"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedellinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı idarenin istinaf başvurusunun esastan reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir.
Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması halinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi halinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu halde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne dair karara karşı davalı idare vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı idare vekilinin istinaf başvurusu da esastan reddedilmiş, hüküm 6100 sayılı Kanun’un 355 inci maddesi gereğince kamu düzeni gereği gözetilecek takyidatların bedele yansıtılması gerekiğinden İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir. Hal böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Bu nedenle; davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı idare vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 3278 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı halde fiilen yol ve kaldırım yapılmak suretiyle el atıldığından bahisle taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Emlak ve İstimlak Müdürlüğünden gönderilen haritadan anlaşılacağı üzere 2014 yılı ve hali hazırda belediyelerine ait herhangi bir işgalin bulunmadığını, dava konusu taşınmazların kadastral parsel mi yoksa imar parseli mi olduğu düzenleme ortaklık payının uygulanmış olup olmadığının tespitinin gerektiğini, taşınmazlara hangi tarihte el atıldığının tespitinin gerektiğini, davacının dava konusu yere emlak rayiç değerinii %100'ü aşan oranda bedel talep etmesinin hakkaniyetli olmadığını, tüm bu nedenlerden dolayı müvekkili hakkında açılan davanın usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlara fiilen el atılmadığını, el atmanın mevcudiyetinin anlaşılması halinde taşınmazlara el atma tarihlerinin tespit edilmesi gerektiğini, emsal için taraflarına süre verilmesi gerektiğini, emsal seçimi ve değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, takdir edilen bedelin fahiş olduğunu ve nispi harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve yasaya uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi dava konusu taşınmazın konum ve imar durumuna göre belirlenen bedelin uygun olduğu, dosya kapsamına göre el atmanın 1983 sonrası olduğundan nispi harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde bularak davalı vekilinin istinaf başvurusunu esastan reddi ile taşınmazın tapu kaydında mevcut hissesi üzerindeki takyidatların hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinden bahisle düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili katılma yolu ile verdiği temyiz dilekçesinde özetle; istinaf incelemesi sırasında İlk Derece Mahkemesi kararı davalı idare vekilinin istinaf başvurusu üzerine kaldırıldığı ve karar tarihindeki Avukatlık Ücret Tarifesi gereği lehimize vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesi karar tarihindeki tarifeye göre lehlerine eksik vekalet ücreti verildiğinden bahisle kararın düzeltilerek onanması gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurulmuştur.
2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; 1970 tarihinden önce yola kalbedilen taşınmaz için o tarihte henüz tüzel kişilik kazanmayan idarenin sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığının, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime imkan vermeyecek şekilde eksik incelemeye dayalı olarak emsal seçimi ve değerlendirmesinin yapıldığını, takdir edilen bedelin fahiş olduğunu, el atma tarihi itibarıyla maktu harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'un (2942 sayılı Kanun) Geçici 6 ncı maddesi
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 3278 ada, 4 ve 5 parsel sayılı arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi suretiyle belirlenen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3.Dosya kapsamından dava konusu taşınmaza 1983 tarihinden sonra el atıldığı anlaşıldığından nispi harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğrudur.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekilin tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davacı Vekilinin Temyizi Yönünden
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
B. Davalı İdare Temyizi Yönünden
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.