"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.06.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü yetki belgesi ile davalı vekili Avukat ... gelmiş, davacı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1381 ada 271 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; acele kamulaştırma dosyasında taşınmazın değerinin düşük tespit edildiğini, taşınmazın bulunduğu konum itibarıyla sanayi ve ticaret alanında olup ticari değerinin oldukça yüksek olduğunu, taşınmazın imarlı arsa olarak değerlendirilmesini, taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 25.11.2015 tarihli ve 2014/188 Esas, 2015/621 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce 28.06.2018 tarihli ve 2017/12537 Esas, 2018/13261 Karar sayılı bozma ilâmı ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde, şirkete yapılan özel amaçlı satışların emsal olarak alınması doğru olmadığı gibi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıyasi emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, İmar Kanunu'nun 15 inci ve 16 ncı maddeleri uyarınca bir kısmı kamuya terk edilen taşınmazların Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre imar parseli olarak değerlendirilmesi gerektiği ve birbirine komşu taşınmazlar için haklı bir gerekçe gösterilmeden çok farklı metrekare birim fiyatları belirlendiğinden bu raporlara göre karar verilmesinin mümkün olmadığından dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Birinci Karar
Mahkemenin 13.09.2019 tarihli ve 2018/664 Esas, 2019/600 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce 29.04.2021 tarihli ve 2020/1697 Esas, 2021/6640 Karar sayılı bozma ilâmı ile dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak fen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın geldisinden yola terk ve ifraz edilerek oluştuğu belirtilmiş olup, dava konusu taşınmazın ilk tesisinden itibaren tedavüllü tapu kayıtları getirilip, İmar Kanunu 15 ve 16. maddeleri uyarınca taşınmazın bir kısmının kamuya terk edildiğinin tespiti halinde, Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre imar parseli olarak; aksi takdirde kadastro parseli olarak değerlendirilmesi gerektiği ve Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas 2020/39 Karar sayılı iptal kararı nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne kamulaştırma bedelinin tespitine, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar vermiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin bozma sonrası alınan hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda fahiş olarak arttırıldığını, emsal taşınmazın emsal olarak belirlenmesinin yerinde olmadığını, kamulaştırma bedelinin tespiti yapılırken 2942 sayılı Kanun’a ve bozma ilamına uyulmadığını, idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, kamulaştırma bedelinin düşük belirlendiğini, emsal taşınmazın emsal alınmasının yerinde olmadığını, faizin bitiş tarihinin davalıya ödenme tarihi olarak belirlenmesi gerektiğini, aynı kamulaştırma kapsabında aynı bölgede bulunan Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/624 Esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmaz yönünden 1.248,77 TL/m² birim değer belirlendiği ve bu karar temyiz incelemesinden geçerek onandığı hâlde, dava konusu taşınmaz için daha düşük değer tespit edilmesinin usul ve Kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.