Logo

5. Hukuk Dairesi2022/13789 E. 2023/2647 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sahte vekaletname ile yapılan taşınmaz satış işlemi nedeniyle davacı şirketin uğradığı zararın, noter ve tapu müdürlüğünden tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca devletin sorumlu olduğu ve bu sorumluluğun kusursuz sorumluluk olduğunun kabulü ile davalı noter ve tapu müdürlüğünün sorumluluğuna karar verilmiş, tazminat miktarındaki sehven oluşan fark düzeltilerek ilk derece mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki taşınmazın tapuda sahte vekaletname ile işlem yapılması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... ve davalı ... yönünden reddine, davalı ... ve davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirketin, İstanbul ili, ... İlçesi, ... Mahallesi'nde bulunan 858 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazı kendisini ... olarak tanıtan kişi tarafından verilen .... Noterliği'nin 28.10.2010 tarihli ve 26329 yevmiye nolu vekaleti ile ...'dan 09.10.2010 tarihinde satın aldığını, tapuda devir işlemi tamamlanarak satış bedelinin ödendiğini, satış işlemi yapıldıktan sonra dava dışı ...'nın satış işleminden haberdar olduğu, sahte nüfus cüzdanı ile işlem yapıldığı iddiası üzerine Küçükçekmece 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1094 Esas sayılı dosyasıyla tapu müdürlüğünde görevli memurlar aleyhinde görevi kötüye kullanma suçundan kamu davası açıldığı, ceza yargılaması sırasında alınan imza örneklerinde vekaletnameye konu imzanın dava dışı ...'a ait olmadığının tespiti yapıldığını, ayrıca dava dışı ... tarafından Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/731 Esas sayılı dosyası ile taşınmazın devrine ilişkin işlemlerin iptali ve taşınmazın yeniden kendi adına tescili talebi ile dava açıldığı, yargılama sonucunda tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne karar verildiği, ilgili kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 05.03.2019 tarihli kararıyla onanarak kesinleştiği, taşınmazın satış işlemlerini gerçekleştiren ve yolsuz tescile sebebiyet veren ... Tapu Müdürlüğü ve söz konusu vekaletnameyi hazırlayan .... Noterliğinin müvekkilinin zarara uğramasında kusurlu olduklarını; zira sahte kimlik ile gerçek kimlik arasındaki fotoğrafların farklı olduğunu, imzalar arasında bariz farklılıklar olduğunu, buna rağmen tapu ve noterliğin yeterli özen ve dikkati göstermediğini belirterek meydana gelen zararın davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin TOKİ yetkilileri ile görüşmeler yaptığını ve ... isimli bir yetkilinin kamulaştırılan taşınmazların proje kapsamında davacı şirkete devredileceğini öğrendiğini, daha sonra ... isimli birisinin müvekkilini aradığını ve tanıdığı olan davalı ...'ın bir arsasının bulunduğunu, müvekkilinden fiyat alıp alamayacağını sorduğunu, müvekkilinin de yetkili ... ile telefonda görüşerek fiyat aldığını, tarafların anlaşarak devir işlemlerinin yapıldığını, müvekkilinin dava konusu olayda bir suçu olmadığını, davalı ...'ı daha önce tanımadığını, müvekkilinin sahte nüfus cüzdanının düzenlenmesinde, sahte cüzdan ile vekalet tanziminde, vekalet ile yapılan satışta vekil veya asil olarak hiçbir katkısı ve bilgisi olmadığını, illiyet bağının olmadığını, müvekkilinin sadece aracılık yaptığını, bu sebeplerle, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, uzun yıllardan beri resmi olarak emlakçılık yaptığını, dava dışı ...'ın da, müvekkilinin arkadaşı ve akrabası olduğunu, 2010 yılında adının ... olduğunu ve dava konusu taşınmazda hissesi olduğunu söyleyen birisinin yanlarına geldiğini, yurt dışından izne geldiğini, işlerinin acil olması sebebiyle taşınmazını satmak istediğini müvekkiline söylediğini, müvekkilinin de aracılık yaptığını ve taşınmazın satışı için fiyatta anlaştıklarını, adının ... olduğunu iddia eden kişinin müvekkiline .... Noterliği'nin 28.10.2010 tarihli ve 26329 nolu vekaletname örneğini getirdiğini, müvekkilinin de davalı ...'u arayarak davacı şirketten fiyat alıp alamayacağını sorduğunu, davacı şirket ile müvekkilinin fiyatta anlaştığını ve tapuda devir yapıldığını, satış bedelinin müvekkilinin talimatı doğrultusunda kendisine ödendiğini, müvekkilinin bir suçu olmadığını, sadece aracılık yaptığını, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin .... Noterliğinde noter olarak görev yaptığını ve olayda bir sorumluluğu veya kusuru olmadığını, taleplerin zaman aşımına uğradığını ve öncelikle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin noterlik personeline işlem güvenliği için talimatlarını bildirdiğini ve denetim yaptığını, noterliğe işlem yaptırmak için gelen herkesten kimlik istendiğini, kimlikte şüphe uyandırabilecek bir şey olup olmadığı, kimlikteki resmin gelen kişiye benzeyip benzemediğine ilişkin gözle kontrol yapıldığını, kimlik paylaşım sistemi üzerinden ibraz edilen kimlikteki bilgilerin uyuşup uyuşmadığı kontrol edildikten sonra işlem yapıldığını, söz konusu vekaletnamenin düzenlenmesi işleminde, sahte olduğu iddia edilen kimlikte şüphe uyandıracak bir durum görülmediğinden vekaletnamenin düzenlendiğini, noter çalışanlarının kimliğin sahte olup olmadığının fark etmesinin mümkün olmadığını, kimlik paylaşım sisteminde, işlem tarihinde nüfus cüzdanının tamamının görüntülenemediğini, imzaların ve resimlerin farklı olup olmadığının bu sistemde görüntülemediğini ve karşılaştırma yapılamadığını, noterlik işlemi ile zarar arasındaki illiyet bağının tapu müdürlüğü memurlarının ağır kusuru sebebiyle kesildiğini, bu sebeplerle, davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın davalı ... ve davalı ... yönünden reddine, davalı ... ve davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; satış işleminde vekil olan davalı ... ve davalı avukat ...'un da davaya konu zarardan sorumlu olması gerektiğini, müvekkil şirketin karşısında bir avukatın olmasından duyduğu güven ve itimat nedeniyle, gerek işlemlere başlamadan önce gerekse işlemler sırasında en ufak bir şüphe duymadan gerçekleştirdiğini, davalı ...'ın nasıl bir ilişki içerisine girerek kendisini vekil olarak tayin ettirdiğini bir türlü açıklayamadığını, bir kimsenin hiç tanımadığı bir kimseyi vekil olarak tayin ederek taşınmazın satışı için yetki vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek davalılar ... ve ...' a yönelik kararın usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürmüştür.

