"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucu, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.06.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... ile davalı idare vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 83 (yeni 28343 ada 38) parsel sayılı taşınmaza davalı idarenin herhangi bir kamulaştırma işlemi yapmaksızın fiilen el atıp kampus içerisine almak suretiyle kullandığını, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız olduğunu, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'a (2942 sayılı Kanun) eklenen geçici 7 nci madde hükmü gereğince davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 06.10.2013 tarihli ve 2013/307 Esas, 2013/329 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 15.12.2015 tarihli ve 2015/18473 Esas, 2015/24390 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın 1969 yılında Hacettepe Üniversitesinin ihtiyacı nedeniyle kamulaştırıldığı; ancak kamulaştırma işleminin davacılara ya da murislerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, taşınmazın Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/214 Esas, 1975/220 Karar sayılı kararı ile hükmen idare adına tesciline karar verildiği anlaşıldığından, 2942 sayılı Kanun'a 25 inci maddesi uyarınca dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin işlemlerin davacı tarafa usulüne uygun şekilde tebliği edilmediği gibi 6487 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'un eklenen Geçici 7 nci maddenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği gözetilerek, somut olayda tamamlanmış bir kamulaştırmanın bulunmadığı ve davacıların kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat talep etme imkanı bulunduğu dikkate alınmak suretiyle işin esasına girilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 05.03.2019 tarihli ve 2016/88 Esas, 2019/96 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, belirlenen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı idareden alınarak payları oranında davacılara verilmesine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 03.02.2020 tarihli ve 2019/8532 Esas, 20201358 Karar sayılı ilamı ile bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza 590,00 TL/m² değer biçilmiş ise de Mahkemece rapora itibar edilmeyerek, resen 1.000,00 TL/m² değer belirlenerek hüküm kurulduğu, 2942 sayılı Kanun'un 4650 sayılı Kanun ile değişik 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası gereği Mahkemece makul ve kabul edilebilir bir gerekçe gösterilmeden denetime uzak şekilde resen değer biçildiği anlaşıldığından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece değerlendirmeye gerekçe olarak 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 3 üncü Kanun maddesinin yürürlük tarihinin Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin bozma ilamından 2 ay önce olduğunu, işbu dosyada uygulanamayacağını, aynı taşınmazın başka paydaşlarınca açılan dosyalarda dava tarihi esas alınarak yapılan hesaplama üzerinden verilen kararların Yargıtay 5. Hukuk Dairesince onandığı gözetildiğinde Mahkemenin zaten Anayasa'nın 46 ncı maddesine aykırı olan bir kanun maddesinin geriye yürütmesinin bozma nedeni olduğunu, el atma tarihi 1983 tarihi öncesi olduğu gibi denetimden geçen paydaş dosyalarının maktu vekâlet ücreti uygulanması yönünde düzeltildiği dikkate alınarak maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın dava tarihinden çok önce ki tarihte kamulaştırıldığını ve davalı Üniversite adına tapuya tescil edildiğinden dava konusu taşınmazla ilgili kesin hüküm bulunduğunu ve uzlaşma dava şartı yerine getirmediğinden bahisle davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, davalı idarece yapılan yargılama giderlerinin taraflara paylaşımında hata yapıldığını ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun'un 21 nci maddesi ile değişik 2942 sayılı Kanun'un Geçici 6 ncı maddesinin yedinci fıkrası.
3. 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 7 nci maddeleri ile 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun’un 20 nci ve 22 nci maddeleriyle 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek-3 üncü , Geçici 15 ve 17 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 7327 sayılı Kanun’un 20 nci ve 22 nci maddeleriyle 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek 3 üncü maddesi uyarınca mülga 6830 sayılı Kanun’un 16 ncı ve 17 nci maddeleri uyarınca idare adına tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. 5999 ve 6487 sayılı Kanun'la düzenlenen ve 2942 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 6 ncı madde, bir tasfiye Kanunu olup bu madde 09.10.1956-04.11.1983 tarihleri arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlarla ilgili olarak 11.06.2013 tarihinden sonra açılacak davalarda uygulanacak usul ve esasları düzenlemiştir. Bu durumda Kanun'un yürürlük tarihinden önce açılan iş bu davada uzlaşmanın dava şartı olarak kabul edilmemesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
5. Dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren kanun düzenlemesi nedeniyle bedel düştüğünden reddedilen kısım üzerinden davalı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi ve yargılama giderlerinin tamamından idarenin sorumlu olması gerektiğinin düşünülmemesi de bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin 7 nci bendi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/217 Esas, 2022/379 Karar sayılı gerekçeli kararının (7) No.lu bendinin tümü ile hükümden çıkarılmasına, (4) ve (5) No.lu bentlerinin tümü ile hükümden çıkarılmasına, yerine "Davacı tarafça yapılan toplam 6.426,30 TL yargılama masrafının davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, davalı tarafça yapılan yargılama masraflarının üzeririnde bırakılmasına" cümlesinin yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı idareden alınmasına,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.