Logo

5. Hukuk Dairesi2022/12905 E. 2023/495 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacılar payına düşen bedelin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazlar ile kıyaslama yapılarak taşınmazın bedelinin tespitinde ve davacılar lehine hükmedilen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki asıl ve birleştirilen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ecrimisil yönünden hükmedilen bedel miktar itibarıyla kesin olduğundan usulden reddine, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli yönünden esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacılara ödenmesine karar verilen ecrimisil bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, ecrimisil yönünden taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Taraf vekillerinin kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli davasına yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava ve birleştirilen dava dilekçelerinde; taşınmazına park yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini ve ecrimisil talep etmiştir .

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın el atıldığı yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, fiilen taşınmazın üzerinde bir yapı yapılması, müdahale edilmesi vs. gibi bir durum olmadan fiili el atma olgusundan bahsedilemeyeceğini, dava konusu taşınmazlarda ilk parselasyonun 6785 sayılı İmar Kanunu'nun 42 nci maddesine göre yapıldığını, oluşan imar parsellerinin de tahsislerinin yapıldığını, davaya konu taşınmazlar imar planlarında park alanı olarak planlanmış olsa da düzenleme ortaklık payı ile oluşturulmuş alanlardan olmadığını, davanın somutlaştırılmamış dolayısıyla ispatlanmamış olması sebebiyle usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın ve birleştirilen davaların kabulüne ve el atma tazminatının ve ecrimisilin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: tespit edilen m² birim fiyatının düşük olduğunu, asıl ve birleştirilen dosyalar için ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerekirken tek bir vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu, emsal karşılaştırmasının doğru yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin yüksek olduğunu, diğer hissedarlarla uzlaşmada belirlenen m² değerlerinin dikkate alınması gerektiğini, emsal ve dava konusu taşınmazların emlak vergi değerlerinin mukayeselerinin dikkate alınması gerektiğini, emsalin doğru emsal olmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde hukuken hata yapılmadığı, belirlenen metrekare birim bedelinin aynı bölge itibarıyla dairelerinin denetiminden geçen taşınmazların metrekare birim bedeli ile uyumlu olduğu, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; metrekare birim bedelinin düşük olduğunu, vekalet ücretinin doğru hesaplanmadığını ileri sürerek temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir; “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibariyle, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmişahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmaza park yapılmak suretiyle el atıldığından davacılar payına düşen bedelin davalı idareden tahsiline, değerlendirme tarihi dava tarihi olduğundan dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, el atılan taşınmazdaki davacılara ait payların iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dava konusu taşınmaz tek olup asıl dava ile birleştirilen dava tek bir hukuki nedene dayalı olarak açıldığından, davacılar lehine toplam bedel üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesi de doğrudur.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Taraf Vekillerinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden

Taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Taraf Vekillerinin Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedelinin Tahsili Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına, fazla yatırılan temyiz ve temyize başvurma harçlarının istek halinde davacılara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.