Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14273 E. 2023/3660 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydındaki yüzölçüm düzeltmesi nedeniyle oluşan zararın Hazineden tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğu ve düzeltme sonucu oluşan noksanlık için arsa niteliğindeki taşınmaza emsal kıyaslaması yapılarak azalan alana değer biçilmesinde ve davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 41 inci maddesi gereğince yapılan düzeltme nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca Hazineden tazmini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 32 parsel sayılı 19.700,00 m² yüzölçümlü taşınmazı 28.06.1990 tarihinde tapu siciline güvenerek satın aldığını, Kadastro Müdürlüğü tarafından dava konusu taşınmaz hakkında düzeltme işlemi yapılarak 16.303,35 m² olduğunun tespit edildiğini, bu durumda tapulama çalışmaları sırasında yapılan yanlışlık sebebiyle müvekkilinin tapu siciline güvenerek satın almış olduğu taşınmazın 3.396,65 m² eksik olduğunun ortaya çıktığını ve müvekkilinin zarara uğradığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı ve husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, söz konusu düzeltme işleminin henüz kesinleşip kesinleşmediğinin belli olmadığını, davacı açısından bu aşamada oluşan bir zararın mevcut olmadığını, bu nedenle zarar henüz kesinleşmeden açılan davanın öncelikle usul yönünden reddi gerektiğini, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan bir kusur söz konusu olmadığından 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca Hazineye ait hukuki bir sorumluluktan bahsedilemeyeceğini, söz konusu taşınmazın yapılan düzeltme işleminde zemin üzerinde bir azalma olmadığını, dolayısıyla zeminde bir eksilme mevcut olmadığından zararın da bulunmadığını, düzeltme işleminin zemin üzerinde değil kayıtlar üzerinde gerçek miktarının sayısallaştırılmasına ilişkin olduğundan bir zararın olmadığını, kadastro çalışmaları sırasında fenni imkanlar dahilinde yapılan ölçümde memura veya Hazineye izafe edilebilir kusur bulunmadığını, zamanın fennî ve teknik imkânlarının illiyet bağını kestiğinin düşünülmesi gerektiğini, davacının taşınmazı zeminde bulunan miktarı ile satın aldığını, zeminde fark oluşturan bir işlem olmadığından zarar bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece 14.04.2016 tarihli ve 2014/464 Esas, 2016/119 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 14.04.2016 tarihli ve 2014/464 Esas, 2016/119 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, dava dilekçesinde 10.000,00 TL olarak açıkladığı tazminat talebini, 03.02.2016 tarihli dilekçe ile 424.581,25 TL’ye yükseltmiş ise de ıslah harcının yatırılmadığı anlaşıldığından talep aşılarak ıslah edilen bedel üzerinden hüküm kurulması doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen tazminatın miktar itibarıyla çok yüksek olduğunu, tazminat hakkının zamanaşımından reddi gerektiğini, davanın Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, illiyet bağı olmadığını, zararın gerçekleşmediğini, ıslah talebinin kabulünün hatalı olduğunu, faize hükmedilmemesi gerektiğini, yeterli araştırma yapılmadan eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini ileri sürülerek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyanın incelenmesinden, dava konusu Tekirdağ ili, Muratlı ilçesi, Aşağısevindikli Mahallesi 32 parsel sayılı 19.700,30 m² yüzölçümlü taşınmazın 1976 yılında Kamil Güneş adına tescil edildiği, davacının taşınmazı 28.06.1990 tarihinde satış yolu ile edindiği, dava konusu taşınmazın karayollarının kamulaştırması nedeniyle ifraz görerek 2586 ve 2587 parsellere ayrıldığı, 2586 parsel sayılı taşınmazın ifrazla 19.096,02 m² olarak davacı adına tescil edildiği, Tekirdağ Kadastro Müdürlüğünün 31.07.2014 tarihli ve 2382 sayılı kararı ile dava konusu 2856 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi kapsamında 15.669,37 m² olarak düzeltildiği, davacının tapu siciline güvenerek satın almış olduğu taşınmazda Kadastro Müdürlüğünün düzeltme işlemi sonucunda 3.396,65 m² bir noksanlık oluştuğu anlaşılmıştır.

3. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal kıyaslaması yapılarak yüzölçüm düzeltmesi sonucu azalan alan 3.396,65 m²lik kısma değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

10.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.