Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14527 E. 2023/3441 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu sicilindeki hisse düzeltmesi nedeniyle davacının mülkiyet alanında meydana gelen azalmaya ilişkin olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Hazine aleyhine açılan tazminat davasında, mahkemenin tazminata hükmetmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan hatalardan Hazinenin kusursuz sorumluluğunun olduğu ve davacının gerçek zararının net gelir yöntemiyle hesaplanarak Hazineye yükletilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ... ili, ... ilçesi, ... köyü 114 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerini 22.06.2012 tarihli ve 2466 yevmiye numaralı işlem ile muhtelif kişilerden satın aldığını, müvekkilinin bu parseldeki hisseleri satın alırken hissesinin 19953111/144638578 olduğunu ve bu hissenin 93.994,98 m²ye tekabül ettiğini; ancak Bismil Tapu Müdürlüğünün müvekkilinin bilgisi olmadan kütük üzerinde düzeltme yaparak mevcut hissesinin 200613/2621107'ye düşürüldüğünü, bu durumun müvekkilinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan bir hata olmadığını, zarar ile sicilin tutulması arasında nedensellik bağı olmadığından davanın reddinin gerektiğini ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.05.2016 tarihli ve 2016/198 Esas, 2016/500 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bismil 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.05.2016 tarihli ve 2016/198 Esas, 2016/500 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 27.02.2018 tarihli ve 2017/35 Esas, 2018/1483 Karar sayılı ilâmı ile mahkemece ıslah harcının tamamlanması için davacı tarafa kesin süre verilmesi, kesin süre içinde harç tamamlandığı takdirde, ıslah edilen değer üzerinden karar verilmesi, harç tamamlanmaz ise ıslah beyanına değer verilemeyeceğinden, başlangıçta talep edilen dava değeri ile bağlı kalınarak hüküm kurulması gerektiğinden, ayrıca yörede 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 41 inci maddesine göre teknik hataların düzeltilmesi ve 2015 yılında 3083 sayılı Kanun'a göre toplulaştırma işlemleri yapıldığı anlaşıldığından, çekişmeli taşınmazın yüzölçümündeki azalmanın hangi işlemden kaynaklandığı, tersimat hatası olup olmadığı ve nedenleri araştırılmalı, sözü edilen işlemlere ait tüm belgeler, askı ilan tutanakları getirtilmeli, düzeltme işlemine karşı taraflarca açılmış dava olup olmadığı araştırılmalı, dava varsa sonucu beklenmesi gerektiğinden ve 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 15 inci maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden keşif yapılması, mülkiyetteki azalmanın hangi işlem sonucu oluştuğu kesinliğe kavuşturulduktan sonra bu işlemin kesinleştiği tarih, zararın oluştuğu tarih kabul edilmek suretiyle, zarar tarihi itibarıyla değer tespiti yaptırılması, yine zarar tarihi itibarıyla değerlendirme konusu ürünlerin verim ve maliyet tabloları ilçe tarım müdürlüğünden getirtilerek rapor denetlenmesi, net gelir yöntemine göre davacı hissesine isabet eden değer tespit ettirilmesi, bundan sonra oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve 310.368,04 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kadastro tespiti uzun yıllar önce yapılmış ve kesinleşmiş olduğundan açılan dava süresinde olmadığını, Hazinenin tapu sicilinin tutulmasından dolayı kusursuz sorumluluğuna hükmedilmesi için hukuka aykırı eylem ile zarar arasında nedensellik bağının olması gerektiğini, idarî işlem iptal edilmeden ve idari kusura hükmedilmeden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun'unun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü 114 parsel sayılı 681.000,00 m² yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmazda davacının hissesi .../... olup bu paya karşılık gelen alan 93.994,98 m² iken, Bismil Tapu Müdürlüğünce resen yapılan hisse düzeltmesi sonucu davacının hissesi 200613/2621107 olarak düzeltilerek bu hisseye düşen alanın 52.122,04 m² olduğunun belirtildiği, düzeltme sonucu 41.822,94 m² alanın eksik tapuya geçirildiği, Bismil Tapu Müdürlüğünün düzeltme işleminin 18.10.2014 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 17.02.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Dava konusu taşınmaza hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri ve dosya kapsamına göre net gelir yöntemine göre değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.