"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin maliki olduğu Yalova ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 543 ve 696 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edildiğini ve taşınmazların orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun mülkiyet hakkını ihlal ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
2. Davacılar vekili birleştirilen dava dilekçesinde özetle; asıl davanın Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/62 Esas sayılı dosyasında devam ettiğini, dava konusu taşınmazlara belirlenen değere göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500.000,00 TL bedelin faizi ile birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Asıl dava davalısı Hazine vekili cevap dilekcesinde; davanın reddine karar verilmesini, davanın esasına girilmesi halinde Yargıtay içtihatları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uyarınca, tapunun iptal edilmesi yasa dışı bir işlemden değil, kamu yararını gerçekleştirme amacı taşıyan bir işlemden kaynaklanması nedeniyle taşınmazın tam değerinin karşılanmasının zorunlu olmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
2. Birleştirilen dosya davalısı Hazine vekili cevap dilekcesinde; davanın derdestlik ve zamanaşımından reddine karar verilmesini, davanın esasına girilmesi halinde Yargıtay içtihatları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uyarınca, tapunun iptal edilmesi yasa dışı bir işlemden değil, kamu yararını gerçekleştirme amacı taşıyan bir işlemden kaynaklanması nedeniyle taşınmazın tam değerinin karşılanmasının zorunlu olmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise kısmen kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza yakın konumdaki taşınmazların arsa vasfında kabul edilip hesaplama yapıldığını, Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/142 Esas sayılı dosyasında Kayalıbağlar mevkii 485 ada 3 parsel sayılı taşınmaza 2009 değerlendirme tarihi itibarıyla 123,11 TL/m² birim değer tespit edildiğini, 543 parsel sayılı taşınmaza da arsa vasfı ile yeniden hesaplama yapılması gerektiğini, davalı idare lehine vekalet ücreti verilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı uyarınca tapunun orman olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi durumunda makul bir tazminat ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, makul tazminat miktarının de taşınmazın rayiç bedeli olmayıp, davacının taşınmaza yapmış olduğu masraf ve katmış olduğu müspet değer olduğunu, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere taşınmazlar 7 nci sınıf tarım arazisi olup, verimli bir tarım arazisi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, kapitalizasyon faiz oranının %5 alınması gerektiği belirtilmiş ise de hem %5 hem de %4 kapitalizasyon faiz oranının ayrı ayrı uygulandığını, münavebe ürünlerinin verim miktarının ortalamanın üzerinde alındığını, taşınmazın değerinin yüksek hesaplandığını, ıslah edilen miktara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tapu iptal kararının kesinleşme tarihi 2009 yılı itibarıyla arazi olarak belirlenen taşınmazların değerinin resmi veriler ışığında emsal rapor ve kamulaştırma evrakları dikkate alınarak net gelir yöntemiyle belirlenmesine göre verilen karar usul ve yasaya uygun olup delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların gerçek değerlerine ulaşması için enflasyon farkının da bilirkişi raporuna ilave edilmesini, Kayalıbağlar mevkiindeki emsal taşınmazlara daha yüksek bedeller tespit edildiğini, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından dava konusu 543 parsel sayılı taşınmaz için düzenlenen kıymet takdir raporunda belirlenen m² birim değeri dikkate alınarak değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, 543 parselin arsa vasfında kabul edilip değerinin belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’nun 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Yalova İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... mevkii, 543 parsel sayılı, 5600 m² yüzölçümlü taşınmaz ile ... mevkii, 696 parsel sayılı, 1700 m² yüzölçümlü taşınmaz 1957 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında senetsizden davacıların murisleri adına tespit ve tescil edilmiştir 543 parsel sayılı taşınmaz için Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucu Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/157 Esas, 2008/497 Karar sayılı ilamıyla taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiği, bu kararın temyiz edilmeksizin 14.12.2009 tarihinde, 696 parsel sayılı taşınmazın ise Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucu Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/35 Esas, 2008/347 Karar sayılı ilamıyla tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiği, bu kararın da temyiz edilmeksizin 25.02.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Eldeki asıl dava 22.04.2014, birleştirilen dava ise 25.02.2019 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmıştır.
3. Dava konusu taşınmazların hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre tarım arazisi niteliğinde kabulü ile taşınmazlara gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazların gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.