"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 169 ada 34 parsel sayılı taşınmazın 01.12.2010 tarihinde hükmen tapuya tescil edildiğini, 1963 yılında başlayan kadastro çalışmalarında tespit maliki ... adına tespit gördüğünü, tespite itiraz sonucunda ... Kadastro Mahkemesinin 26.10.2010 tarihinde kesinleşen ve 2010/6 Esas, 2010/92 Karar sayılı ilamı ile taşınmazın 23/24 payının ... adına, 1/24 payının ... adına tesciline karar verildiği, 1990 yılında batı kesiminden geçmekte olan Köprüçayı ırmağı yatak değiştirerek müvekkiline ait taşınmazı ortadan ikiye ayırdığını, taşınmazın tahminen 20.000 m² lik kısmı akarsu yatağı haline geldiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL’nin ve arta kalan bölümdeki değer azalışının davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; akarsu yataklarının mülkiyetinin Hazineye ait olduğu davanın bu nedenle husumet yönünden reddi gerektiğini, idarenin hizmet kusuru sebebiyle açılacak tazminat davalarının İdare Mahkemelerinde açılabileceğini bu sebeple görev yönünden davanın reddi gerektiğini, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, idare tarafından davacılara ait taşınmaza fiili olarak el atılmadığını, idarenin davacılara ait taşınmazı ne kullanmış ne de yararlanmış olduğunu, olayın idare iradesi dışında meydana gelmiş tabiat hadisesi olduğunu, bu davanın açılmasına idarece sebebiyet verilmediğini yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve ırmak olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; önceki hükme esas alınan raporla yeni rapor arasında lehlerine çıkan fark bakımından hükümde fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmaması hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde; dere yatakları devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olup özel mülkiyete konu olamayacağını, davanın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca açılan tazminat davası olarak nitelendirilerek davanın bu yasal düzenleme kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, davanın Maliye Hazinesine yöneltilmesi ve müvekkili idareye açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davanın yargı yolu (görev) yönünden de reddi gerekirken davanın esasına hakkında karar verilmesinin hatalı olduğunu, tespit edilen miktarın fahiş olduğunu, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; değerlendirme tarihindeki İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün verilerinin kullanılmasının yerinde olduğu, dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi vasfında kabul edildiğinden kapitalizasyon faiz oranının % 4 ve bulunduğu konum, merkezi yerlere uzaklığı dikkate alındığında %10 objektif değer artışı uygulanmasının yerinde olduğu, su altında kalan kısmı dışında kalan kısımlarında tarımsal bütünlüğün bozulması, kalan parçalara ulaşım ve taşkın olduğunda zarar gören kısmın artacak olmasından dolayı %20 değer azalışı uygulanmasının yerinde olduğu, davacı tarafın dava ve ıslah dilekçesine istinaden, davalı tarafın usuli kazanılmış hakları da dikkate alınmak suretiyle hüküm tesisinde isabetsizlik görülmeyerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde objektif değer artış oranının %10 yerine %100 alınması gerektiğini, arta kalan kısımdaki değer kaybının düşük olduğunu, münavebeye alınan ürün çeşitleri ve alınan ürün sayısında hata edildiğini, usuli kazanılmış hakka dair tespitin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde; dere yatakları devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olup özel mülkiyete konu olamayacağını, Hazine adına terkine karar verildiği halde davalı idareden bedelinin tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığını, 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce Yürütülen Hizmetler Hakkında Kanun'un 2 nci maddesinin kapsamına girmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu Antalya İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 169 ada 34 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve bedelinin davalı idareden tahsiline ilk kararı istinaf eden davalı idare yararına oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilmek suretiyle karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.