"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı yönünden esastan reddine, davacılar yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 26361 ada 6 parsel sayılı taşınmaza sağlık ocağı yapımı suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunduklarını; davanın husumet yönünden reddi gerektiğini; belediye sınırları içindeki yerlerin nazım ve uygulama imar planlarının ilgili belediyece yapılacağı ve yaptırılacağının hükme bağlandığını; husumetin imar planını yapan belediyeye yöneltilmesi gerektiğini; dava konusu uyuşmazlığın müvekkili idarenin taşınmazı kamulaştırmamasından değil, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 10 uncu maddesi gereği imar planının yürürlüğü ve uygulanmasındaki sorunlardan doğmakta olduğunu; davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini bildirerek usul ve esas bakımından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen tazminatın davalı idareden dava tarihinden itibaren faiziyle tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın belirlenen m² değerinin dava tarihi itibarıyla piyasa değerlerinin oldukça altında olduğunu, emsalin hatalı seçildiğini, bu sebeple dava konusu taşınmazın değerinin düşük tespit edildiğini, sundukları emsalin özel amaç taşımayan serbest satış olduğunu, dava konusu taşınmazla benzer özellikler gösterdiğini, bu hususun gözetilmediğini, bilirkişilerce emsal alınan taşınmaz ile dava konusu taşınmazın emlak beyan değerleri arasında 4 kattan fazla fark olduğunu, fakat bilirkişi raporunda her iki taşınmaz mukayese edilirken dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan 2,37 kat daha değerli kabul edildiğini, aynı kamulaştırma kapsamında yakın konumda bulunan başka parsellere daha yüksek bedel belirlendiğini, dava konusu taşınmazın caddeye cepheli olduğunu, m² değerinin örnek olarak sunduğu taşınmaza göre daha yüksek olması gerektiğini, dava konusu taşınmazın belirlenen m² değerinin piyasa rayiçlerinin altında olması sebebiyle kararın kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece husumet itirazının değerlendirilmediğini, pasif taraf ehliyeti bulunmayan müvekkili Bakanlık yönünden esasa ilişkin hüküm kurulduğunu, dava konusu taşınmazın Belediye Meclis Kararı ile müvekkili Bakanlığa tahsis edildiğini, Hazine arazisinin tahsisi sonrasında 1998 yılında hayırsever Prof. İhsan KOZ tarafından ekli protokol kapsamında, arazi üzerine sağlık ocağı inşa edilerek müvekkili Bakanlığa bağışlandığını, bu aşamada taşınmazda hiçbir hissedar vatandaş bulunmadığını, daha sonra Belediyece yapılan imar uygulamaları ile şuyulandırmalar yapıldığını, husumetin imar planının hazırlayıcısı olan Belediyeye yöneltilmesi ve idari yargı kolunda bir tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerektiğini, emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmaz arasında değerlendirme yapılırken fahiş farklar oluşturularak hesaplamaya dahil edildiğini, dayanaksız çarpan farkları hesaplandığını, hatalı belirlenen m² değerinin karara esas alındığını belirterek resen nazara alınacak diğer nedenlerle de kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin doğru olduğu belirtilerek 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği; ancak aynı taşınmaz hakkında, paydaşlarca açılan davada aynı emsal satışa konu taşınmazın mukayesesi sonucunda 09.01.2015 tarihi itibarıyla 912,00 TL/m² birim fiyatı belirlendiği halde eldeki dava tarihi olan 19.11.2019 itibarıyla belirlenen 1.355,00 TL metrekare birim fiyatının aradan geçen 4 yılı aşkın süre de nazara alındığında taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığı, Yargıtay denetiminden geçen dava dosyasında dava konusu taşınmaz aynı emsalden 3 kat daha değerli kabul edilmiş iken eldeki dava dosyasında dava konusu taşınmazın emsalden 2,37 Kat daha değerli olduğu yönündeki bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmelerin taşınmazların vergi değerleri ile uyumlu olmadığı, davacı vekilinin bu yönde ileri sürdüğü istinaf sebebinin yerinde olduğu kanaatine varılarak dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan üç kat değerli kabul edilmek suretiyle tazminat miktarı belirlenmek suretiyle ilk derece mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; tazminat miktarının Bölge Adliye Mahkemesince yeniden tespit edilip taleple bağlı kalınarak karar verildiğini; ancak hüküm fıkrasında fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmadığını belirterek öncelikle Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasını, mümkün olmadığı taktirde bozulmasını istemiştir.
2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 26361 ada 6 parsel sayılı taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Bölge Adliye Mahkemesince aynı taşınmazın paydaşları tarafından açılan davada metrekare birim bedeli belirlenirken aynı emsalin kullanıldığı gözetilerek, dava konusu taşınmazın paydaş dosyasında belirlenen oranda emsalden değerli olduğunun kabulü de isabetlidir.
4.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. İlk Derece Mahkemesinin hükmüne esas alınan bilirkişi raporunda kamulaştırmasız el atma tazminatı 872.600,00 TL olarak belirlenmiş, tamamlama harcı da bu bedel gözetilerek yatırılmış, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuş ve mahkemece de 872.600,00 TLnin davalı idareden alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesince fazla bedel belirlendiği ve taleple bağlı kalınarak hüküm kurulduğu gözetilerek fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması bozmayı gerektirir.
6. Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idarenin tüm, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Davacılar vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 2 nci bendinin (a) alt bendinin sonuna gelmek üzere "fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi