Logo

5. Hukuk Dairesi2022/13798 E. 2023/5106 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazlar için belirlenen bedelin tespiti ve davacı idare adına tescili davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, ilk derece mahkemesinin bozma kararına rağmen çıplak metrekare birim fiyatını artırarak hüküm kurması nedeniyle usuli kazanılmış hak ilkesini ihlal ettiğini ve davalı vefat ettiğinden mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerektiğini gözeterek yerel mahkeme kararını bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı idare vekili ile davalı tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 4400 parsel ve 4401 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ile yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 26.04.2018 tarihli ve 2018/360 Esas, 2018/554 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin 86.656,03 TL olarak tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tescili ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin : 26.04.2018 tarihli ve 2018/360 Esas, 2018/554 Karar sayılı kararı ile davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazların bulunduğu yer, konumu ve bilirkişi raporunda belirtilen objektif değer artışına etki eden hususlar dikkate alındığında %200 oranında objektif değer artışı uygulanması gerekirken, 4400 parsel sayılı taşınmaz yönünden %350 oranında, 4401 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise %300 oranında objektif artış olduğunu kabul eden bilirkişi raporu esas alınarak fazla bedele hükmedildiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin 4400 parsel sayılı taşınmaz için 72.395,15 TL ve 4401 parsel sayılı taşınmaz için 2.107,92 TL olarak tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tescili ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare temyiz dilekçesinde özetle; %200 oranında objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu, kuru arazi niteliğindeki taşınmaza %4 kapitalizasyon faizi uygulanmasının yanlış olduğunu ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur

2. Davalı temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi kurulunun usulüne uygun olarak oluşmadığını, tek bilirkişi tarafından düzenlenen raporun hükme esas alındığını, objektif değer artışının düşük olduğunu, bilirkişi raporunda Sermaye Piyasası Kurulu tarafından kabul edilen standartlara uygun bir değerlendirme yapılmadığını ve bir gerekçe belirtilmediğini ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekili ile davalının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dava konusu taşınmazların bozma öncesi çıplak m2 birim fiyatının 10,93 TL olarak tespit edilmiş olup karar, davacı idare vekilinin temyiz istemi üzerine yalnızca objektif değer artış oranı yönünden bozulduğu halde, davacı idare lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek, bozma sonrası 14,05 TL çıplak m2 birim fiyatı üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle fazlaya hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.

5. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi yerinde değildir.

6. Davalının karar tarihinden sonra 07.06.2022 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından, veraset ilamı ilgilisinden temin edildikten sonra mirasçılarını davaya dahil edip taraf teşkili sağlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekili ve davalının temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalıdan aşağıda yazılı kalan temyize başvurma harcının alınmasına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.