Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14476 E. 2023/3983 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idare adına tescili davasında, hüküm fıkrasında parsel numarasının belirtilmemesi ve imar planında yeşil alan olarak kalan kısma ilişkin tescil hükmü verilmemesine dair uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının, taşınmazın parsel numarasının hüküm fıkrasında gösterilmemesi ve bedeli hükmedilen yeşil alan kısmının davalı idare adına tesciline karar verilmemesi yönünden hatalı olduğu, ancak bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; müvekkillerin ... ili, ... ilçesi ... Mahallesi 14138 parselde kayıtlı taşınmazın maliki olduğunu, davalı idarenin imar planlaması ve uygulamaları sonucunda taşınmazın fiilen yola dönüştüğünü belirterek, belirlenecek tazminatın dava tarihinden faizi ile davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili asıl ve birleştirilen davaların cevap dilekçelerinde; kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil talebiyle dava açıldığını, talep edilen bedelin yüksek olduğunu, davacı talebinin yerinde olmadığını, tapu kayıtları ile mahkeme ilamlarında yer alan isimlerin farklı olması halinde tapu müdürlükleri tarafından tescil/terkin işlemlerinin gerçekleştirilemediğini, taşınmazın tapu kaydında davacıların hisseleri üzerinde yer alan ve alması muhtemel takyidatların dikkate alınarak hüküm aşamasında söz konusu takyidatlardan ari olarak tescil ve terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.11.2015 tarihli ve 2014/213 Esas, 2015/283 Karar sayılı ilamı ile asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu bölgenin ileride imar uygulamasına tabi tutulması halinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranının ve dava konusu taşınmazın çevresinde düzenleme görmüş parseller var ise bunlardan kesilen düzenleme ortaklık payı oranları ile bunlara ilişkin bilgi ve belgeler Belediye İmar Müdürlüğünden sorularak alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik incelemeyle dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen metrekare birim fiyatından % 40 oranında düzenleme ortaklık payı düşülmek suretiyle hesap yapan rapor doğrultusunda karar verilmesi doğru olmadığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın değerinin tespitinde şirkete yapılan özel amaçlı satışın emsal olarak kabul edildiği ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerinin karşılaştırılmasında; emsal taşınmazın dava konusu taşınmazdan daha değerli olduğu anlaşılmasına rağmen, bilirkişi kurulunca emsalin, dava konusu taşınmazla aynı değerde olduğu kabul edilerek vergi değerlerine ters düşecek şekilde değer biçildiğinden bu rapora göre karar verilmesi mümkün olmadığından, taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmek suretiyle yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi ve taşınmazın tapu kaydında bulunan irtifak haklarının taşınmazda değer düşüklüğü meydana getireceği gözetilmeden fazlaya hükmedilmesi doğru olmadığı gibi fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A1) ile gösterilen bölümün terkini yerine tescili hatalı olduğu ve dava konusu taşınmaza fiilen hangi tarihte el atıldığı taraflardan sorularak, el atma tarihine ilişkin tüm belgeler (yer teslim tutanağı, geçici ve kesin kabul tutanakları vs) getirtilip, el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden önce olduğunun tespiti halinde maktu harç ve maktu vekalet ücretine, sonra olduğunun belirlenmesi halinde ise nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, doğru olmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.09.2022 tarihli ve 2019/404 Esas, 2022/314 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; emsal karşılaştırmasının hatalı olduğunu, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, fen bilirkişi raporunda A1 harfi ile gösterilen bölümün bedeline hükmedilmesine rağmen, davalı idare adına tesciline karar verilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun(1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 14138 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakta olup davalı idare vekilinin aşağıdaki paragraf dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

4. Dava konusu taşınmazın parsel numarasının hüküm fıkrasında gösterilmemesi doğru olmadığı gibi, fen bilirkişi rapor ve krokisinde “A1” harfi ile gösterilen ve imar planında yeşil alanda kalması sebebiyle bedeline hükmedilen 57,66 m²lik kısmın davalı idare adına tesciline karar verilmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.09.2022 tarihli ve 2019/404 Esas 2022/314 Karar sayılı kararının;

a) Asıl dava ve birleştirilen davaya ilişkin bölümlerinin tescile ilişkin paragraflarından “bedeline hükmedilen” kelimelerinden sonra ayrı ayrı “... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 14138 parsel sayılı”ibaresinin yazılmasına,

b) Hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak, "Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 14138 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi rapor ve krokisinde “A1” harfi ile gösterilen imar planında yeşil alanda kalması sebebiyle bedeline hükmedilen 57,66 m²lik kısmının davalı idare adına tesciline" ibaresi yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.