yeri bedeli ile irtifak hakkı karşılığının tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.