Logo

5. Hukuk Dairesi2022/12808 E. 2023/1695 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle tesis edilen ipotek karşılığının artırılması ve ecrimisil istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazda bir kez imar uygulaması yapıldığı ve bedele dönüştürülen kısmın bedelinin ödenmediği sabit olduğundan davanın şuyulandırma bedelinin tespiti ve artırılmasından ibaret olduğu, şuyulandırılan taşınmaz nedeniyle ecrimisil talep edilemeyeceği ve arsa niteliğindeki taşınmaza uygulanan imar planının tapuya tescil tarihi esas alınarak hesaplanan bedelin güncellenmesinde isabetsizlik görülmediği gözetilerek yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 31. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması ve ecrimisil istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalar yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar vekili asıl dosya dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi ...'in maliki olduğu ... ilçesi, ... Mahallesi, eski 771 ada 2 ve 3 parselde kayıtlı arsa vasfındaki taşınmazlarına 2981-3290 sayılı yasaya göre ıslah imar planı uygulaması yapıldığını, 19.03.1992 tarihli ve 56/8 sayılı encümen kararı ile onandığını, 14.12.1992 tarihli ve 8646 yevmiye no ile tapu müdürlüğünde tescil edildiğini, ... ilçesi ... Mahallesi eski 771 ada, 2 parselde 4900/21525 hissesi bulunan ...'in hissesine göre hesap edilen 692,03 m²nin 131.08 m²sinin düzenleme ortaklık payı olarak kesildikten sonra yeni 1365 ada 6 nolu parselde 248,44 m² yer verildiğini, verilmesi gerekenden eksik verilen 312,51 m² ilçe takdir komisyonunun belirlediği m²/birim fiyat üzerinden 62.500.000 TL (eski TL) olarak bedele dönüştürüldüğünü, ilgilisinin 21.10.1993 tarihli ve 17261 sayılı dilekçe ile müracaat ettiğini, ödeme emri düzenlendiğinin belirtildiğini, müvekkillerinin murisi ...'in maliki olduğu ... ilçesi, ... Mahallesi eski 771 ada 2 ve 3 nolu parselde kayıtlı arsa vasfındaki taşınmazlarındaki hisselerinin şuyulandırma sonucu düzenleme ortaklık payı (131.08 m² + 70,34 m² =201.42 m²) kesildikten sonra encümen kararı ile (312,51 m² + 52,57 m² = 365,08 m²) daha kesildikten (201.42 m² + 365,08 m² =566,50 m²) sonra yeni 1365 ada 6 nolu parselde 248,44 m² + 248,44 m² =496,88 m² yer verildiğini, ikinci imar uygulaması ile yapılan düzenleme ortaklık payı kesintilerinin yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, davalı ... Belediyesinin cevabi yazısında müvekkillerinin murisi ...'in 21.10.1993 tarihli ve 17261 sayılı dilekçesi ile müracaat ettiğine dair imzanın müvekkillerin murisi ...'e ait olmadığını, Emlak Bankası ... Şubesine yazılan ödeme emrinde yazılı bedelin de müvekkillerinin murisine ödenmediğini, taşınmazın arsa vasfında olduğundan ıslah imar planı uygulaması ile haksız ve hukuksuz yapılan ikinci düzenleme ortaklık payı kesintilerinin (131.08 m² + 70,34 m² =201.42 m²) bedellerinin ödenmesi gerektiğini, ıslah imar planı uygulaması ile davalı ... Belediyesinin 19.03.1992 tarihli ve 56/8 sayılı encümen kararı ile onanması sonucunda şuyulandırma cetvelinde belirtilen (312,51 m² + 52,57 m² = 365,08 m²) bedelinin ödenmesini, davalı ... Belediyesi tarafından kamulaştırmaksızın el attığı 566,50 m² arsanın kesintilerin uygulandığı 14.12.1992 tarihinden dava tarihine kadar merkez bankasının kısa vadeli mevduata uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte ecrimisil bedelinin ödenmesi gerektiğini, bu nedenlerle kamulaştırmasız el atmadan ötürü fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik el atılan taşınmazların bedeli olan 90.000 (doksan bin) TL ile ecrimisil bedeli olan 10.000 TL toplam 100.000 TL'nin Davalı ... Belediyesi Başkanlığından el atma tarihinden itibaren Merkez Bankasınca kısa vadeli\mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tazminini talep etmiştir.

