"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan)18. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Malatya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 110 ada 64 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.05.2013 tarihli ve 2011/292 Esas, 2013/361 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucunda; 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmazın dava tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmekte olup, bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşıdığından; bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi olduğu belirlendikten sonra raporun devamında aslında davaya konu taşınmazın kuru tarım arazisi olduğu, ancak çiftçi tarafından taşınmazın sınırından geçen çayın yanına yapılan keson kuyunun suyu ile sulandığı belirtilmiş ise de; davaya konu taşınmazın sulanması için kullanılan keson kuyunun ne zaman yapıldığı, bu kuyudan elde edilen sulamanın dava konusu taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, taşınmazın kenarından geçen derenin taşınmaz ile mesafesi, bu dereden taşınmazın sulanıp sulanamayacağı, sulanabilir ise bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama ya da başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yapılan sulamanın başkasının taşınmazındaki bir havuzdan yapılıyor olması durumunda bu sulamanın daimi ve geçerli kabul edilebilmesi için kaynak üzerinde dava konusu taşınmaz lehine bir irtifak hakkı kurulmuş olması gerektiğinden bunun varlığı ve suyun yeterliliği gibi hususlarda ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılıp belirlenmeden, pompalama ile sulama varsa buna ilişkin yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği düşünülmeden düzenlenen bilirkişi kurulu raporu esas alınarak eksik inceleme sonucu karar verilmesi, davaya konu taşınmazın üzerinde bulunan keson kuyunun ne zaman ve kim tarafından yapıldığı, kamulaştırma kararından önce yapılıp yapılmadığı ayrıntılı bir şekilde araştırılarak oluşacak sonuca göre keson kuyuya bedel takdir edilip kamulaştırma bedeline eklenmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile keson kuyuya bedel takdir edilmeyen bilirkişi raporunun hükme esas alınması, dava konusu taşınmazın tamamı 35.831,35 m² olup, 33.750,67 m²si kamulaştırılmış, geriye 2.080,68 m²lik parça kalmıştır. Kamulaştırmadan arta kalan kısmın geometrik şekli, yüzölçümü, tarımsal bütünlüğü dikkate alındığında uygun bir oranda değer kaybına neden olacağı dikkate alınmadan değer kaybı olmadığını belirten bilirkişi kurulu raporuna göre karar verilmiş olması, kabule göre de davaya konu taşınmaz sulu tarım arazisi olarak değerlendirildiğine göre taşınmazın değerinin belirlenmesinde kapitalizasyon faizi oranını % 5 yerine % 6 olarak kabul eden bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
3. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin onbirinci fıkrasına göre, kamulaştırması yapılan taşınmaz tahsis edildiği kamu hizmeti itibarıyla sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe dönüşmüş ise, istek halinde mahkemece sicil kaydının terkinine karar verileceğinden mahkemece yukarıda sözü edilen Yasa hükmü dikkate alınmadan, istem gibi kamulaştırılan taşınmazın tescili yerine talep aşılarak dava konusu taşınmazın terkinine karar verilmesi ve tespit edilen kamulaştırma bedeline dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi, gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 08.02.2018 tarihli ve 2015/1153 Esas, 2018/86 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın sulu tarla olarak değerlendirilmesinde keson kuyunun varlığının yeterli görüldüğünü, buradan çıkan suyun sulamaya yeterli olup olmadığının araştırılmadığını, kavak ve çınar ağaçlarının ürün vermediğini, odun olarak değerlendirilmesi gerektiğini, kayısı harici ağaçların 14.000 m²lik kısımda yer aldığını, bu kısmın hem kayısı bahçesi olarak hesaplanıp hem de meyve ağaçlarına ayrıca değer biçilmesinin hatalı olduğunu, keson kuyu bedelinin nasıl hesaplandığının anlaşılamadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 437 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kısmen sulu tarım arazisi kısmen kapama kayısı bahçesi niteliğindeki Malatya ili, ... ilçesi, ... köyü, 110 ada 64 parsel sayılı taşınmazla 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak zeminine, üzerindeki ağaçlara yaş, cins ve verim durumu dikkate alınmak suretiyle değer biçilmesii ve kuyu bedeli eklenerek bedel tespit edilmesi yerindedir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın Hazine adına tescili talep edildiği halde infazda tereddüt yaratacak şekilde ilk kararla verilen terkin kararının kesin olduğundan bahisle davacı idare adına tescili ile göl alanında kaldığından terkinine karar verilmesi hatalıdır.
5.Davacı idare harçtan muaf olduğu halde, aleyhine harca hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Davacı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile; Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde bulunan " DSİ adına tescili ile göl alanı altında kaldığından tapudan terkinine dair 07.06.2013 tarihli karar hükmü Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca kesin olmakla, bu yönde ilgili Tapu Müdürlüğü'ne yazı yazılmasına " ibaresinin hükümden çıkartılmasına yerine " Hazine adına tesciline, bu hususta Tapu Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmasına " ibaresinin yazılmasına, (7) numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına yerine " davacı idare harçtan muaf olduğundan harç tayinine yer olmadığına, davacı tarafça yatırılan peşin harcın talep halinde iadesine " cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
27.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.