2. Davalı ... vekili istinaf başvurusunda özetle; davacının dava dilekçesinde 223.000 TL tazminatın faizi ile birlikte tahsilini talep etmesine rağmen talep aşılarak davacı lehine 233.000 TL tazminata ve 09.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek faizine hükmedildiğini, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, dava konusu olayda müvekkilinin üzerine düşen tüm inceleme, denetleme ve özen yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğunu, meydana gelen zarar ile ilgili herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

3. Davalı ... vekili istinaf başvurusunda özetle; davaya konu yapılan işlemlerde davacı yanın kendi kusur ve ihmalinin olduğunu, müvekkil idareye kusur izafe edilemeyeceğini, davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dışı ...'ın kimlik bilgileri kullanılarak sahte kimlik düzenlendiği, bahse konu vekaletnamenin sahte kimlik esas alınarak hazırlandığı, davaya konu taşınmaz satışının bu vekaletname ile gerçekleştirildiği, davacı şirketin tapu kaydına güvenerek davaya konu taşınmazı satın aldığı, dava dışı ...'ın davacı şirket aleyhine tapu iptal tescil davası açtığı, mahkemece tescilin yolsuz olduğu gerekçesiyle tapu kaydının iptaline karar verildiği, ilgili kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 05.03.2019 tarihli kararıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmakla somut olayda davalı ... ve davalı ... yönünden 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü ile davanın davalı ... ve davalı ... yönünden reddine, davalı ... ve davalı ... yönünden kabulüne dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre dava dışı ...'nın kimlik bilgileri kullanılarak sahte kimlik düzenlenmek suretiyle davaya konu satış işleminin gerçekleştiğinin sabit olduğu, davacının tapu kaydına güvenerek davaya konu taşınmazı satın aldığı, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davaya konu zarardan davalı Noter ... ile davalı ...'nin sorumlu tutularak adı geçen davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekili ve davalı ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dava dilekçesinde 223.000,00 TL maddi zarar talep edildiği, dosya kapsamından davaya konu zararın 223.000,00 TL olduğunun sabit olduğu anlaşılmakla mahkemece sehven 233.000,00 TL bedelin davalı ... davalı ... 'dan tahsiline karar verilmesi bozmayı gerektirir.

5. Davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı hesaplanması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekili ve davalı ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; (2) numaralı bendinde yer alan ''233.000,00'' sayısının çıkarılmasına, yerine ''223.000,00'' sayısının yazılmasına, (5) numaralı bendinde yer alan ''24.760,00'' sayısının çıkarılmasına, yerine '' 24.060,00" sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı taraftan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, istek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davalı ... 'ya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.