2. Davacı ... vekili birleştirilen dosya dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ...'in mirasçısı olduğunu, müvekkillerinin murisi ...’in maliki olduğu İstanbul ili, ... ilçesi, ... mahallesi eski 771 ada, parsel no 2 ve 3 de kayıtlı arsa vasfındaki taşınmazlarına davalı ... Belediyesi tarafından kamulaştırmasız el atıldığını ve bedellerinin ödenmediğini, müvekkillerinin daha fazla mağdur edilmemesi için; kamulaştırmasız el atmadan ötürü fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili ...'in hissesi bakımından el atılan taşınmazların bedeli olan 255.687,80 TL'nin davalı ... Belediyesi Başkanlığından el atma tarihinden itibaren merkez bankasınca kısa vadeli mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tazminine, İstanbul Anadolu 31. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/465 Esasına kayıtlı olan ve tarafımızca diğer müşterekler adına açılmış olan davada yapılan usul ve esasa ilişkin işlemler müvekkili ... için de aynı olacağından usul ekonomisi gereğince diğer müştereklerin açtıkları İstanbul Anadolu 31. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/465 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine; yargılama giderleri ile yasal vekâlet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılarak yasal vekâlet ücretinin 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 166/son maddesi gereğince adına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ... ilçesi, ... Mahallesi eski 771 ada 2 parselde 7900/21525 hissesi bulunan ...'in hissesine göre hesap edilen 692,03 m²nin 131.08 m²sinin düzenleme ortaklık payı olarak kesildikten sonra yeni 1365 ada 6 parselde 248,44 m² yer verildiğini, eksik verilen 312,51 m² ilçe takdir komisyonunun belirlediği m² birim fiyat üzerinden 62.502,00 eski TL olarak bedele dönüştürüldüğünü, 771 ada 3 parselde 2250/19025 hissesi bulunan ...'in hissesine göre hesap edilen 371,35 m²nin 70,34 m²sinin düzenleme ortaklık payı olarak kesildikten sonra yeni 1365 ada 6 parselde 248,44 m² yer verildiğini, eksik verilen 52,57 m² ilçe takdir komisyonunun belirlediği m²/birim fiyat üzerinden 10.514.000 eski TL olarak bedele dönüştürüldüğünü, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulü ile imar uygulaması sonucu belirlenen bedelin toplam 1.356.332,17 TL'ye çıkartılmasına, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacılara payları oranında ödenmesine fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; muris Hasan'ın toplam 1063,38 m² hissesinden düzenleme ortaklık payı olarak kesilen, toplam 201,42 m²nin el atma niteliğinde olduğunu, ecrimisil yönünden hüküm kurulması gerektiğini, bedelin düşük belirlendiğini, birleştirilen dosyanın harçların tahsiline ilişkin hükmünün maddi hata içerdiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın el atma ve ecrimisil olarak açıldığını, ecrimisil yönünden bir karar verilmesi gerektiğini, vekâlet ücretinin nispi olarak belirlenmesi gerektiğini, zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden davanın reddi gerektiğini, raporun denetlenebilir nitelikte olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacılar vekilinin asıl dosya dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazda iki kez imar uygulaması yapılmış olması nedeniyle, taşınmazdan ikinci kez düzenleme ortaklık payı kesilmesinin, el atma olarak kabulü ile taşınmaz bedelinin ve ecrimisil talep ettiği, tamamlama dilekçesi ile dava değerini şuyulandırma bedeli olarak artırdığı, ecrimisil talebini 10.000,00 TL üzerinden sürdürdüğü, peşin ve ıslah harçlarının artırılan bedel üzerinden nispi olarak tamamlandığı, ecrimisil harcının maktu olarak yatırıldığı, birleştirilen davada davacı vekilinin el atma tazminatı talep ettiği, ecrimisil talebinin olmadığı, tamamlama harcı ve peşin harcının nispi olarak tamamlandığı, tamamlama harcı yatırılan değerin bilirkişi rapor ile tespit edilen değerden fazla olması nedeniyle kısmen ret kararı verilmesinin yerinde olduğu, dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazda bir kez imar uygulaması yapıldığı ve bedele dönüştürülen kısmın