"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davacı yönünden reddine, davalı idare yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Bursa ili, ... ilçesi, ... köyü 436, 453, 472, 476, 488, 497, 527, 543, 559, 565, 568, 569, 588 ve 657 parsel sayılı taşınmazların ... gölü ile davalı idare tarafından yapılan sedde arasında kaldığını, sedde çekilerek göl suyunun sedde arkasındaki taşınmazlara geçmesinin engellenmek istendiğini, ancak dava konusu taşınmazların tamamen sular altında kalarak kullanılamaz hale geldiğini belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza müvekkili tarafından el atılmadığını, ... Gölünün su kotları, giren ve çıkan su miktarına göre mevsimsel olarak yağan yağışlarla değişiklik gösterdiğini, müvekkili idareye ait hiçbir projesinin (baraj, HES, seddeler, tahkimatlar) ... Gölünün hidrolojik yapısına olumsuz etkisinin bulunmadığını, ritmik hareketli ve değişken sınırlı bir tabii gölün su hareketleri nedeni ile müvekkili idareden kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talep edilmesinin hukuki dayanağının bulunmadığını, benzer şekilde açılmış bulunan davaya ilişkin bilirkişi raporunun sonuç kısmında sedde ile göl arasında kalan taşınmazların sedde yapılmamış olsa bile doğal olarak su altında kalmakta olduğu ve bu nedenle tarımsal faaliyete uygun olmadıkları ve bu nedenlerle de taşınmazlara el atma durumunun olmadığı, kıyı kenar çizgisi ile bağlantılı olduğunun belirtildiğini, taşınmazların bulunduğu bölgede kıyı kenar çizgisine ilişkin idari çalışma yapılıp yapılmadığının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünden sorulmasını, istenen tazminat miktarının yüksek olduğunu, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bölgede yaygın olan münavebe ürünlerinin esas alınmasını, kapitalizasyon faizinin %3 oranında, taşınmazın konumu itibarıyla objektif değer artış oranının en az %50 oranında uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; sedde ile göl arasında kalan taşınmazların sedde yapılmamış olsa bile doğal olarak su altında kalacağını, ... Gölünün su kotları, giren ve çıkan su miktarına göre mevsimsel olarak yağan yağışlarla değişiklik gösterdiğini, taşınmazların büyük bir kısmı su altında olup sınırlı tarım yapıldığını, buna rağmen taşınmazlar su altında değil gibi ortalama verim miktarlarının esas alındığını, kapitalizasyon faiz oranının yüksek alındığını, kapitalizasyon faiz oranının belirlenmesinde esas alınan unsurlarla mükerrer şekilde objektif değer artışı uygulandığını ve seddenin 1969 yılında yapıldığı dikkate alındığında nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın 29.12.2016 tarihinde açıldığı, yargılama devam ederken dava konusu taşınmazların üçüncü kişi konumundaki davacıya 20.10.2020 tarihinde satıldığı, taşınmazların tümünün tapu kaydında 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu nedeniyle kısıtlı olduklarına yönelik 25.11.2019 tarihli şerh bulunduğu, dolayısıyla davacının bu taşınmazları satın aldığı tarih itibarıyla bu kısıtlılık halini bildiği, bir kişinin tarım arazisi satın aldığında kural olarak bu taşınmazda tarım yapmak kastıyla hareket ettiği, oysa somut olayda taşınmazlar satın alındığında mevcut olan kısıtlılık şerhi nedeniyle davacının söz konusu taşınmazlarda tarım yapmak kastıyla hareket ettiğinin kabul edilemeyeceği, bu nedenle davacının taşınmazları satın almasının yegane sebebinin, işbu davada belirlenecek olan tazminatı devralabilmek olduğu, satın alınan taşınmazların tasarrufunda yasal bir nedenle kısıtlılık hali mevcutken ve işbu tazminat davası devam ederken satın alınmasının dürüstlük kuralının en önemli türlerinden biri olarak değerlendirilen çelişkili davranma yasağına aykırı bir mahiyetinin bulunduğu, her ne kadar tapuda ödenecek harç bedellerinin fazla olmasını engellemek adına yapıldığı açık olsa da dava konusu ondört adet taşınmazın 195.000 TL satış bedeli karşılığında alındığını, oysa işbu dava sonrasında hükmedilen taşınmaz miktarının 2.376.649 TL olduğunu, davacının ödediği miktarın yaklaşık onüç katı kadar bir tazminat miktarını taşınmazın değeri olarak talep ettiğini, çoğunluğun görüşüne göre taşınmazların gerçek değerlerinin tazminat miktarı olarak belirlenmesi kuralından işbu dosyada ayrılarak %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılmasının denkleştirici adalet ilkesine, hakkaniyete, nefasete ve adalet duygusuna daha uygun olacağı, ayrıca 1969 yılında seddenin inşa edildiği anlaşıldığından, el atma tarihinin 04.11.1983 öncesi olması sebebiyle maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekçesiyle taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun davacı yönünden esastan reddine, davalı idare yönünden kısmen kabulü ile hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne oy çokluğu ile karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava devam ederken taşınmazları satın almasından dolayı bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazlar için belirlenen tazminat bedelinden %20 oranında hakkaniyet indirimi uygulanmasının kanunlarda yeri olmayan, tamamen yoruma dayalı bir karar olduğunu, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 14 üncü maddesinin beşinci fıkrası ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin ikinci fıkrasında bu hususla ilgili hükümlerin bulunduğunu, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin de aynı konuyla ilgili çok sayıda kararının mevcut olduğunu, davalı idare tarafından 2010 yılında ... enerji tünelinin işletmeye açılmasının dava konusu taşınmazlara en son el atma tarihi olduğunu, bu nedenle nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un Geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda yazılı yerinde olmayan gerekçeyle hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda hesaplanan tazminat bedelinden %20 hakkaniyet indirimi yapılarak eksik bedele hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine, davalı idare harçtan muaf olduğnudan harç alınmamasına,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.