bedelinin ödenmediği sabit olduğundan; mahkemece dava dilekçesindeki talebin yorumlanmasında hata bulunmadığı, davanın şuyulandırma bedelinin tespiti ve artırılmasından ibaret olduğunu arsa niteliğindeki taşınmaza imar uygulamasının tapuya tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi kabul edilerek emsal karşılaştırması yapılmak sureti ile tespit edilen ipotek bedelinin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihine güncellenerek ipotek bedelinin artırılmasına karar verilmesi yöntem olarak doğru olduğu gibi, asıl davada ecri misil talebinin reddine karar verilmiş olmakla davalı idare lehine dava değeri ile bağlı kalınarak, nispi vekalet ücreti takdiri doğru olduğu gibi, birleştirilen davada ecrimisil talebi bulunmadığından bu hususta ret kararı verilmemiş olmasının da doğru olduğu, asli müdahale talebinin reddine karar verilmesinde paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından bir isabetsizlik bulunmadığı, şuyulandırılan taşınmaz nedeniyle ecrimisil talep edilemeyeceği için ecrimisil talebinin reddine karar verilmesinin de doğru olduğu; ancak asıl ve birleştirilen dava tarihlerinin karar başlığında ve hüküm fıkrasında gösterilmemiş olması infazda tereddüte yol açacağı, birleştirilen davanın yargılama masraflarının harçlar yönünden yanlış hesaplandığı ve 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Yasa'nın 35 nci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12 nci maddesi ile yapılan değişiklik ve Anayasa Mahkemesinin 16.11.2017 tarihli ve 2016/195 Esas, 2017/158 Karar sayılı kararı gereğince şuyulandırma davası yönünden maktu harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ayrıca davaya konu 771 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlarda toplam 566,50 m²nin arsa bedelinin tazmini ile ecrimisil bedeline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı idare temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca temyize konu kararda davacı isteminin dışında bir tavsife gidildiği kabul gördüğü halde istemin kamulaştırmasız el atma iddiasını içerdiği göz ardı edildiğini kamulaştırmasız el atma iddiası kanıtlanamadığı, davacı talebinin açıkça ve ısrarla tazminat olduğu görüldüğü halde davanın, tazminatın yasal şartları oluşmadığından reddi gerekir iken, davanın davacı talebi dışında tavsifi ile karar verilmiş olması açıkça usül ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle tesis edilen ipotek karşılığının artırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 359 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 6745 sayılı Kanun ile değişik geçici 12 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazda bir kez imar uygulaması yapıldığı ve bedele dönüştürülen kısmın bedelinin ödenmediği sabit olduğundan davanın şuyulandırma bedelinin tespiti ve artırılmasından ibaret olduğu, şuyulandırılan taşınmaz nedeniyle ecrimisil talep edilemeyeceği için ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi yerinde olup; arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12 nci maddesi uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Asıl ve birleştirilen dava tarihlerinin karar başlığında ve hüküm fıkrasında gösterilmemiş olması infazda tereddüte yol açacağı, birleştirilen davanın yargılama masraflarının harçlar yönünden yanlış hesaplandığı ve 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12 nci maddesi ile yapılan değişiklik ve Anayasa Mahkemesinin 16.11.2017 tarih ve 2016/195 Esas, 2017/158 Karar sayılı kararı gereğince şuyulandırma davası yönünden maktu harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden yapılan düzeltme yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin aşağıda bentlerin dışında kalan temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

5. Davaya katılma talebinde bulunan ...'in davada ilgisi bulunmadığından taraf olarak kabul edilmediği gözetildiğinde karar başlığına adının dahili davalı olarak yazılması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının karar başlığından "dahili davalı ..." ibaresinin çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.